Yazgülü Aldoğan Teknolojide stratejimiz bile yok ki!
HABERİ PAYLAŞ

Teknolojide stratejimiz bile yok ki!

Haberin Devamı

Dijital Türkiye Platformu üyelerinin Avrupa Dijital Gündemi’ne ilişkin hazırladığı bir raporu tartıştık geçen akşam. “Gelmemiz gereken yerin o kadar gerisindeyiz ki AB pazarında olamamak bir yana, iç pazarda da rekabet edememekle karşı karşıya kalacağız” diyorlar.

AB’nin, üyeleri için koyduğu 2020 hedeflerinden bazıları şunlar: Ar-Ge harcamaları GSYH içinde yüzde 3 olacak ve nüfusun en az yüzde 40’ı liseyi bitirecek. Bilgi ve iletişim teknolojisi büyük önem kazanıyor. Türkiye, bu alanda ciddi bir tüketici ama üretimde hiç yok. Yüksek teknolojide yok.

Nasıl olsun ki, Ar-Ge’ye teşvik yok. Bir bakanın “Bizim yaratıcılığımız yok, biz ancak tüketiriz, inovasyon yapamayız” demesinin üzerinden Cumhurbaşkanı da ‘internetten nefret ettiğini’ söyledi! İşte o zaman ithalatınızın büyük bir kısmını cep telefonuna ayırır, kim ne çıkaracak diye beklersiniz. G.Kore sadece tarım yapan, savaştan çıkmış bir ülkeyken bugün teknolojide dünya devi. Türkiye’nin ise stratejisi bile yok! Pardon var! İmam hatip liselerinin, din derslerinin artması, zorunlu eğitim yaşının inmesi...

[[HAFTAYA]]

Klasik müziğe bile sansür!

Görülmüş, duyulmuş şey değil: Sözsüz müziğe de sansür uygulamayı becerdiler! Hani şarkı sözünü beğenmezsin, müstehcen dersin, kışkırtıcı dersin; bir derece. Kendini anlatmak için gerekçen vardır. Ama klasik müzik repertuarını sırf bestecisine gıcıksın diye programdan kaldırmak bizimkilere nasip oldu! Neymiş? Bütün dünyanın ayakta alkışladığı, dahi çocuk bellediği, konserleri tıklım tıklım dolup taşan sanatçı Fazıl Say’ın dili biraz uzunmuş! İçinden ne gelirse söylüyormuş. Cumhuriyet ve Atatürk çocuğuymuş. Katli vacipmiş. Ellerinden gelse onu da yapacaklar. Samimiyim. Babası ünlü müzik adamı Ahmet Say’ın söylediği gibi, aslında onu bu ülkeden kaçırtmak istiyorlar.

Kendileri gibi olmayan, kendilerine benzemeyen herkes çeksin gitsin, ülke onlara kalsın, ağaçları kesip yerine inşaat, derelere HES yapsınlar; balıklar ölsün, tarlalar kurusun... Dağların hepsini madencilere versinler, delik deşik olsun... Ve bu ucubeye döndürülmüş, sanat damarları kurutulmuş ülkede çekirdek çıtlatarak yaşasınlar istiyorlar! Kültür Bakanlığı, Cumhurbaşkanı Senfoni Orkestrası’nın programından Fazıl Say’ın eserlerini çıkarttırmış. Adını taşıyan o orkestranın hangi konserine gidecek ki yasaklatıyor? Gelecek kuşaklar bunları okurken ya inanmayacak ya da nereleriyle güleceklerine şaşacaklar!

Daha zeki olmak isteyen parmak kaldırsın

Marilyn vos Savant dünyanın tanık olduğu en yüksek IQ seviyesine (228) sahip. Amerikalı Savant’ın zekasının dışında belli bir uzmanlık alanı yok ama bir dergide kendisine sorulan sorulara yanıt vererek yaşıyor. Zeki olmaktan memnun, hayatını kolaylaştırdığını düşünüyor. Ama ben dünyanın en zeki insanı olmak istemezdim! Düşünsenize etrafınızdaki herkes geri zekalı!

Akıllı insanın tımarhanede yaşaması gibi bir şey! Hatta laf aramızda ben çoğu zaman bu hisse kapılıyorum: Politikacıların ülkeyi yönetirken yaptıklarına bakıyorum; şehri yönetenlere bakıyorum; bindiğim taksinin şoförüne bakıyorum; metrodaki gençlere bakıyorum; meyhanede siyaset tartışması yapanlara bakıyorum; futbol seyircisine bakıyorum; twitter’daki sataşmalara bakıyorum; kavga eden aşıklara bakıyorum... Ve hayır, hayır, zeki olmak istemiyorum! Ötekileri değiştiremediğime göre daha zeki olmak neye yarar? Zavallı kadın kimbilir ne büyük zorluk çekiyordur!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder