Hakan Çelik Suriye krizinde ikinci aşama
HABERİ PAYLAŞ

Suriye krizinde ikinci aşama

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Rusya lideri Vladimir Putin’le ilgili şimdiye kadarki en sert açıklamalarını yapıyor. Tepkisinde haklı, zira yaşadığı hayal kırıklığını çok iyi anlıyorum. Elbette Türkiye ile Rusya’nın, Suriye gibi karmaşık bir meselede bütünüyle aynı çizgide olması beklenemez; ancak Moskova, doğrudan Ankara’nın güvenliğini tehlikeye atacak işlere imza atıyor. Moskova “Gönüllüler” adı altında Suriye’ye önce kara birliklerini gönderdi, ardından hava bombardımanlarına başladı, ki Başbakan Ahmet Davutoğlu bu saldırıların sadece yüzde 3,5’unun IŞİD’i hedef aldığını açıkladı.

Erdoğan’ın altını çizdiği gibi; Putin, terörle mücadele ediyor gibi görünüp Esad’ın geleceğini garanti altına almaya çalışıyor. Diğer taraftan da Tartus’taki üssünü muhafaza ederek gücünü bütün Akdeniz’e yaymayı hedefliyor. Kısa süre önce Putin ile Moskova’da yaptığı, saatler süren görüşmelerde Erdoğan bütün kaygılarını aktarmasına rağmen Putin yapacakları hava harekâtlarıyla ilgili en küçük bir imada bile bulunmuyor. Tam tersine Esad’ın uzun süre işbaşında kalmasına artık sıcak bakmadığı izlenimini uyandırıyor. Erdoğan’ın “Nükleer santrali gerekirse farklı ülkeler yapar, doğalgaz alacak başka kaynaklar da var” gibi açıklamaları, yaşanan bu şaşkınlığın sonucu.

[[HAFTAYA]]

* * *

Rusya’nın beklenmedik sertlikteki hamlesiyle Suriye üzerinde neredeyse 3 yıldır devam eden vesayet savaşı, ana aktörlerin sahaya inmesiyle doğrudan çatışmaya dönüştü. Üstelik çok daha tehlikeli boyutta… Rusya tek başına da değil, İran bir süre önce kara birliklerini Irak ve Suriye’ye sokmuştu. İran rejimi uzun süredir Lübnan’daki Hizbullah üzerinden de Esad’a yardım sağlıyor.

Diğer taraftan Çin, bu ikiliye uçakları, uyduları ve diğer sistemleriyle lojistik destek veriyor. Artık açık bir şekilde ortaya çıkan bu ittifak, konuyu başka bir boyuta taşıdı. Durum NATO’yu çok yakından ilgilendiriyor. NATO, Türkiye gibi önemli bir üyesinin güvenliğinin bu kadar ihlal edilemeyeceğine yönelik tepkisini - aksiyona geçerek- ortaya koymalı.

İşin üzücü yanı, bir süre önce Almanya “Türkiye artık tehdit altında değil” açıklamasıyla topraklarımızdaki Patroit bataryalarını geri çekeceğini açıklamıştı! Rusya’nın Ukrayna’nın doğusunu işgaline, Finlandiya ve Baltık ülkelerini sürekli taciz etmesine seyirci kalan ittifak, Suriye’deki gelişmelerde de aynı şeyi yaparsa caydırıcılığını bütünüyle kaybeder.

Muhtemelen bütün bu yaşananlar Türkiye’yi, yoğun ilgi gösterdiği Şangay İttifakı ve hatta Çin füzesinden de uzaklaştıracak. Erdoğan, Brüksel-Tokyo uçuşunda yaptığımız sohbette çok yakında Obama ile görüşebileceğini açıkladı. Ancak Obama’nın “Ortadoğu’ya bulaşmama” eğilimi Türkiye’nin isteklerinin karşılıksız kalmasına neden olabilir. Bush kadar hiperaktif olması beklenmiyordu ancak Obama izlediği politikalarla bölgeyi tamamen kaderine bıraktı. Yaşananların önemli bir nedeni de maalesef Washington’un izlediği tutarsız politikalar.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder