Erkut Can Magazinim geldi
HABERİ PAYLAŞ

Magazinim geldi

Haberin Devamı

Yazı günüm olan Perşembe akşamı oturdum bilgisayarın başına, not aldığım haberlere şöyle bir baktım.

-Tarafsız Cumhurbaşkanının aniden çıkardığı sol direk yumrukla Efkan Ala’nın devrilmesine ve eldivenlerinin alel acele Süleyman Soylu’ya giydirilmesi üzerine suvanyörün bile bu hızdan duyduğu şaşkınlığa...

- Adli Yıl adlı müziksiz oyunu sarayda yürütmenin başının rejisiyle perde açmasına... Ama heyecansız açılışta, başrol oyuncularından birinin olmamasına ve baş misafirin davete icabet etmemesine...

-Bir zamanlar türbanlı diye First Lady’nin alınmadığı GATA’ya bir türbanlının başhekim olmasına...

- ”Bu millet parmakla sayılamayacağı gibi, kırılmakla da tükenmez” reis sözüne...

-Yangından mal kaçırır gibi KHK torbasından çıkan tavşanla, kadın polislere türban serbestisi getirilmesine, bunun mahalle baskısı sonuçlarının terfilere bulaşacağına...

-Kahraman İsmail’in CHE saçmalamasından sonra, kazı çevirirken, RTE Üniversitesi’nin fahri doktora cüppesiyle hemen üstünü örtmesine...

-Devlet Tiyatroları’nda hep yerli oyun izleyerek manevi birliğimizi kuvvetlendireceğimiz safsatasına...

- Mahdum Bilal Bey’in önderliğinde, kimsenin adını dahi bilmediği ata sporlarıyla uğraşırken, olimpik spor dallarında aldığımız utandıran sonuçlara...

Baktım baktım bu haberlere ve bu haftalık hepsini elimin tersiyle ittim. Türkiye yoruldu, ben de yoruldum. Ve sizleri şaşırtmaya karar verdim.

Magazin yazacağım. Eh, Türkiye’nin ikinci magazin gazetesini çıkarmaktan dolayı, serde magazincilik de olduktan sonra... O zaman hadi başlayalım.

Yapma be güzel kızım

Sesini ve şarkılarını beğendiğim popun güzel yüzü Bengü’nün bir röportajına rastlamıştım. O içtenlikle anlatmış, Ömür Sabuncuoğlu da güzelce kaleme almış. Bir başladım, sıkılmadan sonuna kadar okudum.

Arada demiş ki Bengü: “Herkesin kendisiyle ilgili bir hayali vardır. Ben, 5 yaşındayken tuttuğum günlüğün ilk sayfasına, ‘Herkes bir gün beni tanıyacak ve sesimi duyacak’ diye yazmıştım.” Bak şimdi. Yapma be güzel kızım. Benim daha yeni 5 yaşına basan bir torunum var. Jasmin’im. Ana okuluna gidiyor. Ama henüz alfabeyi tam olarak bilmiyor. Çünkü her şeyin bir sırası var.

Bengü ise ne zaman başladıysa, bırakın yazıp okumayı günlük tutuyormuş. Cümleler kurup idealini yazıyormuş. Üstün zekalı çocuklar bile bu kadar uçamaz. Üstünlükleri ezbere dayanır.

Ama Bengü kızımız uçmuş. Bana kalırsa çok fazla uçmuş. Keşke Ömür, “Nası yani” diye bir soru yöneltseydi. Neyse. Hayali gerçek oldu Bengü’nün. Herkes onu tanıyor. Ben bile.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder