Hakan Çelik Türkiye'nin risk haritası
HABERİ PAYLAŞ

Türkiye'nin risk haritası

Önce IŞİD Suruç’a saldırdı, 31 vatandaşımızı katletti. Ardından PKK devreye girdi. Adıyaman’da bir askeri, Şanlıurfa’da iki polisi şehit etti. Tüm bu gelişmelerle Türkiye çok tehlikeli bir girdabın içine sürüklendi. Eş zamanlı olarak IŞİD ile PKK’nın hedefi haline geldik. Oysa Ankara IŞİD’le karşı karşıya kalmamak için Batı’nın ısrarlarına rağmen ön cephede durmamaya çalışıyordu.

Üç yıla yakın süredir PKK ve güvenlik güçleri arasında devam eden çatışmasızlık ortamı da gelecek için önemli bir barış fırsatı olarak görülüyordu. İçinden çıkılması güç bir durumla karşı karşıyayız. Gencecik insanları katlederek korkunç yüzünü yine gösteren terör örgütü IŞİD’in iki farklı üye yapısı var: Birinci gruptakiler örgüte doğrudan bağlılar ve eylemlerini yukarıdan gelen talimatla yapıyorlar.

[[HAFTAYA]]

İkinci grupta gönüllüler bulunuyor. Bunlar çeşitli nedenlerle sempati duyanlar ya da örgütün dikkatini çekmek isteyenler; ama organik bağları yok. İki kesimin de Türkiye’ye eylem yapma riski var. 10’a yakın canlı bombanın farklı yerlerde eylem yapmaya hazır olduğuna dair bilgiler mevcut. Türkiye’de dini ve ideolojik nedenlerle IŞİD’e destek verenlerin sayısının marjinal düzeyde olduğunu düşünüyorum; fakat IŞID’i iyi tanımadığı halde sırf YPG-PKK’yla savaştığı için sempati duyanlar söz konusu.

Bu iklim Doğu ve Güneydoğu’da PKK ve Hüdapar’a bağlı grupların çatışma riskini artırıyor. PKK son iki eylemiyle “Burada olduğumu unutma!” mesajını verdi. Örgüt, Türkiye’yi IŞİD konusunda bir yere sıkıştırmaya çalışıyor. Bu nedenle Türkiye’nin risk analizlerini çok iyi yapması şart. Laik, demokratik hukuk devletine dört elle sarılmak gerek. Ortadoğu ülkelerinin çoğu belli bir mezhep ya da etnik gruba aşırı yaslandığı için tökezledi.

* * *

Batı dünyası Irak ve Suriye’deki olayların Türkiye’yi istikrarsızlaştırmasına seyirci kalırsa bunun küresel sistem açısından ağır bedeli olur. Çünkü her şeye rağmen Ortadoğu’nun en istikrarlı ülkesi Türkiye. Ama Türkiye’nin tek başına bölgeyi şekillendirecek imkânı kalmadı. Hep söylüyorum; Suriye’de kalıcı bir çözüm için ABD, Avrupa Birliği, Türkiye, İran, Rusya, İsrail ve Suudi Arabistan’ın destek olacağı bir plan uygulanmalı. Bu ülkelerin çoğunun pozisyonu çok farklı; ancak hiç değilse bir geçiş formülü üretilmeli. Ankara diplomatik olarak bu yoldaki çabalara öncülük edebilir. Washington sadece bölgeye Predatör göndererek sorumluluktan kaçamaz. Amerika’nın Irak’ı işgali, ülkenin paramparça olmasına neden oldu ve bugünkü kötülüklerin kapısı aralandı.

* * *

Haberin Devamı

Güvenlik riskleri sadece iç barışımızı değil, dış ticaretimizi ve turizmimizi de olumsuz etkiliyor. Türkiye’nin dışarıdaki algısı bozuluyor. Vakit kaybetmeden bir uzlaşma hükümeti kurulması bir dizi alanda restorasyona imkân verecektir. Bu nedenle çeşitli engellerine rağmen AK Parti-CHP koalisyonunun zorlanması gerektiğini düşünüyorum.

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder