Giriş
Kelle uçuran örgüt... Bir o eksikti hayatımızda. Ne fark eder ki? Atın onu da sırtımızdaki torbaya... Kalabalıkta kaynayıp gitsin. 2 milyon sığınmacı mı var? - Oho, devede kulak. 12 milyon daha gelsin. Biz atlarımıza binip, dönelim Ortaasya’ya... Ergenekon’dan çıkıp, tarihi baştan yazalım.
[[HAFTAYA]]
]Bize düşman gerekmez ama kelle uçuranlar ne bilsinler bunu? Adamlar gelmişler, sınıra dayanmışlar... Askerimize de ateş açmışlar. Ne yapacaktık? “Sabrımızı test etmeyin” deyip oturacak mıydık? Türk Ordusu 13 dakikada bitirdi işi. - Meşru müdafaa. Hadi bakalım. Bir daha gelsinler.
Vatandaşın hemen moral kazandığını fark etmişsinizdir herhalde. - Benim Ordum. İşte, ortak duygu. Ve kollektif ruh. Dün sabah, televizyonlarda ilk haber ve yorumları dinledim. Nur Batur’un ve Hande Fırat’ın bilgiye dayanan fikirleri çok güzeldi. Epey aydınlandım. Sonra Aslı Aydıntaşbaş’ın yorumlarından faydalandım. Daha sonra da Deniz Ülke Arıboğan’ın ezber bozan değerlendirmeleri üzerinde epey düşündüm. Bana söyleyecek laf kalmadı. Plağı değiştiriyorum.
Siyaset... Evet, gelelim hükümet arayışlarına. Böyle bir dönem, Büyük Koalisyon ihtiyacını öne çıkardı galiba... Zannederim AK Parti - CHP müzakereleri, birdenbire hız kazanacaktır. Hayırlı olur. Hele bir de Tayyip Erdoğan, bizi şaşırtacak kadar bir babacan tavır sergilerse, çift kaymaklı kadayıf olur. Kılıçdaroğlu ise doğru bir çizgidedir. Aynen devam.
