Şirin Sever Başkası adına utanmak!
HABERİ PAYLAŞ

Başkası adına utanmak!

Utanmak çok güzel bir meziyet bence... Hatalarından ders almak, kendini geliştirmek demek. Ama günümüz dünyasında geçer akçe değil pek, o da ayrı mevzu. Bakın, Berfu Yenenler YouTube programında oyuncu Seda Bakan’ı ağırlamış, sohbet baby shower’a gelmiş. Seda Bakan, “Ne o öyle herkesten hediye beklemek! Çok ayıp değil mi?” demiş.

Başkası adına utanmak

Sunucu kızımız da “Her şey çok pahalı, doğru dolulukta gelmeli insanlar” tadında şeyler söylemiş. Sanki başkasına doğuruyor, pes! Seda Bakan ısrarla “Kimseye bana hediye getirin diyemem. Bir kere bizim kültürümüze aykırı, gelen zaten eli boş gelmiyor ki” dedikçe, Yenenler hiç utanmadan “Ben o kültürü hemen sahiplenirim” diyerek devam ediyor. Üç beş hediye için ne laflar, ne laflar... Seda Bakan ne kadar olgun ve terbiyeli biriymiş ki, kıza ısrarla anlatmaya çalışıyor; “Baby shower yapacağına, bebeğinin eksiklerini al” diyor çünkü baby shower partisi de bir maliyet sonuçta. Ama kızımız hiç oralı olmuyor! Başkası adına utanmak ne, izlerken onu yaşadım resmen. Bu muhabbet çok tepki çekince, eşi Eser Yenenler devreye girmiş bu kez, şakalar makalar, ‘baby shower yapanlar destek olsun hadi’ler falan... Savundukları görgüsüzlüğü devam ettirmeleri hepten olay! Hep söylerim; bir insanda utanma duygusu yoksa, ona hiçbir şey anlatamazsın. Boşversinler artık, buradan devam!

Haberin Devamı

Başkası adına utanmak

TENİS YILDIZI ZENDAYA

Zendaya’nın bir tenis yıldızını oynadığı ‘Rekabet- Challengers’ filmini izledim geçen gün. Tam tenis severlerin seveceği bir film ama benim izleme nedenim başrol oyuncusu Zendaya! Zira son yılların en popüler oyuncusu Zendaya’nın havasına, edasına, aurasına, stiline bayılıyorum. Tam bir ‘it girl’ bence. Zendaya filmde sakatlık sonucu tenisi genç yaşta bırakan bir tenis koçunu oynuyor. Ona aşık iki dostun arasına girip, onları parmağında oynatıyor. Yani hem romantizm var, hem spor! Filmle ilgili röportajları okurken dikkatimi çekti; ilk kez tenis oynamış Zendaya. Üç aylık bir eğitimden sonra rolünü oynamış. Müthiş bir adanmışlık değil mi? Hatta yıldız tenisçi Serena Williams kendisini izleyecek diye çok gerginmiş, baştan peşin peşin özür dilemiş kendisinden. Bence şahane bir performans sergiliyor ama usta tenisçiler daha iyi bilir tabii.

Haberin Devamı

NEREDE NE GİYECEĞİNİ BİLMEK DE BİR SANAT...

Hikaye bir yana, ‘Rekabet’ filminde sürekli Zendaya’yı izliyorsunuz ister istemez… Çünkü son yılların stil ikonu kendisi. Daha 27 yaşında ama her kırmızı halıda, her ödül töreninde onun stili konuşuluyor. Bu film için katıldığı gösterimlerde de ilhamını tenisten alan kıyafetlerle poz veriyor hep. Tenis topu detayı olan ayakkabı, tenis topu renginde kıyafetler... Filme dikkat çekmek için canla başla çalışıyor; işte profesyonellik budur! Nerede ne giyeceğini bilmek de bir sanat bence ve bizim ünlülerimiz bunu asla beceremiyor.

Başkası adına utanmak

ANKARA’NIN SİMGESİ ATAKULE’YE NE OLMUŞ ÖYLE!

Dikkat dikkat, bu bir Ankara yazısıdır... Ailesi Ankara’da olduğu için sürekli Ankara’ya gidip gelen ama evden hiç çıkmadan geri döndüğü için bazı güzellikleri ihmal etmiş birinin hafif hayıflanma ve şaşkınlığını içerir. Hazırsanız, Ankara’nın simgesi Atakule’den bahsedeceğim size: İstanbul’un hatta Türkiye’nin ilk AVM’si Galeria’yı bilirsiniz… İşte o meşhur Galeria açıldıktan bir iki sene sonra da Turgut Özal’ın teşviki ve Ankara Büyükşehir Belediyesi iştiraki olarak Atakule açıldı. O zamanların en havalı yapısı, Ankara’nın hafızasıydı Atakule. Yıllar içinde önemini yitirdi tabii, pasajdan hallice bir yapıya büründü. Yıllar içinde Vakıflar Bankası’na geçti ve 2010 yılında da satışa çıkarıldı. İşte Atakule’nin makus tarihi o zaman, yani Tarman Grup alınca değişti. 1947 yılında Kayseri’den gelip manifatura ve tekstil işiyle uğraşan Tarman Kardeşler, o zamanların Vakko’su, Beymen’i gibi; o jenerasyondan herkesin bildiği bir markaydı. Ankara’da büyüdüler. Yıllar içinde İstanbul’a taşınsalar da kalben bağlılıkları var diye Atakule’yi almaya karar verdiler. Ardından da kuleye dokunmadan, içini komple yenilediler. O andan itibaren de Atakule, sadece Ankara’nın değil, Türkiye’nin simge yapılarından biri oldu, yeniden.

Haberin Devamı

ÖZEL BİR KULÜBE GİRER GİBİ...

İşte Atakule’nin bu değişen çehresini görmek için gastronomik bir tur yaptık Ankara’ya ‘Gecce Gurme Kurulu’ üyeleri ile birlikte. Çok şaşırdık; Atakule gastronomi konusunda resmen kendini aşmış. Akşam gittiğimiz restoranlar ve barlarda kendimizi yurt dışında gibi hissettik. Kulenin tepesinde bir döner restoran var mesela; adı Nakia. 360 derece dönüyor ama siz hissetmiyorsunuz bile. Eğlence açısından da şahane. 125 metre yükseklikte, çatıdan çatıya atladığınız ya da Ankara’yı dolaştığınız simülasyonlar mesela, müthiş adrenalin. Mağazalar, mekanlar, çalışanlar kılı kırk yararak seçiliyor, kapıdaki görevliler bile o kadar şık ve estetik ki, özel bir kulübe gelmiş gibi hissediyorsunuz. Bu kadar zaman ne diye buradan içeri girmemişim diye hayıflandım özetle. Tarman Grup ve Murat Tarman’ı kutluyorum; burayı sadece Ankara’nın değil; Türkiye’nin Atakule’si yaptıkları için.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder