Hakan Çelik Türkiye'nin böyle bir sorunu yok
HABERİ PAYLAŞ

Türkiye'nin böyle bir sorunu yok

Türkiye’de, Alevi-Sünni veya Kürt-Türk gibi bir meselemiz yok. Anadolu, kültür ve inançlar açısından dünyanın en zengin coğrafyalarından biri. Müslümanlar, Hıristiyanlar, Yahudiler burada bin yıldır birlikte kardeşçe yaşıyor. Dinler, mezhepler, etnik köken ve kimliklere baktığımızda ülkemiz bir bahar tablosu kadar çeşitli. Etnik ve mezhep kökeni çeşitliliği açısından değerlendirildiğinde Anadolu kadar iç içe geçmiş bir coğrafya zor bulunur.

Türkler, Kürtler, Sünniler, Aleviler, Katolikler, Ortodokslar, Süryaniler, Ermeniler, Lazlar, Latinler, Levantenler... Liste uzayıp gider. Burada doğup büyüyen, çocuklarını yetiştiren, geleceklerini inşa eden, evlilikler yapan, hep birlikte Türkiye’nin parçası olan insanlarımızdan bahsediyorum. Tarihte olduğu gibi bugün de birlikteyiz. Bilim, kültür, sanat ve iş hayatımıza herkes bir katkı veriyor.

Haberin Devamı

ANADOLU’NUN ZENGİNLİĞİ

Burası; inanç, kültür ve görünümleriyle birbirlerine çok benzeyen insanların yaşadığı Danimarka, İsveç, Litvanya veya Japonya gibi bir ülke değil. Bizim gücümüz ve zenginliğimiz de bir oranda bu farklılıklardan kaynaklanıyor.

Bizi zayıflatan bir unsur değil. Farklı inançlar ve etnik kökenlerden ötürü kavga eden, savaşan, çatışan insanlar değiliz. Böyle olmadığımız için de yanı başımızdaki Ortadoğu ülkelerinden ayrışıyoruz. Türkiye’yi Lübnanlaştıracak, Pakistanlaştıracak söylemlerin toplumun kahir ekseriyetinde bir karşılığı yok. İnsanları mezhep ve etnik kökenlerinden ötürü hedef gösterenlere verecek cevabımız şudur:

Ortadoğu’yu yakan, mahveden bu oyuna biz gelmeyiz. Eksik bilgi, önyargı, çarpıtılmış tarihî olaylar veya hurafelerin peşine takılacak değiliz. Alevi vatandaşlarımız, Kürtler veya kendilerini hangi etnik köken veya kimlikle tarif ederse etsin, bütün vatandaşlarımız eşit yurttaştır. Kimsenin bir diğerini aşağılama, küçültücü sözle incitme hakkı yoktur. Türkiye’deki vatandaşlarımızın çok büyük bölümünün benim gibi düşündüğü kanısındayım.

Herkes insanca yaşamak, güvenli bir geleceğe sahip olacağını bilmek ister. Uygar ve istikrarlı bir ülke için de olmazsa olmaz şart budur. Çeşitli zamanlarda Türkiye’nin farklı yerlerinde Alevi yurttaşların evlerinin işaretlenmesi gibi durumlarla karşılaşıldı.

Haberin Devamı

Kin ve nefret tohumları saçmaya kalkanlar da karşılarında hukuku bulur. Yasa ve uygulamalarda, bu konuda harekete geçilmesini engelleyen ne varsa giderilmeli. Diyanet İşleri Başkanlığı’na toplumu doğru bilgilendirmek adına önemli görev düşüyor. Geçmişte, sorunların aşılması ve vatandaşların bazı beklentilerine daha fazla yanıt verilmesi adına “Alevi açılımı”, “Kürt açılımı” gibi kavramlar ortaya atılmıştı.

Kimseyi ötekileştirmemeyi, herkesi kucaklamayı, ayrımcılık yapmamayı başarınca bu açılımlara da gerek kalmayacak. Demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü yüksek standartlarda çalışmaya başladığında kimse etnik kökeni, mezhebi veya ideolojisi nedeniyle hedef gösterilmediğinde Türkiye’nin yine parmakla gösterilen bir ülke olacağını düşünüyorum.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder