Şirin Sever Kazıklayanlar şimdi iyice bi' düşünsün!
HABERİ PAYLAŞ

Kazıklayanlar şimdi iyice bi' düşünsün!

Oh be, sonunda Yunanistan ile yeni bir dönem başlıyor.. 50 yıldır denenmesine rağmen başarılamayan ‘İyi Komşuluk Bildirgesi’ imzalandı. Böylece Türk vatandaşlarına Yunan adalarında bir yıl geçerli, 7 günlük vize verilmesi kararı alındı. Vize ücretinin 60 Euro olacağı söyleniyor. Bu vizeyle de Yunanistan’ın 10 adasında 7 güne kadar konaklama olanağı mümkün. Uzmanların söylediğine göre; Schengen bölgesinde ilk defa böyle bir istisna yapılıyor. Bu vize kolaylığı Avrupa’nın hiçbir yerinde yok! Müthiş değil mi? ‘Oh be’ demem sadece vizeden sebep de değil... Birbirine bu kadar benzeyen, birbirine bu kadar yakın iki ülke arasında tatsızlık olması çok saçma değil mi zaten? Olmazdı, neyse ki gereken yapıldı. Gelelim bu vize durumunun bize kazandıracağı şeye... POSTA’nın da dün manşette yazdığı şeyin aynısını düşündüm: Şimdi 2 bin TL’ye lahmacun satanlar, plaj girişini 2 bin TL yapanlar düşünsün! Birkaç yıldır Türk plajlarındaki ve otellerindeki fahiş fiyatlardan yılmış, yeterince kazıklanmış yerli turist; hem ucuz, hem medeni, hem gereksiz şatafatın olmadığı doğal bir ortamda tatil yapmak için komşuyu tercih ediyordu zaten. Şimdi bu rakamın iki kat artacağını söylüyor sektörün ileri gelenleri. O zaman bizim turizmciler de şapkayı önlerine koyup düşünsün bir zahmet, tam zamanıdır! Benim tek korkum şu; yeter ki Türkler orayı da bozmasın. Çünkü bu da pekala ihtimal dahilinde!

Haberin Devamı

Kazıklayanlar şimdi iyice bi düşünsün

Bir milleti şair yapan vize!

Ne vizeymiş ama! Yunanistan Türkler’e kapıda 7 günlük vize vereceğini açıklayınca, Türk milleti bir anda şair oldu, iyi mi? Bakın X’te paylaşılan şu şiirlere; nasıl da hisli, nasıl da sanatçı ruhlu herkes! G G G Komşunun ikramıdır bu vize, Doya doya gir masmavi denize Selam olsun Çeşme’ye giden kerize Bu yaz ansızın geliyoruz Yunanistan G G G Yakın ama bize uzak Rakıyla ne güzel gider Gyros tabak Gel tavernada tabak kırak Tatile geliyoruz Yunanistan. G G G Yiyeceğiz baklavaki Her yeri gezeceğiz köşe bucaki Bunlar yeter sanma ki Her sene kapındayız ki! G G G Gördüğünüz gibi bu kolay vize yurt içinde büyük bir sevinç dalgası yaratmış durumda ama dediğim gibi benim tek korkum, bu coşkudan korkan karşı tarafın, kararını tekrar gözden geçirmek istemesi. Belli ki biraz izdiham yaşanacak!

Haberin Devamı

Kazıklayanlar şimdi iyice bi düşünsün

Yeni bir gastronomi rehberi

Son birkaç yıl Türkiye’de gastronominin şaha kalktığı yıl oldu bence. Her ilde gastronomi haftaları yapıldı, şefler yıldızlaştı, şef restoranları arttı, uluslararası markalar geldi gitti, Michelin ödülleri bizi es geçmedi derken... Michelin’den sonra yeni bir rehber daha Türkiye’de! 1969 yılında, Paris’te iki gazeteci ve yemek eleştirmeni Henri Gault ve Christian Millau tarafından yayımlanan Gault&Millau’nun Fransa, Avusturya, Japonya, İsviçre, Arap Emirlikleri gibi pek çok ülkenin ardından 17’nci durağı Türkiye oldu. Gastronomi dünyasına dair pek çok organizasyona imza atan Gökmen Sözen, simgesi ‘şef şapkası’ olan bu rehberi Türkiye’ye getirmeyi başardı. Yıl içinde çalışmaları başlayan 2024 rehberinin sonuçları hafta başında açıklandı. Kimler jürideydi orası gizli elbette ama işleyiş şu şekilde: Hizmet, fiyat, atmosfer, yemeğin kalitesi ve lezzeti 1 ile 20 arasında puan verilerek değerlendiriliyor; 1-5 arasında puan alanlar ‘şef şapkası’ almaya hak kazanıyor. 200’ün üzerinde ödülün verildiği gecede, Michelin listesinde de yer alan mekanlar ödül aldı yine. Bu da gösteriyor ki; ödüllük ya da yıldızlık mekanlar net belli ve her anlamda öne çıkıyor. Uluslararası arenada tanınan bilinen bu rehberlerin Türkiye’ye gelmesi, restoranları derecelendirmesi hem kaliteyi artıracak, hem gastronomi turizminin gelişmesine büyük katkı sağlayacak kuşkusuz. Hoş geldin Gault&Millau.

Haberin Devamı

Kazıklayanlar şimdi iyice bi düşünsün

Anadolu yakasında bir İtalyan

Bir kebapçı İtalyan restoranı açarsa, gider miyim? Ali Abi açarsa giderim! Üstelik hiçbir kuvvet beni Anadolu yakasına götüremez ama Ali Abi’nin hatrı için oraya da giderim! Ali Abi, sektörün Ali Abisi. İstanbul’un en iyi kebapçılarından Köşebaşı’nı yaratan, Ali Ocakbaşı’na imza atan Ali Akkaş. Yıllardır restorancılık işinde olması bir yana; taa Şamdan yıllarında çalışmaya başlamış, bulaşıkçılıktan bugünlere gelmiş, İstanbul’da gece hayatının en hızlı olduğu yıllarda cemiyet hayatına hizmet vermiş, sektörün kitabını yazacak derya deniz bir adamdan bahsediyoruz. Ki, o anılarını her anlattığında “Ali Abi gel kitabını yapalım senin” diyorum ama o “Olmaz, ben kimsenin adını zikredemem” diyor, ikna olmuyor. Valla o kadar anıya yazık oluyor, benden söylemesi! Neyse, özetle Ali Abi Göztepe Parkı’nın hemen yanı başında Ristorante Umberto isimli bir İtalyan restoranı açtı. İşin başına da İtalya’da iyi restoranlarda çalışmış şef Özgür Yavuz’u getirmiş. Her işi bir bilenle yapması da on puan zaten! Menü gayet zengin ve başarılı. İnce hamurlu pizzalar, sarmısaklı ekmekler, özellikle balkabağı risotto, ağır ateşte pişmiş dana yanak ve İtalyan tatlıları çok iyiydi. Anadolu yakası için şiddetle önereceğim bir İtalyan. Yolu düşen, hiç durmasın gitsin derim.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder