Tek kale

Siyaset, zevksiz bir maç’a döndü. Tek kale devam ediyor. “Aramızda konuşup anlaşacağız” ne demek? Yani, kendi kendimize paslaşıp top çevireceğiz. - Nerede çevireceksiniz? - Kendi yarı sahamızda. Mecburen. Zira, öbür yarı sahada kimse yok. - Nerdeler? - Kale arkasında oynuyorlar.

* [[HAFTAYA]]

Asıl ucube budur işte. Sorumsuz Cumhurbaşkanlığı ama yetkili Cumhurbaşkanlığı... Aynı anayasanın eseri... Hele bir de halk seçiyorsa yetki sınırlarını aşacak olan bir Cumhurbaşkanlığı. Buyrun bakalım.
- Maç oynanırken, kural değişmez. Öyledir iki gözüm. Ama bunu maçtan önce düşünecektiniz... Hem yeni bir Evren Paşa istemiyorsunuz, hem de hâlâ Evren Paşa’nın anayasasıyla yetiniyorsunuz. Siz de çıkın bari sahaya. Hayır. Hâlâ kale arkasında oynuyorsunuz. Saat kaç?

*

Aman unutmayayım. Size seçim kanunu için, ayrıca üç alternatif de önermişlerdi.
1- Şimdiki sisteme devam.
2- Daraltılmış bölge.
3- Dar bölge. O ne oldu? Cevap vermediniz. A iki gözüm, dördüncü bir alternatifi siz getirebilirdiniz. Onu da getirmediniz. E buyrun o zaman.
- Dar bölge geliyor. Ağlamak yok.

*

Her neyse, dönelim biz şimdi Cumhurbaşkanlığı seçimine... Önce o. Ne var ki, tek kale devam ediyor... Hep de kendi yarı sahalarında...
Abdullah Bey ile Tayyip Bey, kendi aralarında top çeviriyorlar. Faul yapmak gerekiyorsa, birbirlerine faul yapıyorlar. Eğer çalım atmak gerekirse de birbirlerine çalım atıyorlar. Çünkü öbür yarı sahada kimse yok.
- Nerdeler?
- Kale arkasında oynuyorlar. Peki ama dünya kadar yabancı futbolcu transfer etmişlerdi. Onlar nerdeler?