Giriş
Üniversitede misafir olarak çağrılmış bir konuşmacıya karşı yapılan eylem herkesin eleştirisini aldı. Ama iktidarın tepkisi çok sert oldu. Beni endişelendiren, gençler üzerinde yeni bir korku dalgasının yayılacak olmasıdır. İktidar bu eylemlerin arkasında “karanlık güçler” olduğunu belirterek eylemi Ergenekon’a bağladı.
Bunu en açık ifade eden ise yumurtalı eylemin mağduru Adalet ve Kalkınma Partisi Milletvekili Prof. Dr. Burhan Kuzu oldu.
Kuzu “1980 öncesini düşününce tüylerim diken diken oluyor. Bunun düğmesine basan alçaklar hiç mi sonunu hesap etmiyor? Hükümeti yıkmak için öğrencileri sokağa dökmek istiyorlar. Halkevleri ve Doğu Perinçek’in uzantıları bu işin içinde” dedi.
Ardından bir televizyon programına çıkan Kuzu “Ergenekon içerde sıkışmış vaziyette, güvendiği asker ise kendi alanına çekildi, normalleşiyor. Mücadele yükü verilen yargı da son Anayasa paketi ile kendi alanına çekildi. Şu anda ellerindeki tek koz öğrenciyi sokağa dökmek. Bu işler böyle başlar. ‘80 öncesini gördük. Bunun arkasında Ergenekon bağlantılı güçler var” şeklinde konuştu.
[[HAFTAYA]]
İktidar partisi üyeleri öyle bir noktaya geldiler ki, herhangi bir konuda şikayet eden kesimleri Ergenekon’a bağlar oldular. Bu gerçek olmasa da bir tehdit olarak algılanıyor. Oysa iktidara düşen korkuyu değil, güveni artırmaktır.
İktidara yakın olanlar, Wikileaks belgelerinin arkasında bile Ergenekon olduğunu söylediler. Kendinizi iktidarın yerine koyun; her şeyin arkasında Ergenekon’u aramak en fazla iktidarı yorar, herkesten ve her şeyden şüphe ettirir.
Öyle ki, Ergenekon’a karşı olduğunu söyleyen gruplar bile birbirini Ergenekonculukla suçlar hale geldi. Bu işin ucunun nereye varacağını tahmin etmek, “Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan çıkar?” sorusunun cevabını bulmak kadar zor hale geldi. Türkiye şimdi de “Yumurtadan mı Ergenekon, Ergenekon’dan mı yumurta çıkar?” sorusunun peşine düşürülmemeli.
İfade özgürlüğü ayaklar altında
Biz iktidarın tedirginliği azaltmasını beklerken öğrencilerin eylemlerini yayınlayan medyanın suçlandığına şahit olduk. Hem de Başbakan’ın ağzından. Dün Başbakan şöyle konuştu; “Son dönemdeki birçok olaylar ve bunlara karışan tipler, özellikle siyasi partilerin liderleri tarafından gruplarına taşınması ve buralarda ellerinin kaldırılması ve bunların okşanması, illegal örgütler içerisinde yer alan bu tiplerle bir şeyler toplamaya gayret etmek, hiçbir zaman hiçbir siyasi çalışmaya prim yaptırmaz, tam aksine kaybettirir. Benim milletim neyin ne olduğunu çok iyi biliyor. Şu anda tüm gücünü ve tüm motivasyonunu, özellikle muhalefetin ve medyanın kışkırtmasından alan bir yapı var ve ben bunu burada söylemek zorundayım. Ana muhalefet partisi ve malum medya, hiçbir konuda ortak paydasının olmadığı marjinal öğrenci gruplarının reklamını yaparak, bu grupları hükümete karşı cesaretlendirerek, bilsinler ki İMKB’nin içinde prim yapamazlar, orada kaybederler.”
Bu haberleri yayınlamak ile İMKB’de prim yapmak arasında nasıl bir bağlantı var, anlamadım. Başbakan bir şeyler biliyordur herhalde. Artık şunu anlıyoruz; iktidar, tepki gösteren toplum kesimi ve bunu yayınlayan medya istemiyor.
Düşünce ve ifade özgürlüğü bir kez daha ayaklar altında.
