Murat Çelik Adresine ulaşmayı bekleyen mektup
HABERİ PAYLAŞ

Adresine ulaşmayı bekleyen mektup

MANŞET’i bugün tek bir konuya ayırıyorum izninizle…

Adresine ulaşmayı bekleyen mektupAnkara İncek’teki LÖSANTE Hastanesi’ndeydim dün. LÖSANTE, Lösemili Çocuklar Vakfı LÖSEV’in tamamen bağışlarla kurduğu muazzam bir hastane. Gitmişken LÖSEV’in kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Üstün Ezer’e de uğradım. Masasında, tek sayfalık bir mektup gördüm. “Hocam bu ne?” diye sordum. Üstün Hoca’nın gözleri buğulandı. Aldım, okudum...

Kaan, bu mektubu yazmış, sadece annesine vermiş. (Neden sadece annesine olduğunuokuduğunuzda anlayacaksınız.) “Bu mektup adresine ulaşmalı” dedim kendi kendime… Buyurun siz de okuyun. Sağlık bürokrasisindeki herkes okusun.

Haberin Devamı

Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca, lütfen siz de okuyun…

Noktasına, virgülüne dokunmadan aktarıyorum…

Ben bundan 6 sene önce lösemi hastalığına yakalandım. Ankara’da LÖSEV’in LÖSANTE Hastanesi’nde çok zor olan tedavim başladı, 2 sene sürdü. Tam “İyileştim” derken hastalığım tekrarladı. Tekrar başa döndük ve 3 yıllık tedaviye başladık.

Hiç yıkılmadım, “Ben bu hastalığı yeneceğim” diye anneme, kardeşlerime söz verdim. Ama lösemi canavarı beni 3’üncü kez pençesine alıp lösemi tekrarlayınca tam umudum kırılmak üzereyken LÖSEV’in doktorları yine imdadıma yetişti ve “Artık sana kemik iliği nakli yapacağız ve yaşatacağız” dediler.

Adresine ulaşmayı bekleyen mektup

3’üncü defa uzunca bir kemoterapi aldım, yine saçlarım döküldü, ateşler içinde yandım ama sonunda Kemik İliği Nakli Servisi’ne geçmeyi başardım.

LÖSEV LÖSANTE Hastanesi’nin Kemik İliği Nakli Servisi tıpkı bir uzay üssü. Her tarafı havadaki gözle görülmeyen en küçük tozları, mikropları süzen hepafiltrelerle kaplı.

Doktorlar, hemşireler içeri girerken özel solüsyonlarla yıkanıyorlar, çok özel kıyafetler giyiyorlar.

Annemden başka kimse içeri giremiyor, o da dışarı çıkamıyor.

Adeta fanusta yaşıyordum. Kapıların birisi kapanmadan diğeri açılmıyor. Anlayacağınız, sağlığımız için dünyanın en steril Kemik İliği Nakil Merkezi’ndeydim.

Bir gün hematoloji uzmanı profesör doktor odamıza geldi ve “Artık radyoterapi (ışın tedavisi) alacaksın, sonra da kemik iliği naklini gerçekleştireceğiz.

Haberin Devamı

Ama radyoterapi için başka hastaneye gideceksin” dedi.

Adresine ulaşmayı bekleyen mektup

Hemen,

- Bizim hastanemizde yok mu, dedim.

- Var, hem de dünyanın en iyi radyoterapi cihazları var ama kullanamıyoruz, dedi.

- Neden, diye sordum. - Çünkü Sağlık Bakanlığı ruhsat vermiyor, yani çalıştırmamız yasak.

- Neden, kötü bir şey mi yaptınız?

- Hayır, her şey yönetmeliklere uygun. Hatta Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’ndan (TAEK) ruhsat da alındı ama kullanamıyoruz.

Bağışıklık sistemim çökmüşken ve bu servisten dışarı adım atmamam gerekirken hem sabah hem de akşam (günde 2 defa) başka bir hastanede radyoterapi almak için dışarı çıktım ve ışın aldım.

Düşünebiliyor musunuz, hem milletin tuğla bağışlarıyla satın alınmış dünyanın en mükemmel, 5 milyon dolarlık aleti LÖSANTE Hastanesi’nde çürüyor hem de ben aynı hastanede 2 kat aşağıdaki bu özel merkezde ışın tedavisi alabilecekken dışarıya yani mikrop dolu ortama çıkıp hayatımı tehlikeye atıyorum.

En son olarak size şunu itiraf etmek istiyorum: “Beni lösemi hastalığı öldüremedi ama bürokrasi canavarı öldürebilecek.” Belki de sayılı günlerim kaldı.

Haberin Devamı

Ben görmedim ama bu mektubu herkese iletirseniz, sizin sayenizde başka lösemili çocuklar bu cihazın çalıştığını görebilirler.

Saygı ve sevgilerimle.

Kaan Özelçam.

SON MEKTUP OLMASIN

Kaan şu anda LÖSANTE’nin yoğun bakım servisinde yatıyor. 16 yaşında...

İzmirli, milli dansçı... 16 yıllık yaşamının son 6 senesini lösemiyle boğuşarak geçirdi, geçiriyor...

Kaan’ın mektubunu okuyun. Bu mektup, Kaan’ın son mektubu olmasın.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder