Yazgülü Aldoğan Saatte 360 km ile yere yatmak!
HABERİ PAYLAŞ

Saatte 360 km ile yere yatmak!

Hayatta bir kere yaşanabilecek türden bir deneyim; heyecan, korku ve bittiği zaman başarma sevinci! Müthiş bir adrenalin patlaması. Niye böyle bir şeyi yaşamak ister insan? Sadece kediler mi, gazeteciler de meraktan ölür! En son yaşadığım rafting kazasından sonra boğulmanın eşiğinden dönünce bu tür maceralardan uzak durmaya kararlıydım. Arkadaşlar arayıp “Valencia’ya gidiyoruz, motogp yarışlarını izlemeye!” deyince, ben ne anlarım motordan, ama Valencia iyi fikir deyip kabul ettim.

Motor deyince hele İstanbul’da, oğlumu bile bindirmem. Sporunu seyretmek zevkli olabilir mi? Vıın diye geçiyorlar, göremiyorsun bile. Valencia’ya vardıktan sonra farklı bir teklif çıktı ortaya:

Haberin Devamı

“Yarış pistinde bir yarış pilotuyla tur atmaya var mısın?” Ben! Bisiklete bile binmeyen, arabada kemerini takmadan kontağı çevirmeyen ben mi motora binip yarış pistinde, daha neler…

Gerisi bir pazarlık halinde yürüdü gitti. “Yarışçıların kıyafetlerinden giyip motorda fotoğraf çektiririm, gerisi mümkün değil, korkudan ölürüm, hem ben tutunamam bile arkada, sürüklenir, parçalanırım!” Arkadaşımın temsil ettiği Ducati firması, yarışçılarının neler yaşadığını konuklarına hissettirebilmek, empati yapmalarını sağlamak için birkaç yıldır böyle bir projeyi hayata geçirmiş. Deneyimli yarış pilotlarıyla pistte atılan turların heveslisi çok.

Ama gazetecilerin önceliği var. Bizim ekipten piyango çıkanlardan biri de benim. İyi de korkudan ölüyorum! Neden mi? Çünkü arkadaş, şöyle düz yolda 50 - 60 km ile gitmeyecek ki! Yarış pisti 4 km; 9 sol, 5 sağ korner var. Bu her seferinde o köşelerde yarışçıyla birlikte sağa ve sola yatmayı gerektiriyor. Yatmak dediysem, neredeyse yüzümüz değecekti asfalta! Hatırlarken bile fena oluyorum! Motorun gücü 250 X 2 beygir! Kalkışından 100 km ye çıkışı sadece 2 saniye: 6 saniyede 200 km’ye çıkıyor! 11 saniyede 300 km! Maksimum hızı 360 km. Nasıl? Korkulur mu korkulmaz mı?

Piste çıkarken bacaklarım titriyor

Randy ve Franko, ekibi gezdirecek yarış pilotları. Caroline, ekibin başı. Kimin kimle ve hangi sırada piste çıkacağına karar veriyor. Uzun uzun kağıtlar imzalıyoruz. Şikayetçi olmayacağız filan diye bir şeyler herhalde, o heyecandan sayfa sayfa kağıt mı okuyacağım! Doktor muayenesi, tansiyon ölçümü filan, heyecan hepten tavan yapıyor. Ve sonunda giyiniyouz.Yanmayan, parçalanmayan, astronot kıyafeti gibi bir kıyafet. İçinde beli ve sırtı tutan özel destek bile var. O kıyafetle ben zor yürüyorum, motorun üzerinde nasıl o kadar kıvrak olabiliyorlar, merak konusu.

Haberin Devamı

Bundan önce Ferrari1 arabalarıyla da benzer bir sürüş deneyimi yaşamıştım. Dönüşlerde duvara sürteceğiz diye heyecandan ölmüş, indikten sonra bacaklarımın titremesinden yürüyememiştim. Şimdi niye kurbanlık koyun gibi o kıyafeti giyip herkesin meraklı bakışları altında padoktaki motora doğru yürüyorum ki?Ve işte motorun üstündeyim.

Caroline’in söyledikleri aklımda: İlk kalkışta büyük bir itme gücü hissedeceksin, asıl orada sıkı tutun. Sonra rüya gibi, zevkini çıkar. Elimi bırakırım diye hiç korkma, beden kendisini senden daha çok düşünür, hayata tutunmak için sen istesen de bırakmaz o kolları! Sandığım gibi Randy’nin beline değil, önündeki kolçaklara sıkı sıkı yapışıyorum. Motor bir anda fırlıyor, gerçekten göğsüme tekme yemiş gibiyim, ama düşmüyorum! Ve motorun 2 saniye içinde 100 km’ye çıkarken şaha kalktığınıfarkediyorum! Pistin ucuna geldik bile sola yatıyoruz, pistin yeşil çizgileri üzerindeyiz, bu kadar mı yatacaktık, neredeyse yere değiyoruz, doğrulup bu kez sağa yatıyoruz, şimdi de sağ taraftaki çizgiler burnumun ucunda!

Haberin Devamı

Hata yaparsam pilota da zarar

Gözümü kapama şansım yok. Sorumluluğum var. Bu motorun üzerinde iki kişiyiz ve ben pilota uyumlu olmazsam onun hayatı da tehlikeye girer. Halbuki Ferrari1 pilotuyla birlikteyken zaten o kadar terlemiştim ki kaskın içinde oluşan buhardan zaten hiçbir şey görmüyordum! Burada her şeyi görüyorum, her anı yaşıyorum, bilincindeyim ve üstelik görevliyim. Benim motorgp deneyimi, erkeklerin kısa dönem askerliği gibi.

Ne kadar kısa olursa o kadar uzun anlatabilirim! 2 dakika göz açıp kapayana kadar geçiyor dersem inanmayın. En az 20 dakika gibi! Dönüyoruz, dönüyoruz, ani frene bastığında zıplayıp üzerinden uçacak gibi oluyorum; oysa bunu yapmamam gerektiğini söylemişlerdi.

Toparlayıp yerime oturuyorum, sonunda bitiyor! İndiğimde ter içindeyim, öyle böyle değil, sırılsıklam! Bir insan bedeni 2 dakikada nasıl bu kadar ter atabilir? İlk iş kaskı çıkarıp atmak. Ben 2 dakikada bunu yaşadım, pilotlar burada dakikalarca dönüyor. Üstelik de bu kadar güzel havayı her zaman bulamıyor, yağmurda bile yarışabiliyorlar! Yağmurda nasıl da kayar burası, nasıl bir şey bu! Sonrası keyifli. Fotoğraflar çok güzel. Zoru başardıktan sonra geriye dönüp düşünmesi çok güzel. O iki dakikalık heyecanı yeniden hatırlamak çok güzel. Hayatta her şeyin bedeli var, hiçbir şey kimseye gümüş tepside sunulmuyor!

Motor gücü 250 beygir x 2; 0 km den 100 km'ye 2.1 saniyede, 0 km'den 200 km'ye 6 saniyede, 0 km'den 300 km'ye 11 saniyede çıkabiliyor! 0 km'den 360 km'ye kaç saniyede çıktığını bilmiyorlar! Maksimum hızı 360 km. Mugello bu sene bu hızı yapmış. Pistin uzunluğu 4 km, 2.489 miles. 9 sol, 5 sağ köşe var.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder