Oral Çalışlar Tutuklu yazarlar
HABERİ PAYLAŞ

Tutuklu yazarlar

Haberin Devamı

Şahin Alpay’la, 1968’den bu yana, 48 yıldır tanışırız. SBF’den mezun olduktan sonra, Eğitim Fakültesi’nde asistandı. Birlikte aynı sol grupta siyaset yaptık. 12 Mart 1971 darbesini yurtdışında geçirdi. O benden önce soldaki “otoriter” örgütlenmenin farkına varıp ayrıldı. Kendisini ülkemizdeki liberal düşüncenin temsilcilerinden biri olarak görmek mümkün. Şahin ve bazı arkadaşlarımız, 17-25 Aralık'taki (2013) Cemaat’in darbe girişiminin içerdiği tehlikeyi görmediler ya da görmek istemediler. Cemaatçilerin etkisindeki yörüngeden çıkamadılar. Bu bir siyasi seçimdi. Onlardan ayrı düştük. Ardından, 15 Temmuz 2016 geldi. Cemaat Türkiye’yi ateşe attı. Darbecilerin yarattığı tahribat ülkeyi altüst etti. Kitle halinde işten çıkarmalarla, tutuklamalarla yüzyüze geldik. Böylesine geniş bir tutuklama furyasının, sorunlar yaratması kaçınılmazdı. Bu arada özellikle Cemaat medyasında yazan, program yapan isimler de, hedef haline geldi. Cemaatin böylesine kanlı bir girişimin içinde bulunabileceğini hesaba katmadığı anlaşılan bazı yazarlar da tutuklandı. CHP Genel Bşk.Yard.Veli Ağbaba, milletvekili Nurettin Demir, Silivri cezaevinde Ahmet ve Mehmet Altan, Murat Aksoy, Atilla Taş, Ali Bulaç, Şahin Alpay, Habip Güler ve Ahmet Turan Alkan’ı ziyaret ettiler. Yaptıkları görüşmeleri bir rapor haline getirdiler. Şahin Alpay’la görüşme notlarını okuyunca, içimi bir hüzün bastı.

Şahin Alpay

Şöyle diyor Şahin: “72 yaşındayım bu yaşta mahpusluk zor. 15 Temmuz yapılırken aldatılmışlık duygusu hissettim. Böyle bir şeyle ilgileri olduğunu bilsem durmazdım. ‘Örgüt üyesisin’ diyorlar. Benim herhangi bir cemaatle örgütle ilgim olmaz. Hastaneye iki elim kelepçeli gidiyorum. İki kişi koluma giriyor, giderken aşağılanıyorum.” Ahmet ve Mehmet Altan'ın, Ali Bulaç'ın, Atilla Taş'ın, Murat Aksoy'un, Ahmet Turan Alkan'ın durumları da, bu tutuklamaların hukuki olmaktan çok siyasi olduğunu gösteriyor. Bu tabloya Cumhuriyet yönetici ve yazarlarını da ekleyebiliriz. Darbecilerle mücadele, meşru ve haklı. Kanlı darbe girişiminin ardından gösterilen refleksi de anlamak mümkün Ancak, 'FETÖ'cülerin kumpas kurarak hazırladıkları iddianamelerden, ilgili, ilgisiz herkesi aynı torbaya koyan hukuk tezgahlarının yarattığı toplumsal travmalardan da ders almamız gerekiyor. Siyaseten kızabilir, eleştirebilir, farklı düşünebiliriz. İnandırıcı bulmayabiliriz. Öfkelenmekte haklı da olabiliriz. Ancak sorunlu bulduğumuz herkesi, 'FETÖ'yle ilişkilendirerek yargılamak, tutuklamak doğru değil. En azından tutuksuz yargılansınlar

Sıradaki haber yükleniyor...
holder