Giriş
Şu kadınlar ve erkekler arasındaki çifte standarta büyük kıl oluyorum! Hatta deli oluyorum, sinirden köpürüyorum. Kişiler önemli değil, beni zerre kadar ilgilendirmiyorlar...
Biz mevzuya bakalım...
Malumunuz, Seçkin Piriler üç aydır kendisini aldatan kocasından dün boşandı. Bu süreç boyunca da kimse Duman grubunun solisti olan kocası Kaan Tangöze’ye “Nasıl bir hayat yaşıyorsun, ne ayaksın Kaan?” diye sormadı.
Sormasın da zaten. Bize ne! Ama boşanmaya karar vermiş karısı Karaköy’de arkadaşları ile eğlendi diye sorgulanıyorsa, eleştiriliyorsa, orada duralım biraz...
Kız haklı olarak isyan etmiş: “Kaan üç aydır o kızla yaşıyor.
Her istediğini yaptı ve yapıyor. Ama Kaan’ın ahlaki değerlerini sorgulayan yok!” Yüzde yüz haklı.
Bir adam üç ay başka kadınla yaşayacak, samimi kareleri ortalığa dökülecek, kimse ona gıkını çıkarmayacak…
Ama çatır çatır aldattığı karısı, bir erkek arkadaşıyla eğlendi diye mahalle baskısına maruz kalacak!
Hadi oradan...
Yok öyle bir dünya. O da intikamını böyle alacak, yaralarını böyle saracak. Kalbi kırılmış, aldatılmış bir kadın olarak ne yapacaktı? Eve mi kapatsın kendini?
Hayata mı küssün? Bence az bile yapıyor...
Görürsünüz kokusu çıkar yakında. Daha da abartacak, daha da hayata karışacak, kendine daha şöhretli bir sevgili bulacak, boy boy fotoğrafları çıkacak her gün. Çünkü yaralı kadından korkacaksın. Bugüne kadar yaptıkları yüzünden Kaan Tangöze’yi kimse eleştirmediyse, boşandığı karısını da kimse eleştiremez.
Ülkedeki her ayıp hatırlanıyor sanki!
Dedikodulara göre Bade İşçil ve boşanmak üzere olduğu kocası Malkoç Süalp, yaşanılan onca kavganın ardından ilişkilerine bir şans daha vermiş ve barışmış.
Ne güzel…
Yuvalar yıkılmasın, herkes mutlu olsun isteriz tabii. Fakat millete dert olmuş durumda: Efendim, söylenen onca çirkin söz nasıl unutulacakmış...
Hiçbir şey söylenmemiş gibi hayatlarına nasıl devam edeceklermiş falan...
Size ne? Ortada küçücük bir çocuk var. Bırakın o da anne babası yanı başındayken büyüsün. Ayrıca bu memlekette neler neler unutulmadı ki...
Evlilik kavgalarını bırakın...
17 Aralık’ı unutmuş bir milletiz biz! Bu ülkede yapılan her ayıbı, her haksızlığı unuttuk. İki yetişkinin kavgası mı unutulmayacak!
Herkes çok kötü, çok kusurlu ama bir tek siz çok iyisiniz öyle mi? Komik olmayın lütfen.
Ne var bunda şaşıracak?
“Necati Şaşmaz’ın sosyal medyayı sallayan fotoğrafı…”
“Necati Şaşmaz’dan olay kareler…” Haber bu başlıklarla veriliyor özellikle internette.
Sanırsın Necati Şaşmaz adam kesiyor! Peki olay ne? Kutsal topraklara giden oyuncu; Kur’an okumuş, duasını etmiş, ibadetini yerine getirmiş.
Allah aşkına burada inanılmaz olan nedir?
Müslüman bir oyuncu dini ibadetini yapıyor. Ben, sen yapmıyor olabiliriz ama hepimizin ailesinde namaz kılan, Kur’an okuyan, dini ibadetlerini yerine getiren insanlar illa ki vardır... Onlara bu kadar şaşırıyor muyuz?
Tamam, ibadetin reklamının yapılması hoş bir durum değil ama tecavüzcü sapıklara iyi hal indirimi verilmesine bile bu kadar şaşırmıyoruz ! Çok değerli internet medyası çalışanları…
Artık şaşıran yerlerimiz çalışmıyor. Bu haberlere boyumuzdan büyük başlıklar atmasak?
‘Seksenler’ iyi ki var
Ekrandaki dizilerden öyle çok sıkıldım ki, kötülüğün kol gezdiği onca senaryodan başım o kadar dönmüş durumda ki, kendimi ‘Seksenler’ dizisine takılıp kalmış halde buldum...
Çocukluğumdaki gibi bir mahalle, samimiyet, yardımlaşma, esnafın dostluğu, komşuluk ilişkileri, masumane yaşanan aşklar, unuttuğumuz değerlerimiz ekranda gözümün önünden geçiyor.
İhanet, kavga, gürültü olmadan, silahlar patlamadan da dizi yapılabiliyormuş diyorum. Her cumartesi bu diziyi izliyorum artık.
Unuttuğumuz bir çok değeri bize hatırlattığın için teşekkürler Birol Güven.
