Savaşın da bir namusu vardır

Savaşın da siyasi kavganın da bir namusu vardır; kadına, çocuğa ilişilmez. Siyasi rakip gördüğünüz kişinin eşini, ailesini hedef alamazsınız. İktidarın siyasi silahşorluğunu yapan bir gazete HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi hakkında ne gazeteciliğe ne insan ahlakına, ne de siyasi kavgaya uyan bir yayıncılık yapıyor. Gazeteciyim diyen herkesin yüzünü kızartıyor.

Kısa süre önce ölen bir yazarının iki kişiyle birlikte televizyonda Can Dündar ve eşi Dilek Dündar ile ilgili kahvehane dedikodusu bile olmayacak seviyesizlikteki muhabbetinden sonra onlardan her şey beklenebileceğini biliyordum. Şimdi de Başak Demirtaş’ı diline doladı. “Büyük gazetecilik” yaptı. Neymiş, öğretmen olan Başak Demirtaş “bankamakit memuruymuş”, 12 yıllık öğretmenlik hayatının yarısında hiç çalışmadan devletten maaş almış.

Haber üzerine Milli Eğitim Bakanlığı devreye girdi açıklama yaptı. 112 günü 2015-2016 eğitim öğretim dönemine ait olmak üzere 2004 yılından itibaren toplam 774 gün hastalık raporuna bağlı izin kullanmış. Bütün öğretmenlerin hastalığa bağlı olarak aldığı gibi Başak Demirtaş’ın aldığı sağlık raporları incelenmiş ve izin verilmiş. Bakanlık bile yasadışı bir durum olmadığını açıklamasına rağmen AKP milletvekillerinin bu haberlere itibar edip destek olmaları ayrı bir utanç.

Hele hele Selahattin Demirtaş’ı bu konuda açıklama yapmaya zorlamak utançların en büyüğü. Demirtaş; “Eşim bebeğini kaybettikten sonra bir dizi ameliyat geçirdi. Her ne kadar eşimin rızasını alarak bu açıklamayı yapmış olsam da, bu açıklamayı yapmış olmaktan dolayı başta sevgili eşim olmak üzere duyarlı kamuoyundan özür diliyorum” dedi. Ben Demirtaş’ın açıklamasını okuyunca bu haberi yapanlarla aynı mesleği yapmaktan utandım. Özür dilemesi gereken Demirtaş değil bu haberi yapanlar. Hâlâ linç edercesine haberi takip ettiklerine göre onlarda utanma duygusu kalmamış anlaşılan. En iyisi onların yerine gazetecilik adına biz özür dileyelim.