Hakan Çelik Suriye'de işler kötüye giderken
HABERİ PAYLAŞ

Suriye'de işler kötüye giderken

Haberin Devamı

Suriye’de işler Türkiye’nin beklediği gibi gelişmiyor. Ankara bütün planını, Suriye lideri Beşar Esad’ın haftalar içinde düşeceği üzerine oturtmuştu. Muhaliflerin yeterince güçlü olduğu, dışarıdan gelecek mali yardım ve silah desteğiyle Suriye ordusunun yenileceği sanılıyordu. Böyle olmadı.

Bölgedeki dengelerin değişmesini istemeyen İran ve Rusya, Esad’ın lehine bütün ağırlığını koydu. Her türlü para ve silah desteği sağlandı. Düştü düşecek denilen Esad rejimi 4 yılı aşkın süredir ayakta. 300 bine yakın insan öldü, 4 milyon kişi evini terk etti.

[[HAFTAYA]]

Ülke mahvoldu, resmen tükendi, o ayrı. Ama Esad gücünü belli oranda koruyor. Belki sadece İran ve Rusya’nın direnmesi yeterli olmayabilirdi ancak İsrail, ABD ve Avrupa ülkeleri de Esad’ın bütünüyle ortadan kaldırılması fikrini kabul edemedi. Nitekim ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin Suriye’nin geleceğiyle ilgili görüşünü açıklarken “Esad’ın hemen gitmesi gerekmeyebilir” demesi bunu gösteriyor.

Esad’ın devrilmesi halinde IŞİD ve diğer aşırı dinci terör örgütlerinin ülkeyi tamamen ele geçirmesi ihtimali Batı’yı korkutuyor. Son bir yılda Esad’ın bu korkuyu çok iyi kullandığını düşünüyorum. Zira Ankara, rejim güçleri ile IŞİD arasında belli oranda işbirliği yapıldığına dair kanıtlar olduğunu duyurmuştu. Türkiye, Batılı ülkeler gibi “Esad bir süre daha kalabilir” çizgisine gelebilir mi emin değilim. Bu ihtimal şimdilik zayıf.

Bütün bunlar yaşanırken Suriye savaşının en ağır bedelini ödeyen ülke Türkiye olmaya devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ülkemize sığınanların sayısının 2.2 milyon, harcanan rakamın da 7 milyar dolar civarında olduğunu açıkladı. Dünyada bu yükü kaldırabilecek başka ülke yok. Türkiye bu kadar ağır bedeller öderken kendi güvenliği ve istikrarı konusunda yaptığı çağrıların geçiştirilmesi düşündürücü.

Batı, IŞİD ve Esad konusundaki ikircikli tutumunu Türkiye’nin terör örgütü PKK ile mücadelesinde de gösteriyor. Silahlı Kürt grupları Irak ve Suriye’de IŞİD ile savaşıyor diye Türkiye’nin PKK’yı vurmaması isteniyor. İşin özeti bu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Amerikan yönetimine ilettiği “PYD ve YPG terör örgütüdür bize göre.

ABD bedel ödemiyor. Bedel ödeyen biziz’’ sözü çok haklı bir serzeniş. Washington’ın anlamadığı şu; o örgütlerin silahı ve gücü Türkiye’ye akıyor. PKK sırtını Batı’ya dayayarak Türk askerini öldürüyor. Bir terör örgütü Amerika’yı hedef alsa ve her gün asker-polis öldürse Amerikan ordusu bunu yapanları doğduğuna pişman ederdi. Üstelik ABD’nin terörle mücadele sürecinde insan hakları en ağır şekilde ihlal edildi. Türk Silahlı Kuvvetleri terörle mücadele operasyonlarını olması gerektiği gibihukuka uygun şekilde sürdürüyor. Türkiye’nin terörle mücadelesi meşrudur. PKK silah bırakmadığı ve saldırılarına devam ettiği sürece de TSK’nın harekatlarının durması mümkün değildir.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder