Doç. Dr. Gökçen Erdoğan

25 Nisan 2024, Perşembe 07:00

Kime güveneceğiz?

Güven, öyle kendiliğinden oluşan, gökten inip de aniden kalbe ve akla konan bir duygu değil. Hele de insan sağlığı söz konusuysa bilgiye, deneyime dayanmalı. Ama aynı zamanda temelsiz bilgilere, söylentilere dayanan güvensizlik de sakıncalı. Şüpheci ve araştırmacı olun. Sağlıkla kalın.

GENİTAL ESTETİK VE İDRAR KAÇIRMA OPERASYONU YAPTIRACAĞIM AMA KORKUYORUM

SORU: Hocam, ben genital estetikle birlikte idrar kaçırma operasyonu yaptıracağım. Mayısta randevum var. Sizden çok uzaktayım, bu nedenle başka bir doktora olacağım. Ama internette okuduğum şeyler, beni revize operasyonlarıyla ilgili çok korkutuyor. Kötü giden, beğenmediğim, işe yaramayan bir operasyon olursa revizenin işleri daha da beter yapacağından bahsediliyor. Bu şekilde pek çok gerçek hasta hikayesi okudum. Çok büyük bir şikayetim yok. Dış dudak sarkması, hafif genişleme ve arada bir çok sıkışınca kaçırma söz konusu. 34 yaşındayım. Acaba ileri yaşlarda daha çok sorun yaşayınca mı olmalıyım? Sonuç iyi olmasa da menopoz sonrası cinsel olarak da sorun yaratmaz diye düşündüm.

CEVAP: Neden? Menopoz sonrası istifanızı mı vereceksiniz yatak odanıza? Lütfen bu algıyı değiştirelim. Menopozla birlikte cinsellik bitmiyor. İkinci bahar başlıyor. Korunma kaygınız azalıyor, yaşamdaki sorumluluklarınız hafifliyor, kendinize her açıdan zaman ayırma dönemine giriyorsunuz. Menopozu böyle değerlendirin. Öncelikle, henüz yapılmayan operasyonun kötü sonuçlarına odaklanmak gerçekten anlamsız. Elbette tüm süreci, olasılıkları bilin ama düşük olasılıklar, kararlarınızı etkilemesin. Doğru hekim seçimi ve doğru ihtiyaç saptamasıyla gayet başarılı bir operasyon çok daha yüksek olasılık dahilinde. Dış dudak sarktıysa daha da sarkmasını beklemeniz gerekmez. Hafif vajinal genişlemenin daha da artmasını beklemek, kulağa mantıklı gelmiyor. Hele idrar kaçırma! Bir damlası da bir, bin damlası da. Haftada 1 de sorundur, her gün kaçırma da. Zaten tedavisi gerçekleşmezse iş oraya doğru gider. Google amca çok yararlı ama aynı zamanda ailenin evhamlı ve kötümser büyüğü gibi. Siz iyisi mi onu bu kadar da dinlemeyin. Canlı kanlı bir doktor, sizi çok daha doğru aydınlatabilir. 34 yaşınızda, bütün güzel şeylerin kapısındasınız. Açın ve girin.

BENİM AMELİYATIM BAŞARILI OLDU AMA GÖRÜMCEM YİNE SORUN YAŞIYOR

SORU: Hocam, idrar kaçırma operasyonu olmuştum ve sorunumdan kurtuldum. Ancak görümcemi aynı operasyon için götürdüm. Onun şikayetleri 3’üncü ay itibarıyla yeniden başladı ve sürekli başıma kakıyor. Bana güvenmekle hata ettiğini söylüyor. Doktor kötü olsa bende de başarısız olurdu. Bedenin bu operasyonları reddetme gibi durumları olur mu?

CEVAP

24 Nisan 2024, Çarşamba 07:00

Endişe ağrıları

Nereniz ağrıyor, neyiniz var? Kendinizi dinleseniz mi daha iyi, bütün sesleri sustursanız mı? Hepsinin kendince bir zorluğu var.

2 AY ÖNCE HER ŞEY NORMALDİ AMA ŞİMDİ KASIĞIMDA AĞRI VAR

SORU: Hocam, 1 aydır sol kasığımda gün içinde zaman zaman artan, azalan ama sürekli hissettiğim bir ağrı var. Reglim düzenli. Myom, kist de 2 ay önce doktora gittiğimde yoktu. Smear yaptırmıştım, sonuç temiz. HPV aşısı da oldum siz dedikten sonra. Bu ağrı neden olabilir öyleyse?

CEVAP: Kasıklardaki ağrının pek çok nedeni olabilir. Kistler, tümörler, yumurtlama sorunları, enfeksiyon, travma ve yaralanma, kas problemleri, fıtıklar ya da bacaktan gelen damar-kas, tendon sorunları... Kesin bir şey söylemek için muayene etmek şart. Ama en önemlisi ne biliyor musunuz? 2 ay önce kist myom vs. olmaması, bugün de olmadığı anlamına gelmez. 2 ay yaşamda kısa, tıpta uzun bir süredir. Smear ve HPV için teşekkür ederim. Bir de muayene olursanız haftanın yıldızı sizsiniz.

2 HAFTA ÖNCE DOĞUM YAPTIM ŞİDDETLİ GAZ SANCISI ÇEKİYORUM

SORU: Hocam, 2 hafta önce doğum yaptım. Sancılandım, hastaneye gittim, 20’nci dakikada bebek geldi. Çok kolay bir doğumdu. Hastanede de çok iyiydim, rahattım. Ama şimdi çok ciddi bir gaz sorunum başladı ve yememe, içmeme emzirme nedeniyle çok dikkat ediyorum. Bu gaz sancısı da beni iki büklüm eden, bağırtan bir sancı. Üstelik 4 gündür sürüyor. Sebebi ne olabilir?

CEVAP

23 Nisan 2024, Salı 07:00

Hep kadınları savunuyormuşum

Bu ülkede pek çok kadın son derece sıradan bir yaşam biçimine bile erişemiyor. İstediği yaşta evlenemiyor, okuyamıyor, çalışamıyor, fikri sorulmuyor ve bunlar olağan karşılanıyor. Ben mevcut hakları bile teslim edilmeyen, sindirilen, ikinci sınıf insan muamelesi gören ve hayatı erkeğin iznine tabi sayılan kadınların, hemcinslerimin, kız kardeşlerimin haklarını savunuyorum. Adalet sistemi, karar mercileri ve toplum, erkekleri savunuyor zaten.

Geçenlerde çok yakından tanımadığım, çeşitli vesileler ve tesadüflerle bir araya geldiğim küçük bir grupta şunu duydu kulaklarım; “Hocam, siz de hep kadın haklarından bahsediyorsunuz. Erkeklerin hakları yok mu?”. E onu da siz savunun bir zahmet. Bütün adalet sistemi, karar mercileri arkanızda. Kravatı takıyor, cinayette bile indirimi alıyorsunuz. Ağam paşam diye büyütülüyorsunuz, ihanetinizde, zinanızda, şiddetinizde analarınızın ak sütü gibi savunuluyorsunuz. Sizin benim savunmama ihtiyacınız mı var! Ben mevcut hakları bile teslim edilmeyen, sindirilen, ikinci sınıf insan muamelesi gören ve hayatı erkeğin iznine tabi sayılan kadınların, hemcinslerimin, kız kardeşlerimin haklarını savunacağım. Bundan utanmam, çekinmem mi gerekiyor? Bu fikirlerimi orada aynen bu biçimde ifade ettiğim için gönül rahatlığıyla yazıyorum buraya da.

AMELİYAT DİKİŞLERİ KOCASI TARAFINDAN ELLE SÖKÜLMÜŞ HASTAM VAR!

Dünyayı, kendi dünyanızdan ibaret saymayın. Siz eşinize, kız çocuklarınıza zulmetmiyorsunuz, evinizde ve yaşamınızda demokrasi var, herkes aynı biçimde değer görüyor diye bütün evleri ve bütün yaşamları öyle zannetmeyin. Benim, ameliyat dikişleri kocası tarafından elle sökülmüş hastam var! O yüzden ben müsaadenizle benim gibi yaşama şansı bulamayan kadınların haklarını savunacağım. Daha önce de bir yazımda belirtmiştim; insanın hayatında bir ayma anı var. Bir yaşa ve bir güne kadar; bütün babaları babam, bütün anneleri annem, bütün aileleri ailem gibi sanıyordum. Bütün çocuklar yatağa mutlu giriyor, nazları, kaprisleri ana babalarının göğsünde yumuşatılıyor ve her kız çocuğu kendini güvende hissediyor sanıyordum. Sonra yaşamlar kadar ölümler gördüm, intiharlar, çöküşler, çaresizlikler gördüm. Şansımın her evde olmadığını gördüm. Benim gerçeğimin, birilerinin rüyası bile olamadığını gördüm.

ERKEN HEGEMONYASI ŞAHSİ DEĞİL TOPLUMSAL BİR SORUNDUR

Mesele yalnızca kötü muamele görmek değil. Mesele, bu ülkede pek çok kadının son derece sıradan bir yaşam biçimine bile erişememesi. İstediği yaşta evlenememesi, okuyamaması, çalışamaması, fikrinin sorulmaması ve bunların olağanlaşması. Kadınlar, iyi bir evlilik sürmeyi 'hiç dövülmemek, hiç sövülmemek, karınlarının doyurulması' olarak tanımlıyorlar, farkında mısınız? İyi bir evlilik, cinsel açıdan da gözetildikleri, ilgi ve sevgi gördükleri, eşit söz hakkına sahip oldukları ve iş paylaşımı yapılan bir evlilik değil pek çok kadının gözünde. Bunlar olsa olsa ütopik bir dünyanın özellikleri. Aza razı gelemeyiz. Zira aza razı gelince payımıza düşen hiçtir. ‘Çok’un peşinde olacak, ‘az’ı bir teselli ve şükür sebebi değil, bir mücadelenin başlangıcı olarak görecek, ‘çok’un yolunda devam edeceğiz. Olması gereken çoktur çünkü. Erkekler de kendi aralarında toplanıp nafaka vermemek için türlü yollar icat etsinler. Zira benim anladığım tek mağduriyetleri, yine kadınlara verdikleri bir şeyler. Erkeklere düşmanlık duymuyorum. Hayatımdaki erkeklerin hepsi benim için çok değerli ve onlarsız bir yaşam düşünemiyorum. Ancak bu ülkede erkeğin hegemonyası, şahsi değil toplumsal bir sorundur ve yalnızca ilgilisi için değil herkes için çözülmesi zorunludur. Alınganlık yapılan bir konu olmasına hâlâ şaşırıyorum. Sanmayın ki bu yolda erkek yoldaşlarımız yok. Çok değerli hocalarım, meslektaşlarım mesleklerini de vesile edip kadınların sorunlarına büyük bir hassasiyetle yaklaşıyor ve bu haklı mücadelenin bir parçası oluyorlar. Dayanışma, insan işidir, cinsiyetler bahane.

21 Nisan 2024, Pazar 07:00

Evlenince neler oldu?

Evlendiniz de iyi mi ettiniz? Evlenmeseydiniz başınız göğe mi erecekti? E peki doğru adamla/kadınla mı evlendiniz? Peki doktorunuz bütün bunlarla nasıl başa çıksın?

EVLİLİK BANA GÖRE DEĞİL 9 YILDIR ROL YAPIYORUM

SORU: Hocam, 9 yıllık evliyim ama hala evliliğin bana göre bir şey olmadığını düşünüyorum. Hayatını bir insana adamak, sürekli onun işini yapmak, zamanı gelince çocuklar doğurmak; bunların bana düşen görevler olmasını hâlâ sevmiyorum. İki kız evladım var. Dünyada her şeyden çok seviyorum onları. Ama resmiyete dökülmüş ve herkesin beklentilerini karşılamak zorunda olduğum bu kurumu sevmiyor, onun içinde 9 senedir rol yapıyorum. Çünkü ailem, çevrem aksine uygun değildi ve hâlâ da değil. Bu konuda kendimi zaman zaman suçlu da hissetsem hayır ait olduğum yerin burası olmadığını düşünüyorum. Ne yapmam gerekir? Böyle devam mı etmeli onu da bilmiyorum.

CEVAP: Evliliklerde bu tür düşüncelerle çok sık karşılaşıyorum ve asla yadırgamıyor, yargılamıyorum. Zira herkes evlenmek, herkes çocuk doğurmak zorunda değil. Toplumun, hayat başarımızı bu tür sıralamalarla değerlendirdiğini biliyorum ama buna pabuç bırakmamak gerekiyor. Aslolan bizim nasıl mutlu olacağımız. Fakat bir başka şeyi daha eklemek istiyorum; evlilik, kadınların, erkek ve çocuklara tek başlarına bakmak zorunda oldukları, ev işlerinin sorumluluğunun tamamen kadınlar tarafından üstlenilmesi gereken, erkeğin cinsel arzularına kadının her an yanıt vermek mecburiyetinde olduğu bir kurum değil. Bunu böyle yaşamak ve mutlak doğrunun böyle olduğunu empoze etmek de toplumumuzun bir yanlışı. Belki de eşiniz paylaşımcı, adil, daha ilgili ya da her neyin eksikliğini daha çok duyuyorsanız o konuda daha zengin olsaydı evlilikle ilgili de böyle düşünmeyecektiniz. Bu anlamda evlilik içinde de haklarımızı almamız önemli. Görev paylaşımı yapmak, kişisel alan hakkını korumak, özel zaman yaratmak gibi konularda geç kalmış sayılmazsınız. Bunu bir düşünün. Ayrıca evlilik içinde mutsuz olmak, bir boşanma sebebidir. Boşanın demiyorum ancak rol yaparak yaşama zorunluluğunuz yok. Onarmaya çalışın, olmuyorsa çift terapisi ya da bireysel terapi alın. Ya da kendi yolunuzu çizin. Çocuklar için evli kalmak ya da boşanmamak için mutsuzluğa alışmak doğru davranışlar sayılmaz. Lütfen yardım alın ve hayata bir kez geldiğinizi unutmayın. Evli ya da bekar; mutlu bir kadın olmaya odaklanın, bunun çabasından vazgeçmeyin. Ayrıca erkekler de görsün, bekarlığın sultanlık olduğunu düşünen sadece onlar değil. Şaka bir yana inanıyorum ki kendiniz için en doğru yolu çizeceksiniz.

EŞİM DIŞARIDA ÇOK İLGİLİ AMA EVDE YÜZÜMÜZE BAKMAZ

SORU

20 Nisan 2024, Cumartesi 07:00

Genital bölge kararları

Herkese her şey yapılmaz ama herkes her şeyin en iyisini hak eder. Peki genital estetik kararlarımızı neler etkiliyor, ne kadar etkilemeli?

EŞİM 10 YILDIR BANA KENDİMİ KÖTÜ HİSSETTİRİYOR

SORU: 38 yaşımdayım ve eşim tarafından bedeniyle ilgili olarak 10 yıldır kötü hissettirilen bir kadınım. Doğumla birlikte alt karın oluşması, bacaklarımdaki çatlaklar ve vajina dudaklarımın etli olması gibi pek çok konudan vuruluyorum. Tabii ki bütün bunları giderecek ekonomik gücüm yok. Ama cinsel hayatıma, eşime ve özgüvenime en çok etki edecek değişime bütçe ayırmaya hazırım. Beni bu konuda yönlendirebilir misiniz?

CEVAP: Evliliklerde genelde kiloyu kadın da erkek de alıyor ama kadınlarınki mevzubahis oluyor. Ya da erkeklerin göbeğine güzellemeler yapılırken kadınların göbeği aşağılanmaya sebep oluyor. Öncelikle ben bir genital estetiğin ya da herhangi bir estetik müdahalenin kendiniz için yapılması taraftarıyım. Yani siz en çok neden rahatsızsanız o konu üzerine bir çözüme odaklanın eğer istiyorsanız. Ben bu yapıdaki erkeklerin ve hatta insanların, sizin bu çabanızdan etkileneceklerine inanmıyorum. Zira bu bir incelik meselesi. Yoksa yok. Göbeğiniz gider, kaşınızdan rahatsız olurlar. Kaslanırsınız, kaslarınıza laf ederler. Bitmez. Dolayısıyla öncelikle bu konuda sahici ve kararlı bir uyarıda bulunmanızı öneriyorum. Sonra da kendinizde neyi değiştirmek istiyorsanız onun üzerine görüşmeler yapabilirsiniz güvendiğiniz meslektaşlarımla. En başta kendiniz için iyi beslenin, spor yapın, kendinizi sevin ve değerinizden şüphe etmeyin. Çünkü ille de kusurlar konuşulacaksa herkesin canı sıkılır.

DOĞUM SONRASI ANOMALİ GERİ GELDİ

SORU

19 Nisan 2024, Cuma 07:00

Türlü türlü öyküsüyle vajinismus

Her kadının derdi başka, her kadının derdi aynı. Nasıl oluyor derseniz e işte böyle.

EŞİM BOŞANMAKLA TEHDİT EDİYOR

SORU: Hocam, 3 kez vajinismus tedavisi gördüm ve üçünde de çözülünce hamile kaldım. Şimdi 3 çocuk annesi bir kadın olarak cinsellikten nefret ediyorum ve yine vajinismusum. Bu yolda bir servet harcadık ve eşim bunu yenemezsem boşanmakla tehdit ediyor. Nasıl baskı altında olduğumu size anlatamam. Seks bana asla güzel şeyler çağrıştırmıyor, insanların bu kadar istekli ve mücadeleci olmasını anlayamıyorum. Ne yapacağımı da şaşırdım çünkü yuvamı bozmak istemiyorum...

CEVAP: Çoklu bir sorunla karşı karşıyayız. Öncelikle vajinismus, tedavisi doğru biçimde yapıldığında çok nadiren tekrarlar. Sorunların halı altına süpürülmesi ve fiziksel pratikle geçici olarak çözülmüş olması, kesin çözüm değildir ve belli ki olamamış. Bir kilidi açmanın en doğru yolu, anahtarı bulmaktır. Her defasında çilingir getirmek geçici bir çözüm. Böyle düşünün. Anahtar sizde, geçmişinizde, partnerinizde, ilişkinizde, bilinçaltınızda. Öncelikle cinsellikle ilgili hislerinizde eşinizin de payı olabilir. Dolayısıyla çift olarak terapiye gitmenizi çok önemsiyorum. İyi deneyimleriniz olmazsa tabii ki seksi sevmezsiniz. İyi deneyimler için de el ele olmanız önemli. Eşinize düşen de bu sağlık sorununda yanınızda olmaktır. Umarım bu satırları birlikte okursunuz. Böylesi önemli bir sağlık sorunuyla boğuşan, yeteri kadar destek göremeyen ve üç çocuğunu dünyaya getiren kadına nasıl davranması gerektiğini anlayacağından eminim.

VAJİNİSMUSUN YAŞLA İLGİSİ VAR MI?

SORU: Hocam, 52 yaşındayım ve evlenmek üzereyim. İlk cinsel birlikteliğim ama utancımdan bunu kimseye söyleyemiyorum. Ve yaşım, deneyimsizliğim nedeniyle vajinismus çıkmaktan da çok korkuyorum. Yaşın bu konuyla ilgisi var mı, risk altında sayılır mıyım?

CEVAP

18 Nisan 2024, Perşembe 07:00

Polikistik over dosyası

Polikistik over sendromu (PCOS) olanlar anne olamazlar mı? Kilolarını kontrol altında tutmaları şart mı? Doktorların bilmediği ama eşin dostun bildiği muhteşem tedaviler yok mu? Hepsi burada.

ANNEM DUYULMASINI İSTEMİYOR

SORU: Hocam 24 yaşındayım, hayatımda biri yok. PCOS teşhisi koyuldu. Ve annem kimseye söylemememi tembihliyor. Çocuğum olmazmış ve duyulmasını istemiyormuş. Böyle bir şey var mı gerçekten? Şimdi değilse bile anne olmak istiyorum. Nasıl tedavi olabilirim?

CEVAP: Polikistik over sendromu, regl döngünüzü düzenleyen hormonların arasındaki dengenin bozulmasına bağlı olarak, yumurtlamanın beklediğimiz gibi gelişmemesine neden olabilen bir durumdur. Yumurtlama gerçekleşemeyince yumurtalar üreme sistemine erişemez. Bu da gebelik ihtimalini azaltır. Doğru. Ancak hamile kalınamayacağını asla söyleyemeyiz. Pek çok PCOS’lu kadının doğumunda bulundum. Östrojen ve progesteron hormonları düşükken, androjen hormonu yüksektir. Dolayısıyla tedavide bu hormonları dengeleriz. Öncesinde de üreme sisteminde, yumurtalıklarda üremeyi engelleyen sorunlar gelişmiş mi kontrol ve takibi yapılır. Yani önemli olan tedavinizi aksatmamanız ve rutin muayenelerle takip edilmeniz. Ayrıca hasta, kendi mahremiyet sınırlarını çizmekte özgürdür ancak bu hastalık utanıp gizlenecek bir şey değil. Korkmayın, bilime güvenin ve stresten uzak durun.

YUMURTALIKLARDAKİ SORUNUN KİLO İLE NE İLGİSİ VAR ANLAYAMADIM

SORU

17 Nisan 2024, Çarşamba 07:00

Tedbir bir ilaçtır

Korkudan, bir caydırıcı olarak değil bir teşvik edici olarak faydalanmalıyız. Hasta çıkmaktan korkup doktora gitmemek demek, erken teşhis şansını kaçırmak, tedaviye gecikmek, varsa hastalığı ilerletmek anlamına gelir.

AKINTIM VAR, YANMA VE AĞRI YAPIYOR

SORU: Hocam, 29 yaşımdayım. Bugüne dek akıntı sorunum hiç olmamıştı. Hatta zaman zaman kuruluk nedeniyle kayganlaştırıcı bile kullandım. Ama şimdi köpüklü gibi görünen bir akıntım var ve yanma, ağrı da yapıyor. Akıntıların doğal olduğunu okumuştum. Endişelenmem gerekmediğini umuyorum.

CEVAP: Fizyolojik olmayan yani doğal olmayan akıntılar da vardır. Dolayısıyla akıntıları ciddiye almalıyız. Korkmalıyız demiyorum ama tedbirimizi almalı, sebebinden emin olmalı, gerekli tedaviyi almalıyız. Sonradan ortaya çıkan, alışık olmadığınız, köpüklü, koyu renkli, peynir kesiği kıvamında ve renginde, kötü kokulu, ağrılı ya da kanamalı akıntıları mutlaka değerlendirmeliyiz. Sebebi genellikle genital enfeksiyondur. Vajinit tabanlı akıntılar olduğunu varsayabiliriz. Ancak bazen rahim ağzı enfeksiyonu (servisit) ya da pelvik enfeksiyon kaynaklı olabilir. Fallop tüplere ve yumurtalıklara yayılmadığından emin olmak isteriz. Hamilelik için ve hamilelikte çeşitli riskler oluşturabilir çünkü. Ama daha oraya gelmeden çözülür zaten. Yeter ki muayene olun. Vajinitse onun da çeşitleri var. Doğrusunu ancak doktorunuz saptayabilir. Endişe konusuna gelince; sağlığınızı koruyacak kadar endişe iyidir, fazlası zarar.

KURULUK YÜZÜNDEN İLİŞKİDE AĞLIYORUM

SORU: Hocam, ben öyle vajinal kuruluk çekiyorum ki evlenmeden önce bile genital bölge temizliğimi yapabilmek için, dokunabilmek için kayganlaştırıcı kullanıyordum. Şimdi evlilikte ilişki sırasında beni çok zorluyor, ağlatıyor ve defalarca yarıda kestik. Bunun çaresi olmadığını, doğuştan geldiğini okudum. Size de danışmak istedim.

CEVAP: Bazen bu okunan şeylerin nerede okunduğunu çok merak ediyorum. Okumak elbette iyi ama en iyisi muayene olmak. Kuruluğun çeşitli sebepleri olabilir; enfeksiyonlar, kullanılan ilaçlar, prolaktin hormonu yüksekliği, stres, vajinal duş gibi. Hatta siz genital bölge temizliğinizden bahsedince aklıma ilk olarak, yanlış vajinal duş geldi. Zira vajinanın içini suyla ya da destekleyici ürünlerle fazla yıkamak, bölgenin florasını bozabileceğinden kuruluk yapabiliyor. Sıralamamız şu; muayene olup sebebini, kaynağını öğrenmek ve doktorunuzun düzenleyeceği tedaviye uymak. Dokunamayacağınız kadar hassasiyet yaratan şeyi bilmeniz, yaşam kalitenizin de yükselmesi demek. İçeriğinden emin olduğunuz kayganlaştırıcılardan destek almaya devam edebilirsiniz.

KANSER HABERCİSİYMİŞ, DOĞRU MU?