Yazgülü Aldoğan Ufukta tekrar sandık mı gözüktü?
HABERİ PAYLAŞ

Ufukta tekrar sandık mı gözüktü?

Siyasileri bilmem ama ben bile neredeyse sokağa çıkamayacağım. Gören, tanıyan, “Ne olacak koalisyonun durumu?” diyor. Hep birlikte izliyoruz işte, biz uzlaşın dedik, onlar itişiyor, diyorum. “Ya tekrar seçime gidilirse ne olur?” diyorlar. Size sormalı diyorum, oyunuzu değiştirecek misiniz? Tekrar seçime gidersek oyumuzu neden değiştirebiliriz? AKP zannediyor ki kaybettiği seçmenler, “AKP’siz olmuyor, biz yine ona verelim, kursun tek başına hükümeti; çalıyor ama hiç olmazsa çalışıyor” diyecek. AKP’den oyunu esirgeyen Kürt seçmen, bunu niye desin? Tam tersine Kürt seçmen, tam da barajı aşmış olmanın verdiği özgüvenle biraz mutlu olmuşken, 80 milletvekiline rağmen onu dışlayan, onunla koalisyon yapmak istemeyen bir çoğunluğun karşısında ÖTEKİ’leştirilmiş hissediyor. Bir teki geri dönmez AKP’ye. Ya AKP’den MHP’ye gidenler? “MHP’ye verdik de ne oldu, onu istemem, bunu istemem diye yolu yokuşa sürüyor” mu derler? Bence derler. AKP’ye geri mi dönerler? Bence küsüp sandığa gitmezler! Al birini vur birine derler! MHP’li vekiller atıp tutuyor ya, AKP barajın altında kalır, biz ezer geçeriz diye. Görürüz kimin kuyruğunu tramvay çiğneyecek. CHP’nin oylarında yüzde bir ikilik bir yükselme olur. HDP aynı kalır, çünkü CHP’ye geri dönen oyların yerine AKP’den biraz daha Kürt oyu gelir. Seçmeni küstürdüğünüzle kalırsınız, sonuç değişmez, benden söylemesi. Ha, tekrar gidilir mi seçime? Hâlâ gidilmez diyorum.

Haberin Devamı

Antakya’da renkler konuşuyor

Bir kaç yıl önce gittiğimde işler tıkırındaydı. Antakya, üç dinin kutsal mekanları, muhteşem mutfağı, güzel doğası, Suriye’ye olan yakınlığıyla hem turizm, hem ticaretten para kazanıyordu. Davutoğlu’nun dış politika yanlışları Suriye’de bir insanlık dramı yaşanmasının ötesinde Türkiye’yi de vurdu. 2.5 milyon Suriyeliyle Dünyada en çok mülteci barındıran ülke olduk. Kamplar yetmiyor, şehirlere yayıldılar; ucuz işçi, seks kölesi, dilenci oldular, sürünüyorlar. Antakya’da da önce yığılma olmuş, istenmedikleri için gitmişler, en çok Reyhanlı’da kalmış. Sınır ticareti bitmiş, 5 binden fazla TIR satılık. Turizm bitmiş. Neyse ki tarım devam ediyor. Antakya’ya Büyükşehir Belediyesi’nin restorasyon çalışmalarını görmeye gittim. İçinde bir Katolik Kilisesi, bir Ortodoks Kilisesi, bir sinagog ve bir caminin aynı avluda yer aldığı, eski adı Herod, şimdiki adı “40 asırlık Türk Yurdu Sokağı”nı belediye restore ediyor. Burada hepsi tarihi eser, erken Osmanlı mimarisinden 62 ev var. Restorasyon belli bir aşamaya gelince evlerin boyaları konusunda Axo Nobel’den yardım istiyorlar. Çünkü Marshall Renk Hareketi Projesi beş yıldır, çeşitli illerde, sokaklardaki grilere renk veriyor. Projenin Hatay ayağı ile şimdi boyalar değişiyor, Osmanlı renkleri ile son teknoloji birleşiyor. Sokaktaki 180 yıllık parke taşlarına dökülmüş betonlar da sökülerek eski haline dönülecekmiş. Taş üstüne taş koyanın eline sağlık. Kurtuluş Caddesi, dünyanın meşalelerle aydınlatılmış, iki tarafı sütunlu ilk caddesi imiş. Restore edilmiş ve edilmeyi bekleyen çok güzel binalar var. Eski bir sabun fabrikasından dönüştürülmüş Savon Hotel’de kaldık. Lokal bir lokantada yediğimiz yemeklerin lezzetini unutamıyorum! Ama asıl güzellik, dünyanın en zengini Mozaik Müzesi. Yeni yerine taşınmış ama yerleştirme henüz bitmemiş. Antakya antik Roma döneminin en önemli şehirlerinden, depremlerle yerle bir olduğu için bugün nereyi kazsan tarihi esere rastlıyorsun.

Haberin Devamı

Müze otel inşaatı

Haberin Devamı

İnşaatı süren Hilton Oteli’nin de altında muhteşem mozaikler bulununca oteli metal kazıkların üzerine çıkarıp altını müze yapmaya karar vermişler. 25 milyon dolara çıkması beklenirken olmuş sana 100 milyon dolar maliyet! Bu müze otel, Hıristiyanlığın ilk kilisesinin karşısında olduğu için yeri de çok kıymetli. Görmediyseniz Antakya’ya mutlaka gidin, hepsi iyidir ama Burçak Altunay rehbere düşerseniz, anlattığı mitolojik hikayeleri dinleyin. Şehrin sosyal yaşamı da hareketli. Asi Nehri’nin kenarında yürüyüş yolları yapılmış. Ramazan günü bile bütün lokantalar açıktı. Hele gece, bakımsız yerler de görünmüyor, şehir ışıl ışıl parlıyor! Birleşmiş Milletler’in araçları da vızır vızır dolaşıyor.

Bir buçuk milyon imza küfelerle taşındı

İstanbul Kadın Kuruluşları’nın imam nikahıyla ilgili düzenlediği imza kampanyasında bir buçuk milyon imza toplandı, protesto yürüyüşünde imzalar küfelere sığmadı! Anayasa Mahkemesi’nin resmi nikah olmadan imam nikahı kıyan hocalara verilen cezayı iptal etmesi, kadın kuruluşlarını ayağa kaldırmıştı. Bu karar, dini nikahı teşvik edecek ve daha fenası, küçük yaşta evliliklerin önünü kesme şansı kalmayacak, kumalar çoğalacaktı. Evlilik yaşı tutmayan kız çocuklar, hiç bir yasal hakkı olmadan yaşlı başlı adamlarla evlendirilip, hatta kuma verilip hayatları karartılacaktı. Kadınlar Şişli’de bulunan Atatürk’ün evinin önünde toplanıp Cevahir’e kadar yürüdüler. Kendilerine Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü, küfeleri taşımak için gençler de eşlik etti. 90 yaşındaki, hocaların hocası Prof. Dr. Nermin Abadan da bastonuyla katıldı. Bu dönemin başarısı da yaşını başını almış, kariyer sahibi kadınları bile isyan ettirip sokağa dökmek, slogan atarak yürütmek oldu diyelim!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder