Murat Çelik Yargı, etik, güven
HABERİ PAYLAŞ

Yargı, etik, güven

Ankara İncek’te yan yana iki büyük bina… Biri Yargıtay, diğeri Anayasa Mahkemesi. Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi’nin açıklaması, komşu iki bina arasına bir ‘yüksek gerilim hattı’ kurdu. Yüksek yargıdaki yüksek gerilim hattı üzerinden yaşanan tartışmaları izlerken, önümde duran bir kitapçık var.

Şubat 2019’da Yargıtay Başkanlığı tarafından basılmış bir kitap… Halen Yargıtay Genel Sekreter Yardımcısı olan Dr. Mustafa Saldırım ve konu üzerinde çalışan, akademisyen Prof. Dr. İnayet Aydın’ın birlikte yazdığı kitap. Başlığı “Yargıtay Personeli Etik Davranış İlkeleri Kolaylaştırıcı El Kitabı”. (*)

Haberin Devamı

Kitabın Sunuş kısmını, dönemin Yargıtay Birinci Başkanı İsmail Rüştü Cirit yazmış ve bakın özellikle hangi noktanın altını çizmiş: “Günümüzde, yüksek mahkemelerin adalet politikalarının oluşturulmasına aktif katkı sağlaması ve halkın yargıya olan güvenini yükseltmesi gibi sorumlulukları da bulunmaktadır. Yargı sisteminin başarısı büyük ölçüde halkın hâkimlere, Cumhuriyet savcılarına ve yargı personeline duyduğu güven ile ölçülmektedir. Bu güvenin sağlanabilmesi için hem yargı mensupları ile personelin uyacağı davranış kurallarının farkında olması hem de halkın bu davranış kurallarını bilmesi gerekir.”

Kitabın omurgasını “Yargı Etiğinde Temel Kavramlar” bölümü oluşturuyor. O bölümde sıralanan kavramlar da şunlar: “Bağımsızlık, tarafsızlık, dürüstlük, mesleğe yaraşırlık, eşitlik, ehliyet ve özen, güven, şeffaflık ve topluma karşı hesap verebilirlik, hediye, çıkar çatışması.”

Amacı ‘yargıya olan güveni artırmak’ olan kitaptan bazı alıntılar yapayım…

- Hâkim, yürütme organlarından ve temsilcilerinden, politik mekanizmalardan, medya ve kamuoyundan, aile ve sosyal çevreden, kıdemli meslektaşlar ile yöneticilerden bağımsız olma sorumluluğunu taşır.

- Yargı bağımsızlığına ilişkin anayasal hükümlerin kabul edilmiş olması kendiliğinden bağımsız bir yargı oluşturmaz veya yargının bağımsızlığını sürdürmez. Yargı bağımsızlığı devletin üç organı tarafından da benimsenmeli ve korunmalıdır. Yargı özellikle hâkimlerin mevcut hükümete karşı borçlu olmadığını benimsemelidir.

Haberin Devamı

- Hâkimler çok ağır duygusal durumlar ve hassasiyetler içinde çalışmak zorunda kalabilirler. Bireyler hakkında hüküm verirken, yargılama yaparken din, dil, ırk, renk, cinsiyet, etnik köken gibi unsurların etkisi altında kalmadan, kişisel yargılardan sıyrılarak karar verilmesi en temel etik ilkelerden biridir. Diğer yandan tarafsızlığın en esaslı gerekliliklerinden biri hiçbir kişi ya da gruba karşı önyargılı ve yanlı davranmamaktır. Ön yargılar kişi ya da gruplara karşı davranışlarda hatalı seçimler yapılmasına yol açabilir.

- Eşitliği bozan en temel etik dışı uygulamalardan biri ayrımcılıktır. Doğrudan ayrımcılığa, kendi siyasi görüşünü ya da inanç sistemini paylaşmayan kişilere, kendisine yakın ya da benzer gördüğü kişilerden farklı davranılması örnek olarak verilebilir. Dolaylı ayrımcılık, örneğin bir kuralın ya da standardın bazı kişilere uygulanıp bazılarına uygulanmamasıdır. Kurumsal ayrımcılık ise kural ve işlemlerin farklı gruplara ya da bireylere farklı işletilmesini ifade eder. Kurumsal ayrımcılıkta tek tek kişiler değil belli özellikleri taşıyan bütün kişiler grup halinde hedef alınmaktadır.

Haberin Devamı

Bütün bunları (ve çok daha fazlasını) bizzat Yargıtay söylüyor. (*) https://www.yargitay.gov.tr/ documents/ek1-1615980649.pdf

Sıradaki haber yükleniyor...
holder