Mete Utku

07 Mayıs 2024, Salı 11:30

Kaçınılmaz son...

Özellikle ikinci yarıda fırsatları bir bir harcayan Fenerbahçe, puan kaybına hiç tahammülü olmadığı karşılaşmada 2.34'lük gol beklentisinden gol çıkaramadı. (Şampiyonluk yarışındaki rakibi Galatasaray, bir önceki gün 2.27’lik gol beklentisinden tam 6 gol buldu) Zamanında Manchester City'nin birinci golcüsü olmuş, bundan 11 ay önce ise Şampiyonlar Ligi Finali'ne ilk 11'de başlamış olan Edin Dzeko'nun bu derece kritik anlarda ayağına gelen fırsatları cömertçe harcaması kabul edilebilecek bir durum değil. Takım zaten yaptığı basit hatalarla, birbirinden kötü tercihlerle ve bunun yanında olumsuz vücut dilleriyle şuursuz bir görüntü verirken takıma kaptanlık yapan ismin kader anlarında daha soğukkanlı kalarak o pozisyonlardan gol çıkarıp 3 puanı takımına kazandırması gerekiyordu.

Cengiz Ünder'in anlamsız ortalarını, son dakikada yanında Batshuayi varken topu, önündeki savunmacıya nişanladığını ya da Mert Hakan Yandaş'ın hakeme itiraz etmekten başka herhangi bir aksiyonu girememesini ve daha birçok konuyu tartışabiliriz  ancak nihayetinde Fenerbahçe, üst üste tam 9 sezonu şampiyonluk kupası kazanamadan tamamlamış oldu.

Son birkaç ayda Fenerbahçe ile Galatasaray'ın puanlarının birbirine son derece yakın seyretmesi dolayısıyla şampiyonluk hiç de uzak bir hedef gibi görünmüyordu sarı lacivertliler için. Ancak bir yandan da bugün yaşanılan hayal kırıklığının geleceği gün gibi ortadaydı. Devamlı kötüye giden bir oyun, son derece başarısız bir teknik direktör performansı ve yönetimin arka planda kalmayı becerememesi, Fenerbahçe'nin ezeli rakibi Galatasaray'ın bir şampiyonluğuna daha şahit olmasına sebep oldu.

Bu saatten sonra yapılması gereken şey, başarısızlığı sadece saha dışı faktörlere bağlayıp kolaya kaçmak değil, sorumluların bu başarısızlığı üstlenerek artık yerini, yenilere bırakması olacaktır.

23 Nisan 2024, Salı 14:21

Fenerbahçe 5 günde hedefsiz kaldı!

Fenerbahçe’nin hem fiziksel hem de mental olarak Sivas’a çok yorgun bir şekilde geldiği maçın henüz başında kendisini belli etti. Futbolcular isabetsiz pas atma yarışına girerken birbirleriyle yaşadıkları iletişim problemleri de birçok top kaybına sebep oldu. Zaman zaman Sivasspor’un sahaya yerleşmede yaşadığı sıkıntılardan doğan pozisyonlarda da sarı-lacivertli futbolcular sonuç almayı başaramadı. Fenerbahçe, anca ya bir duran toptan (ki bu da sarı lacivertlilerin bu sezon en zayıf olduğu noktalardan biri) ya da bireysel yeteneklerle sonuca gidebilir havasında geçen ilk yarının son anında Fred’in attığı nefis gol soyunma odasına Fenerbahçe’yi 1-0 önde götürdü.

İkinci yarıda da çok konsantre gözükmeyen Fenerbahçe, ev sahibi takımın sağ taraftan geliştirdiği hızlı atakta kalesinde golü görerek skor üstünlüğünü kaybetti. Taraftarlar, skorun 1-1'e gelmesiyle beraber normal olarak Fenerbahçe’nin tempoyu artırıp Sivasspor’u kendi kalesinin önüne hapsetmesini beklemişlerdir ancak maç hiç de o havaya bürünmedi. Puan kaybının %99 havlu atmak anlamına geleceği anlarda İrfan Can Kahveci dışında bunu kafaya takan başka bir Fenerbahçeli sahada yok gibiydi nitekim skoru tekrar sarı-lacivertlilerin lehine çeviren oyuncu da o oldu. 

Skor olarak zaman zaman farklı sonuçlar ortaya çıksa da Fenerbahçe aylardır rahat maç kazanamıyordu. Sivas’ta kazansalardı da bu kötü tablo devam edecekti ancak bu sefer sonuç da onların lehlerine olmadı. 90.dakikada çok tartışmalı bir penaltı kararıyla beraber gelen golden sonra kalan dakikalarda üstünlüğü tekrar eline geçirmeyi başaramayan Fenerbahçe, bu sonuçla rakibi Galatasaray’ın 4 puan gerisine düştü. Kalan 5 maçta ibrenin sarı lacivertlilere dönmesi artık mucizelere kalmış durumda. Önce Türkiye Kupası’na, geçtiğimiz hafta Konferans Ligi’ne veda eden Fenerbahçe, yarıştığı son kulvarda da artık havlu atma noktasına geldi. 33 maçta 86 puan toplamasına rağmen liderin 4 puan gerisine düşmek olağandışı bir durum bu yüzden Fenerbahçe’ye kötü bir Süper Lig sezonu geçiriyor demek haksızlık olacaktır ancak ne olursa olsun 38. hafta tamamlandığında şampiyon olan takım sen değilsen bu puanların pek de kıymeti olmayacak. 

Gündemin saha dışına kayması iyi karşılık bulmadı

Fenerbahçe, son haftada son derece sert bir atmosferde Galatasaray deplasmanına çıkacak olsa da kalan maçlarının tamamını kazansa şampiyon olacak bir durumda ilerliyordu. Konferans Ligi’nde ise 3 maç sonunda final müsabakasına çıkma hakkı kazanabileceği bir konumdaydı ancak önce Olympiacos’a elenilmesi, üzerine Sivas’ta bırakılan 2 puan, Fenerbahçe’yi neredeyse hedefsiz bıraktı.

Trabzonspor maçından sonra Fenerbahçe yönetiminin tutumu futbolculara yönetimin hayal ettiği etkiyi yapmamışa benziyor. Takım iki kulvarda kupa hedefiyle yoluna devam ederken gündemin bir anda genel kurullara, kongrelere dönmesi, belli ki takımın motivasyonunu düşürdü. Bunun üstüne futbolcuların Süper Kupa maçına çıkmak istemesine rağmen yönetimin bu karşılaşmaya U-19 takımıyla çıkma kararı alarak rakibi Galatasaray’a bir kupa hediye etmesi, futbolcuları psikolojik açıdan kötü etkilemiş gibi görünüyor.

Kırılma anlarında verilen yetersiz reaksiyonlar da takımın konsantrasyonunun dağıldığına işaret. Özetle, 2 sezon önce yaşanan meşhur megafon olayından sonra bu sezon da Fenerbahçeli futbolcuların, yönetimin aldığı tavırdan olumlu etkilenmediği besbelli. Belki bundan ders çıkarılır ama ne kadar kıymeti olur? O tartışılır...

15 Nisan 2024, Pazartesi 10:22

İsmail Kartal için ‘acabalar’ çoğalıyor!

Fenerbahçe, zorluk seviyesi oldukça yüksek Olympiacos deplasmanı sonrasında kümede kalmak için puan ve puanlara ihtiyacı olan Karagümrük ile karşılaştı. İsmail Kartal, Djiku’nun sakat, Szymanski’nin de cezalı olduğu maçta Çağlar Söyüncü’nün partneri olarak Serdar Aziz’i tercih edip Bonucci ve Becao’yu kenarda oturturken Polonyalı futbolcunun yerine ise Krunic’i tercih etti.

Fenerbahçe, Szymanski’nin muadili olarak kariyerinin son bölümünde ağırlıklı olarak 6 numara oynayan Rade Krunic’in tercih edilmesinin sıkıntılarını ilk yarıda fazlasıyla çekti. Sarı-lacivertliler, topu 3.bölgeye götürme konusunda orta sahanın yetersiz kaldığı ilk yarıda İrfan Can Kahveci’nin sağ kenardan taşıdığı toplar dışında rakip kaleye gitmekte oldukça zorlandı. Artık maçın kaderi devre arasında yapılması şart olan müdahalelere kalmışken 45+1’de Karagümrük’ün bulduğu gol, Fenerbahçe’nin bu deplasmandan galibiyet çıkarmasını iyice zorlaştırdı.

İkinci yarı Batshuayi-Krunic değişikliğiyle 4-2-3-1'e mecbur olmadığını geç de olsa anlayıp 4-4-2'ye geçen Fenerbahçe, rüzgarı arkasına almak için erken gelecek bir gole ihtiyaç duyuyordu ki bu gol gelmekte hiç gecikmedi. İkinci yarının ilk 12 dakikası tamamlandığında geriden gelip öne geçmeyi başaran sarı-lacivertliler, farkı daha da yukarı çekebilecek pozisyonları bulmayı başarsa da son vuruşlarda yeterli kaliteyi gösteremedi. Son 6 haftasına girilen Süper Lig’de yoluna hata yapmadan devam eden ve iki kulvarda da iddiasını sürdüren Fenerbahçe, şampiyonluk yolundaki rakibi Galatasaray’ın puan kaybetmesini beklemeye devam edecek.

Fenerbahçe, bir yandan Süper Lig’de rekor seviyede puan ortalaması tutturup, Konferans Ligi’nde yoluna Nisan ayında dahi devam etmesine rağmen teknik direktör İsmail Kartal, kafalarda soru işareti bırakmaya devam ediyor.  Daha etkili bir ana plan ile sahaya çıkmayıp koca bir ilk yarıyı çöpe attıktan sonra yapılan değişiklikler ile gelen sonuçlardan hiç ders alınmıyor. Deneyimli teknik direktör, Olympiacos maçında Zajc-Krunic-Szymanski orta sahasıyla sahaya çıkıp, hem İsmail Yüksek’i hem de Fred’i kulübede tutmuştu. Üstelik geri dörtlüsü oyun kurmakta problemli oyunculardan oluşmasına rağmen ısrarla kale önünden oyun kurmaya çalışıp turu çok ciddi bir tehlikeye atmıştı. Karagümrük maçında ise yine ezberlerinden vazgeçmeyi düşünmeyen İsmail Kartal, Batshuayi’yi ilk 11’de kullanmayı düşünmeyip Krunic’ten bir Szymanski performansı bekleyerek zayıf rakibine üstünlük kuramadığı koca bir 45 dakika seyrettirdi Fenerbahçelilere.

Son zamanlarda sürekli tartışmalı tercihleri ve sahayı pek de iyi okumuşa benzemeyen maç sonu açıklamaları ile dikkat çeken İsmail Kartal için ‘acabalar’ çoğalıyor.  İyi sonuçlar almayı sürdürdüğü sürece belki bunlar akıllarda çok yer etmeyecek ancak deneyimli teknik direktörün bu tercihleri, telafi etmesi zor sonuçlar doğurursa işler hem kendisi hem de Fenerbahçe için geri dönülmez bir noktaya gidecek gibi gözüküyor.

04 Nisan 2024, Perşembe 11:38

Fenerbahçe, eksiklere rağmen hata yapmadı

Fred, İsmail Yüksek ve Mert Hakan Yandaş’ın sakatlıkları sebebiyle kadroda yer almadığı karşılaşmada orta saha Rade Krunic, Miha Zajc ve Szymanski ile kurulurken Fred ve İsmail Yüksek ikilisine kıyasla oldukça yumuşak olan bu orta saha ikilisi maç öncesi taraftarları düşündüren detaylardan biriydi. Ancak Adana Demirspor’un orta sahası Krunic ve Zajc’tan kurulu bu hattı temaslı oyuna zorlayacak bir yöntem tercih etmeyip üstelik geride geniş alan bırakmış olmaları, Fenerbahçe’ye orta sahada çok ciddi olumsuzluklar yaratmadı. Bulduğu boş alanlara topu hızlıca ulaştırıp ileride sayısal üstünlüğü sağlayarak art arda pozisyonlar bulan ev sahibi, rakip kaleyi abluka altına almasına rağmen maçın ilk bölümünde pozisyonları sonuçlandırmakta başarılı olamadı. 17. dakika Djiku ile gol perdesinin açıldığı karşılaşmanın ilk yarısında Fenerbahçe belki de 4-5 gol çıkarabilecek kadar net fırsatlar elde etti.

Son haftaların durgun ismi Szymanski’nin çok daha etkili olduğu karşılaşmada Edin Dzeko ve Dusan Tadic mükemmele yakın performans gösterirken İrfan Can Kahveci de bu üçlüye eşlik etti. Sezonun en skorer hücum dörtlüsünün gününde olduğu bir karşılaşmada da Adana Demirspor bu oyuna bir noktaya kadar direnebildi. Fenerbahçe, İrfan Can Eğribayat’ın akıl almaz hatasıyla üstünlüğü kaybetmesi ve ikinci yarıda ikiye çıkan farkın bire düşmesiyle bir süre sarsılsa da usta ayaklarının önderliğinde maçın hiçbir anında kırılma yaşamadan sonuca gitmeyi başardı.

Kalan maçların hepsini kazanarak şampiyon olmayı hedefleyen Fenerbahçe, bir engeli daha aşmayı başardı. Bu kadar fazla sayıda eksik oyuncunun olduğu bir karşılaşmada üstelik futbol dışı olayların gündemi fazlasıyla meşgul ettiği, ertesi gün maçı olan futbolcuların Genel Kurul’u yerinden takip etmek durumunda kaldığı bu günlerde sarı lacivertlilerin sahada böylesine konsantre gözükmesi, kritik haftalar öncesinde oldukça iyi sinyaller verdi.

 

 

 

18 Mart 2024, Pazartesi 15:32

Utanç gecesi!

Fenerbahçe, Süper Lig’in 30.haftasında konuk olduğu Trabzonspor deplasmanında yaşanan olaylar sebebiyle futbolun geri planda kaldığı bir karşılaşmadan galibiyetle dönerek şampiyonluk yolunda kritik bir galibiyet aldı.

Maçın ilk yarısına iyi başlayan ve bu bölümde oyunu kontrol eden taraf olan Fenerbahçe, Fred’in attığı iki gol ile skor üstünlüğünü de eline alarak soyunma odasına 2-0 üstün giden taraf oldu. Sahada futbolcuların son derece iyi niyetli bir şekilde mücadele ettiği karşılaşma, ikinci yarının başlamasıyla birlikte bambaşka bir hal aldı.

Tribünlerin çok daha agresif bir şekilde sahaya müdahale ettiği maç, sahaya atılan yabancı madde ve bu yabancı maddelerden etkilenen futbolcu sayısının artmasına rağmen enteresan bir şekilde devam etti. Fenerbahçe ceza sahası içinde yanan bir meşale olmasına karşın oyun durmazken bu esnada çalınan faul düdüğünün ardından ev sahibi takım farkı bire indirerek maça ortak oldu. Ardından Djiku’nun kontrolsüz müdahalesi ile gelen penaltıyı Trezeguet’in gole çevirmesiyle birlikte skor 2-2'ye geldi. Yaşadığı sakatlık sebebiyle yerde yatan Livakovic’in yüzüne gelen yabancı madde ile işlerin iyice çığırından çıktığı karşılaşmanın son bölümünde geçtiğimiz haftalarda sık sık yaptığı gibi sahneye çıkan Batshuayi, bu zor şartlar altında takımına altın değerinde bir 3 puan daha getirmeyi başardı.

Son düdüğün ardından Trabzonspor taraftarlarının, galibiyeti kutlayan Fenerbahçeli futbolculara fiziksel saldırıda bulunması kabul edilebilecek bir şey değil. Tansiyonun bu kadar yükseldiği, olayların buralara geleceğinin herkes tarafından tahmin edildiği bir ortamda böylesine bir güvenlik zafiyeti çok ama çok büyük bir skandal olarak Türk futbol tarihine geçti. Bir yandan unutmak isteyeceğimiz ancak Türk futbolunun geleceği için aynı zamanda unutulmaması gereken bir maçı geride bıraktık. Umarız yaşanan bu talihsiz olaylarda sorumluluğu olan herkes gereken caydırıcı cezayı alır ve bir daha ülke futbolu, bu tip olaylarla karşı karşıya kalmaz.

 

 

 

 

11 Mart 2024, Pazartesi 09:55

Bambaşka iki devre

Yaklaşık bir saat oynanan ilk yarıda topun yalnızca 23 dakika oyunda kaldığı, sakatlıkların ve futbolcular arasında geçen tartışmalarla dolu bir ilk yarı seyrettik. Pendiksporlu futbolcuların oyunu soğutma çabalarının sonuç verdiği ilk yarıda, Fenerbahçe bir türlü istediği tempoyu sahaya yansıtamadı. Oyunun hakimiyetini ele geçiremeyen ve rakibini zorlayacak herhangi bir hücum organizasyonu oluşturamayan sarı-lacivertliler, bunun üzerine 30. dakikada Thiam’ın uzak direğe ortasını iyi bir vuruşla gole çeviren Halil Akbunar’ın golüyle geriye düştü. Son dört iç saha maçının tamamında ilk golü yiyen Fenerbahçe, devrenin kalan kısmında da Pendikspor’a üstünlük sağlayamadı ve bir ilk yarıyı daha adeta çöpe attı.

İkinci yarıya daha baskılı başlayan ev sahibi, 59. Dakikada Mert Hakan Yandaş’ın nefis golüyle skora eşitliği getirdi. Dzeko’nun fazlasıyla top kaybı yaptığı ve fırsatları cömertçe harcadığı karşılaşmada dengeyi bozan gol oyuna sonradan giren Batshuayi’nin penaltı vuruşuyla geldi. Pendikspor’un son bölümüne 9 kişi girdiği karşılaşmada Ferdi Kadıoğlu ve İrfan Can Kahveci’nin ayağından gelen goller ise skoru bir anda 4-1’e getirdi.

İdeal stoper ikilisinden çok farklı bir şekilde Oosterwolde-Serdar Aziz ile maça başlayan Fenerbahçe, ilk devrede beklenildiği gibi savunma çizgisini Djiku’nun savunma lideri olduğu maçların kalitesinde kuramadı. Haliyle Pendikspor’u baskı altına almakta zorlanan Fenerbahçe, çok fazla geriye koşmak zorunda kaldı. Bu baskıyı olabildiğince erken kurduğunda sarı-lacivertlilerin hücumda ne kadar tehlikeli bir takım olduğunu sezon başından bu yana fazlasıyla gördük. Teknik direktör İsmail Kartal, sakatlıklar sebebiyle bu tandemde istikrarı sağlayamadı belki ama bu oyuncuların ikamelerinin de bu oyuna adapte edilmesi ilerleyen maçlar için büyük önem teşkil ediyor. Fenerbahçe, bu uyum sağlanamadığı takdirde derinde bekleyen takımlara karşı oynadığı maçlarda sorun çekmeye devam edecek gibi gözüküyor.

 

 

 

04 Mart 2024, Pazartesi 15:16

Fabrika ayarlarına dönmek için malzeme hazır

Pendikspor maçında sakatlanan ve 4 aylık aranın ardından sahalara bu maçla birlikte geri dönen Becao, ilk 11'de şans bulurken son haftalarda İsmail Yüksek ile birlikte ön liberoda forma giyen Rade Krunic'in yedek kulübesine çekildiği maçta Fenerbahçe, topu daha çabuk geri kazanan ve rakip sahaya daha iyi yayılan bir takım görüntüsündeydi.

Fenerbahçe'nin savunmayı daha önde kurmasında ve akın sürekliliği sağlamasında büyük payı olan Brezilyalı stoperin sahalara geri dönmesi, ön liberoyu çiftleyerek takımın oyunu nispeten daha geride kabul etmesine yol açan Krunic'in yerine Mert Hakan Yandaş'ın tercih edilmesi Fenerbahçe'yi olumlu etkiledi.

Bulduğu net pozisyonları değerlendirmekte başarılı olamasa da Szymanski'nin attığı doğru koşular ile takıma hareketlilik getirdiği karşılaşmada Dzeko ve Tadic'in de etkili performans ortaya koyması, Fenerbahçe'nin zayıf rakibi karşısında tempo olarak kendilerini çok zorlamadan galibiyete uzanmaları için yeterli oldu.

Fenerbahçe'nin önümüzdeki hafta itibariyle Becao, Djiku, Çağlar, Bonucci ve Serdar ile birlikte oynamaya hazır beş stoperi bulunuyor. Teknik direktör İsmail Kartal, hangi ikiliyi tercih edecek bekleyip göreceğiz ancak Fred'in de dönüşüyle beraber sarı-lacivertlilerin ideal 11'ine dönmek için İrfan Can Kahveci dışında bütün oyuncuları hazır durumda.

Hatayspor karşısında, son haftalardaki tat vermeyen futboldan biraz uzaklaşılmış olsa da ev sahibinin ligin en zayıf takımlarından biri olduğunu göz önünde bulundurmak gerekiyor. Perşembe günü oynanacak SG Gilloise maçında verilecek reaksiyon, sarı lacivertlilerin sezonun geri kalanı için neler vaad ettiğini görebilme açısından belirleyici olacaktır.

 

19 Şubat 2024, Pazartesi 10:15

Fenerbahçe devam dedi!

Fenerbahçe, ligin en zor deplasmanlarından birinde çok zor şartlar altında kritik bir galibiyet aldı. Olası bir yenilgi veya beraberlik halinde şampiyonluk yolunda telafisi çok zor bir kayıp yaşayacak olan sarı-lacivertliler ilk yarısını yenik tamamladığı karşılaşmanın ikinci yarısında doğru hamlelerle birlikte 3 puana uzandı.

Son haftalarda oldukça zorlanan Fenerbahçe’de eleştiri oklarının hedefi olan İsmail Kartal’ın öğrencileri, sahanın büyük bir bölümünde top oynamanın imkansıza yakın bir hal aldığı ortamda her zamanki oyununu oynamaya çalışarak maça adeta 1-0 geride başladı. Benzer şartlarda daha önce de burada maç oynayan Çaykur Rizespor daha mantıklı bir planla sahaya çıkıp doğru oyunu oynayan takımdı.

Doğru zamanda doğru hamleler 3 puanı getirdi

Hedefe pas oyunuyla ulaşmaya çalışmak, topun çamura saplanıp durduğu bir sahada Fenerbahçe’nin boşa enerji harcamasından başka bir şey değildi. Sarı lacivertlilerin bu sezonki ana planına sadık kalmaktan ziyade ileride kalabalık oluşturup karamboller yaratmaya ihtiyacı vardı.

Yaptığı ve yapmadığı değişiklerle, son haftaların tartışılan ismi İsmail Kartal, ilk yarıda oynanan oyunun buradan 3 puan çıkarmaya uygun olmadığını fark etti ve doğru hamleler yaparak takımının geriden gelip galibiyete ulaşmasında önemli pay sahibi oldu.

Fenerbahçe’nin ikinci yarıda iki şeye ihtiyacı vardı. Biri, mücadele gücünü yukarı çekebilecek oyuncular, diğeri de erken gelecek bir gol. Oyuna giren Mert Hakan Yandaş, Serdar Dursun ve İrfan Can Kahveci, sarı lacivertlilere hareket getirirken futbolcuların ilk yarıdaki olumsuz vücut dili de tersine dönmüş oldu. Serdar Dursun’un devrenin hemen başında attığı gol ile maça tutunan Fenerbahçe, Dzeko ile üstünlüğü ele alıp İrfan Can Kahveci ile skoru tayin etti.

F.Bahçe’nin şampiyonluk için Kartal’ın doğru hamlelerine ihtiyacı var

Gözle görülür bir düşüş yaşayıp liderliği de rakibine kaptırarak Rize’ye gelen Fenerbahçe’nin, futbol oynamaya hiç ama hiç elverişli olmayan bir ortamda üstelik geriye de düşmüşken buradan galibiyetle ayrılması şampiyonluk yolunda son derece değerli. Ancak yapılan değişikliklerin sonuç vermesi teknik direktörlerin hanesine çoğunlukla olumlu yansısa da başlangıç planının yetersiz olduğunu da gösterebiliyor. Ligin boyunun kısaldığı bir ortamda teknik direktör İsmail Kartal’ın daha az tartışılır hamlelerle yola devam etmesi hem onun takımdaki geleceği hem de şampiyonluk yarışında Fenerbahçe’nin kaderi için çok büyük önem arz edecek.