Sevgiyi aramak

Sevgi ihtiyacı, acziyet değildir. Bir ilişkide kalmak için (bu bir aile ilişkisi de olabilir, bir aşk ilişkisi de) sevildiğinizden emin olmak istemeniz olağandır. Ve ayrıca sevdiğinizden de emin olmalısınız. Zira sizinle aynı haklara, karşınızdaki de sahiptir. Bazı ilişkilerde saygı yeterliyken bazılarında sevgi, olmazsa olmazdır.

Geçtiğimiz günlerde bir hastam, “Sevilme isteğimden utanıyorum” dedi. Sevginin istenerek alınacak bir şey değil, kendiliğinden verilecek bir şey olduğuna inanıyor ve acziyetini kimseyle paylaşmak istemiyormuş. İnsan ilk duyduğunda hak veriyor değil mi; ben ‘sev’ demeden sevmelisiniz beni. Ama sonra... Anlaşılmayı beklemekle harcanan ömürleri düşünüyor ve hayır diyor insan; ‘Ne olur elinizden geldiği kadar çok sevin beni’. Söyleyebilirsiniz. İsteyebilirsiniz. Karşınızdakinin duygularına, onları gösterme biçimine yön verebilir, ihtiyaçlarınızı paylaşabilirsiniz. Bir açlığınız, yeri doldurulamaz bir arzunuz, kavuşmak istediğiniz bir son varsa onu açık yüreklilikle söyleyebilir ve bu talebinize içtenlikle karşılık verebilecek kişileri tutabilirsiniz hayatınızda. Sevmenin sessizce, size hissettirilmeden yapılmasına karşı durabilirsiniz, yeterince hissettirecek, şeffaf biçimde yaşamanıza olanak sağlayacak; dahası bunun acziyet olduğu fikrini sizinle paylaşmayacak ve sizin fikrinizi değiştirecek kişilerle bir arada olmayı seçebilirsiniz. Sevilmek, yaşamak kadar doğal bir hak; bunu bilmelisiniz.

İLACINIZI BİLİYORSANIZ VAZGEÇMEYİN

Hepimiz olduğumuz güne irili ufaklı yaralarla geldik, bütün iyi günlerimize, şansımıza, mutluluğumuza rağmen. Hepimizin gizli ya da açık yaraları, kaygıları, küskünlükleri var. Kimimiz atlatabildik, iyileşebildik, kimimizde izi kaldı, kimimizin yarası büyüdü yaşadıkça. Baş edebilenler, baş edemeyenler; kimse suçlu değildi. Ama öyle inanıyorum ki yaşamlarında gerçekten sevilmiş, bu sevgiyi hissedebilmiş, düşünülmüş, özenilmiş kişiler iyileşmenin, ileri gitmenin, geçmişte hapsolmamanın bir yolunu bulurlar. İşte bu nedenle, ilacınızı bilmeniz gibi geliyor bana. İlacınızı biliyorsunuz, ilacınızdan vazgeçmeyin. Ve bilin ki yalnızca sevilmek olmaz; siz de bir başkasının ilacına sahipsiniz. Kendinizi ve sevginize layık olanları bütün kalbinizle sevin.

HAYAT ÇOK KISA ZAMAN KAYBETMEYİN

Cinsel terapide de çok sık karşılaşıyoruz derine gömülmüş sözcükler, dillendirilmemiş arzular, yıllanmış dileklerle. Hemen herkes neyle mutlu olacağını biliyor da söylemeyi zul sayıyor. Kimine ayıp geliyor, kimine söylenince kıymeti kalmayacakmış gibi geliyor. Ama hepimizin algısı aynı mı? Herkes her şeyi aynı açıklıkla anlayabiliyor mu dersiniz? Biraz hatırlatmaya, biraz yönlendirmeye, biraz uyandırılmaya ihtiyacımız yok mu, senin benim hepimizin? Eşinizden, sevgilinizden beklediğiniz şeyi; siz söylemeden anlamasını, sunmasını bekleyebilirsiniz elbette ancak hayat, sevgilerde sevişmelerde zaman kaybetmek için çok kısa. Sevilmediğinizde kalmak, tekrar tekrar şans vermek için de.

YOLLARINIZI AYIRMAKTAN KORKMAYIN

Sevgi ihtiyacı, acziyet değildir. Bir ilişkide kalmak için (bu bir aile ilişkisi de olabilir, bir aşk ilişkisi de) sevildiğinizden emin olmak istemeniz olağandır. Ve ayrıca sevdiğinizden de emin olmalısınız. Zira sizinle aynı haklara, karşınızdaki de sahiptir. Bazı ilişkilerde saygı yeterliyken bazılarında sevgi, olmazsa olmazdır. Sevginin olmaması halinde yürüyemeyecek, yürürse size üzüntü ve hayal kırıklığı verecek ilişkilerden gidebilmeniz gerekir. Bazen en iyi başlangıçlar, doğru zamanda ya da geç de kalınca gitmekle mümkündür. Sevgi ihtiyacınızı acziyet olarak gören ve bunu yüzünüze vuran, bunu sizden kasıtlı olarak esirgeyen insanlarla yollarınızı ayırmaktan korkmayın. Hayat devam ettikçe, hep başka yollar vardır. Herkesin sevgisini gösterme biçimi, gücü farklıdır elbette. Bazen her şey zihninizdekiyle tıpatıp aynı olmaz ama size lazım gelen gerçek bir histir. Sevgiden size, almaktan asla imtina etmemenizi önereceğim bir selam getirdim! Çok sevin, çok sevilin.