Özlem Denizmen Paylaşamayan olmayın!
HABERİ PAYLAŞ

Paylaşamayan olmayın!

Ülkemizin doğu yarısını etkileyen bu felaket doğa olayı karşısında yetkililer ve tüm dünya yaraları sarmak için canla başla çalışıyor. Peki biz neler yapabiliriz?

VİCDAN

İnsan olmanın gerektirdiği en temel duygulardan biri. Paylaşmaya vicdanımızın sesini dinleyerek başlamalıyız.

Paylaşamayan olmayın

OLUP DA VEREMEYEN VAR

Para konularında geçmişte yaşadıkları sonucunda çok daha karamsar ve kaygılı olup, sahip olduklarını paylaşmakta güçlük çekenler var. Bu çok normal ve anlaşılabilir bir durum. 12 yıldır yaptığım çalışmaların özünde de zaten hepimizin farklı para karakterleri olduğu saptaması var. Araştırmalarda, dar gelirli hatta yoksul insanların zenginlerden çok daha fazla hayır kurumlarına yardım ettiği görülüyor. Bazı araştırmacıların ‘verme boşluğu’ (giving gap) olarak adlandırdığı şey bu. Psikoloji ve sosyal davranışlar uzmanı Paul K. Piff, “İnsanlar refah ve maddi varlık merdiveninde yükseldikçe empati ve merhamet duyguları azalır ve sahip olduklarını ‘hak ettikleri’ konusunda güçlü bir inanç geliştirirler’’ diyor.

Haberin Devamı

VEREN EL BOŞ KALMAZ

Para bir enerji, paranın bereketi de verdikçe artar. Sevgi, saygı gibi paylaştıkça çoğalır.

ZAMANI PAYLAŞMAK

Sivil toplum ne kadar güçlü olursa, devletin yanında ihtiyaç sahiplerine sağlayabileceğimiz fayda da o kadar artıyor. Her konuda vaktimizi, bir dernek, bir vakıf hatta siyasi parti aracılığı ile topluma vermemiz paylaşımların belki de en değerlisi.

PARAYI PAYLAŞMAK

Araştırmalar gösteriyor ki gelir olarak onurlu bir hayat standardını yakaladıktan sonra paylaşmak bizi harcamaktan çok daha fazla mutlu ediyor.

KANI PAYLAŞMAK

155 yaşındaki Kızılay her durumda ihtiyacı olana kan sağlayan merkezimiz. Bu kuruma kan bağışını düzenli seviyede tutmamızın önemi yetkililer tarafından sürekli dile getiriliyor. Böylece afet anlarında acil ihtiyaç kan bankasından organize şekilde sağlanıyor.

BECERİYİ PAYLAŞMAK

Felaket zamanlarında, en fazla ihtiyaç duyulan şey uzmanlık oluyor. Bu konularda becerimizi geliştirip, bir iş makinesini kullanabilen ya da kurtarma çalışmalarında bilgi ile görev alabilen ya da en azından ilk yardım konusunda bilgi sahibi olabilen vatandaşlar haline gelmemiz gerek.

Haberin Devamı

BİR İÇERİ BİR DIŞARI

Yeni aldığınız bir şey için, evinizden bir şeyi paylaşmak sade yaşantıyı koruyor.

NEREYE KADAR?

2050 yılında dünya nüfusunun 9.8 milyar olacağı tahmin ediliyor. Sınırlı kaynaklarla tüket-tüket anlayışı nereye kadar? mHayatınızdaki istek ve ihtiyaçları ayırt edin. mDaha az şeyle yaşayabilir hale gelin. m‘Şeyler’le değil ‘deneyim ve hislerle’ doyun.

SADELEŞ

Paylaşmak sadeleşmek anlamına da geliyor. Kendisini ve sosyal ilişkilerini yönetebilenler daha özgüvenli ve tatminli olurken, yönetemeyenler genelde bu açığı ‘satın alarak’ telafi etmeye çalışıyor.

PAYLAŞAN ÇOCUK

Prof. Dr. Acar Baltaş’a “Paylaşan çocuk nasıl yetiştirilir?” diye sordum. İşte cevapları: mSiz de paylaşın. mYemek sofrasında paylaşma sohbeti yapın. “Bugün kime iyilik yaptın?’’, “Sana kim ne iyilik yaptı?” diye sorun. mHepimizde adalet geni var. Ortaya çıkartın.

‘’Dolabınızda kullanmadıklarınızı değil, en sevdiğiniz kıyafetleri paylaşın.’’ (Mutasavvıf yazar Cemalnur Sargut)

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder