Işınsu KestelliFarkında olalım, sağlıklı kalalım

HABERİ PAYLAŞ

Farkında olalım, sağlıklı kalalım

 Sonbaharın ilk ayı olan eylül, adeta dökülen yapraklar gibi salına salına geride kaldı ve ekim ayı geldi çattı. Ekim ayının tüm dünya için özel bir anlamı var. Çünkü bu ay “Meme Kanseri Farkındalık Ayı” olarak kabul ediliyor.

Unutmayın; siz de bazı basit önlemlerle bu riski erken tespit edip meme kanserinin önüne geçebilirsiniz. Erken teşhis sayesinde meme kanseri hastaları tedaviye yüzde 99 gibi yüksek bir oranda olumlu yanıt veriyor.

Kanser istatistiklerine göre, ülkemizde tüm yaş grupları değerlendirildiğinde kadınlarda saptanan kanserler arasında meme kanseri yüzde 24,9’luk oranla en sık rastlanan tür olarak öne çıkıyor. Meme kanseri her 100 bin kadından 43’ünde görülüyor. Ancak sakın bu verilere bakıp hemen endişe kapılmayın. Tıp alanında yaşanan hızlı gelişmeler hastalar açısından gayet olumlu sonuçlar elde edilmesini sağlıyor. Tedavideki başarının artmasının temelinde ise toplumdaki farkındalık ve tanının erken konulması yatıyor. Kadınların 30’lu yaşlardan itibaren her yıl düzenli olarak muayene edilmeleri ve yaşlarına uygun görüntüleme tetkiklerini yaptırmaları, meme kanserinde erken tanı konulmasını sağlıyor.

Haberin Devamı

Meme kanseri, tarama amaçlı yapılan mamografi ve ultrasonografiyle daha belirti vermeden saptanabileceği gibi; kişinin kendi kendine muayenesi veya meme cerrahının muayenesi sırasında da tespit edilebiliyor. Memede elle hissedilen şişlikler meme kanserinin belirtisi olabiliyor.

Ayrıca, meme cildinde renk ve şekil değişikliği, meme başının içe dönmesi, meme başından özellikle kanlı akıntı gelmesi meme kanseri açısından şüpheli bulgular arasında yer alıyor. Koltuk altında ortaya çıkan şişliklerin de belirti olabileceği şüphesiyle mutlaka incelenmesi gerekiyor.

Eğer bu konuda kontrolü elden bırakmazsanız ve en ufak bir şüphe halinde doktora başvurursanız sağlıklı ve mutlu bir hayat sürmenizin önünde hiçbir engel kalmayacaktır.

SEL DEĞİL KIYAMET

Geride bıraktığımız haftada ülkemizin bazı kentleri şiddetli yağışa teslim oldu. İstanbul’da bazı metro istasyonlarını su bastı, yeni havalimanına giden ana yol taşan derenin sürüklediği taş ve molozlarla bir süre ulaşıma kapandı. Bazı uçaklar İstanbul’a inemeyince başka kentlere yönlendirildi.

Haberin Devamı

Elbette ki bu yaşanan olaylarda hızla büyüyen kentlerimizdeki yetersiz altyapının, betonlaşma nedeniyle düşen suyun toprağa kavuşamamasının payı var. Ama bu durum sadece bizde geçerli değil. Geçen ay Atina’da benzer görüntüler yaşanmıştı. Daha önce de İtalya ve Almanya’da olmuştu. İstanbul ile aynı günlerde ise New York sele teslim oldu.

Tıpkı İstanbul’da olduğu gibi metro istasyonlarını su bastı, havalimanına ulaşım kesildi, araçlar sel sularında sürüklendi.

Sadece bizde değil bize göre beton-yeşil dengesi daha iyi kentlerde de altyapısı kusursuz olarak nitelendirilebilecek olanlar da benzer sorunların yaşanmasının temek nedeni, iklim felaketi. Eskiden üç ayda, altı ayda, hatta zaman zaman bir yılda yağabilecek yağmurun, uzun kuraklık dönemleri sonrasında sadece bir günde yağması. Böyle bir yağışı hiçbir kentin altyapısı kaldıramaz. Bu nedenle kısa vadede taşkın yaşanan yerlerde fiziki önlemleri alırken, uzun vadede asıl soruna; yani iklim krizinin olumsuz etkilerini giderecek çözümlere odaklanmamız gerekiyor.

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder