Rauf Tamer Pazar Kahvesi
HABERİ PAYLAŞ

Pazar Kahvesi

Haberin Devamı

Havada bahar kokusu var. Nisan 1. “Ey gonca açıl, zevkini sür fasl-ı baharın.” Günler uzarken, yine gönlümde o şarkı: Mehmet Barlas ise, şimdilerde Sultaniyegâh’a takılmış, öyle diyor...

Pekalâ, Sultaniyegâh olsun: “Kaçıncı fasl-ı bahar bu.” Dün havada gördüğüm bu kaçıncı uçurtma. Yeşil erik çıkmış... Birazdan kiraz da gelir. “Andıkça geçen günleri” diye devam etsin bu fasıl.



Fakat, bir dakika... Yazı yazarken klasik batı müziği dinleme huyum var. Neydi o? 28 Şubatçılar hiç müzik kulakları olmadığı halde “İşte Çağdaş Türkiye” diyebilmek için senfoni konserine giderlerdi...

Ne günlerdi yahu... Akşam tam fasıl saatinde ise 1 dakika karanlık. 28 Şubat’ın üzerinden 20 yıl geçmiş. Dile kolay. İşte buna canım sıkılıyor:

- Nüfus artıyor, seçmen çoğalıyor ama gazete okuyucusu çoğalmıyor.
- Beşiktaşlılar çoğalıyor, okuyucu çoğalmıyor.
- Laikler, muhafazakârlar, demokratlar, dinciler, dinsizler hepsi çoğalıyor, okuyucu çoğalmıyor.



Oktay Verel abiyi kaybetmişiz. Çok üzüldüm. Bende epey emeği vardır. Nur içinde yatsın. Bunları düşünürken, tam da güneş batarken, televizyonda bir yılışık kız:

- Hadi fasıl yapalım. Ne fasılı kız? Her aklına gelen şarkıyı, hep birlikte okumayı fasıl zannediyorsun sen... Fasıl o değildir. Fasıl, engin bir dizidir. Kültürdür. Disiplindir... Seninkisi bir eğlence... Ben eğlence sevmem, müzik severim. Sen Bekir Ünlüataer’i dinledin mi hiç? Bir dinle, o zaman baharı da anlarsın.



Oktay abi hep derdi ki: - Havada bahar kokusu var. Var ama ne yapayım. “Gül hazin, sümbül perişan, bağ-ı zâr’ın şevki yok.” Müzik, çirkin sesli güzel kızların istilasına uğramış. En iyisi, ben yine döneyim Barlas’ın Sultaniyegâh’ına:
- Kaçıncı fasl-ı bahar bu. Ayşegül Durukan kimbilir ne güzel okurdu bunu.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder