Acun seçime gir, oy verelim!

Sebep? 6’lı masa dağıldı, oy verecek adam falan mı kalmadı? Hayır, adam toplumdaki kanayan yarayı buldu, o yüzden oyum Acun Ilıcalı’ya olacak diyorum. Ne mi dedi? “Ben insanların herhangi bir saat üzerinden işe gelmesine karşıyım. Bir gün elimde güç olursa, mesai saatlerini 10.30’da başlatmayı düşünüyorum. Neden sabah bu kadar erken kalkılıyor, anlamıyorum. İnsanlar uyusun ya…”

Vallahi destekliyorum, alkışlıyorum, ‘budur’ diyorum. Evet ya, bırakın insanlar uyusun ya! Bu uykusuzluk var ya, toplumdaki bütün agresiflik, gerginlik, terbiyesizlik, hadsizlik hep bu uykusuzluk yüzünden. İnsanlar uyumadığı için bu kadar gergin, buna yemin edebilirim ama ispatlayamam. Hele son yıllarda kör karanlıkta, daha uyurken yollara düşenler yok mu? O saatte bir tanesi olay çıkarsa ve ‘uyuyordum ben’ dese, kim ne diyebilir Allah aşkına! Acun Ilıcalı’nın ne demek istediğini çok iyi anlıyorum…

Zira ben de sabah 10’dan önce afyonu patlamayanlardan, uykusu açılmayanlardanım. Ben ben değilim yani, size öyle söyleyeyim. Saat 10’dan önce benden verim alamazsın, sorularına cevap bulamazsın, değil konuşmak yanıma bile yaklaşamazsın. Şirin değil, feci bir şey yani! Tek olmadığımı da biliyorum, öyle çok insan var ki bu durumda. ‘I’m not a morning person’ yazılı tişörtler boşuna mı moda oldu? ‘Sabah insanı değilim’ diyor, bana yaklaşmayın, sorumululuk almam diye uyarıyor.

Tamam, Acun kendi çalışma ortamından yola çıkarak bu açıklamayı yapmış, bazı işler de buna müsait olmayabilir ama bir reçeteyle falan bu tip insanlara esneklik sağlanamaz mı bazı işyerlerinde? Bi’ düşünseniz mi acaba? Bence toplum sağlığı açısından değerlendirilmeli! Bu arada Acun “Elimde bir gün güç olursa…” diye anlatmış durumu ki, bence bir gün o gücü elde etmeyi düşünüyor. Seçim vaadi buysa şayet, oyumu verdim gitti.

Kafamda yine deli sorular…

• Adam ilk karısını öldürmüş. Tahliye olunca ikinci karısını da öldürmüş. Covid tedbirleri kapsamında çıkarmışlar ki, üçüncü karısını da öldürsün. O da ‘madem ısrar ediyorsunuz hay hay’ diyerek üçüncüyü de öldürmüş. Adam resmen seri katil ama siz adalet dağıtanlar; Covid olur diye kıyamadınız öyle mi?
• Kadınları arka arkaya öldüren serbest. Bir köpeğin kafasını kürekle parçalayaıp canice katleden de serbest. Ben anlamıyorum ya, öldürmek artık serbest mi? Düşünenler ve konuşanlar içerde olsun ama öldürenler dışarda. Bu mudur adalet denilen şey?
• Portekizli futbolcu Ronaldo, Suudi Arabstan’ın Al-Nassr takımına transfer oldu malum. Törende demiş ki, “Ben eşsiz, benzersiz bir futbolcuyum, Avrupa’da tüm rekorları kırdım, şimdi sıra burda. Ben böyleyim. Benim için rekorlar kırmak normal bir durum.” Para mütevazılığı/efendiliği mi öldürüyor, nedir olay?!
• Futboldan çok anlamam ama ofsaytı falan duymuşluğumuz var şükür. Fakat ‘ofsaytımsı’ nedir a dostlar? Çok tartışılan maçlardaki hakem hataları incelenirken; “Ofsaytımsı bir şey var” demişler. Çok güldüm. Morumsu, pembemsi gibi bir şey mi bu?
• Japonya’da hükümet, nüfusu hızla artarak 38 milyonu geçen başkent Tokyo’dan taşınanlara çocuk başına 7 bin 500 dolar verecek. Para desteğiyle ilk etapta 10 bin kişinin gideceği düşünülüyormuş. İstanbul için de düşünülemez mi acaba? Zira bu şehirde adım atacak yer, nefes alacak alan kalmadı. Yetkililer bi düşünse mi ya!

İyi dizi, iyi turizm geliri demek

Türk dizilerinin dünyanın dört bir yanında izlendiğini… İzleyenlerin Türk oyuncularından Türk kültürüne, Türk yemeklerinden tarihine büyük merak duyduğunu, bütün bunları ilgiyle takip ettiğini artık hepimiz biliyoruz. Bir ülke için müthiş bir tanıtım olanağı. Onlarca kanalda yayınlanan diziler kadar dijital platformlar için çekilenler de ilgiyle izleniyor. Netflix iddialı Türk yapımlarını 190’dan fazla ülkede meraklı izleyicilerle buluşturuyor malum. Platformun yaptığı araştırmaya göre; bu diziler insanların Türkiye’deki yaratıcı ortama hayran olmalarını ve bulundukları yerden ayrılmadan Türk kültürünü keşfetmelerini sağlıyor. Örneğin, dünya genelinde Türk yapımı dizi ve filmleri izlemiş olan kişiler;

• 4.6 kat daha fazla Türk yönetmenlerin filmlerini izlemeye ilgi duyuyor
• 4.9 kat daha fazla Türk oyunculara ilgi duyuyor.
• 5.2 kat daha fazla Türk sanatçıları ve oyuncuları sosyal medyada takip etmeye ilgi duyuyor.

***

Ayrıca… Türk yapımı dizi ve filmleri izlemek aşağıdaki alanlarda ilgiyi büyük oranda artırıyor:

• Bir Türk restoranında yemek yemek
• Bir Türk yemeği pişirmek
• Türk malı ev aksesuarları almak
• Türk hamamına gitmek Yani dizi deyip geçmeyelim. İyi bir dizinin Türkiye ekonomisine bile katkısı var. Ocak-Eylül 2022’de turizm gelirimiz 35 milyar doları aştı. Turizm Bakanlığı’nın 2023 hedefi ise, çok daha büyük. 60 milyon ziyaretçi ve 56 milyar dolar gelir. Bunda dizilerin payı çok büyük.

İstanbul’da iki lezzet durağı

• MADHU’S İngiliz Kraliyet Sarayı’ndaki davetlere yıllardır menü hazırlayan, Londra’nın en ünlü ve lüks lokasyonlarında bulunan Hint restoran zinciri Madhu’s, yurt dışındaki ilk restoranını Swissotel The Bosphorus İstanbul’da açtı. Geleneksel Hint yemekleri sunuluyor; bol baharatlı, bol acılı ama enfes. Restoranın içi de oldukça görkemli. DJ eşliğinde müzik cabası. Swissotel Genel Müdürü Uğur Talayhan’ı kutluyorum, İstanbul’a böyle özel bir markayı, farklı tatları kazandırdığı için.
• ROKA Galataport’un en global markası Roka, resmen bir lezzet vahası. Londra’da 2004 yılında açılan ödüllü mutfakta; Japon ızgarası robata tekniğiyle pişiriliyor etler. Aynı zamanda Japon mutfağının çiğ lezzetleri de çok tercih edilenler arasında. Ben ki çiğ balık yemeyen biriyimdir, tabakları silip süpürdüm, öyle lezzetli. Müdavimi de bol çünkü ‘İyi bir restoran herkesin damak tadına hitap etmeli’ felsefesini benimsiyorlar. Müziğikleri, Boğaz ambiyansıyla özel bir mekan.