Uğur Alkapar Yerebatan'da unutulmaz bir deneyim
HABERİ PAYLAŞ

Yerebatan'da unutulmaz bir deneyim

Tasarımlarını ‘giyilebilir sanat’ kategorisinde sunan Başak Cankeş bugüne dek koleksiyonlarını defile yerine teatral gösterilerle sunmuş kategoriler üstü bir tasarımcı. Yerebatan Sarnıcı’nda izleyici ile buluşan son eseri ‘Medusa’nın Çığlığı’ ise şehrin aklını başından alacak kadar iyi bir ‘deneyim’.

Deneyim diyorum çünkü burada enstalasyon var, inanılmaz çarpıcılıkta kostümler var, müzik var, dans var, hikâye var, beden performansları var. O nedenle bir isim koymakta zorlanıyorum. Yerebatan Sarnıcı’ndaki heykeli meşhur olan Medusa’nın mitolojik öyküsünü anlatan bu gösteri için önce vestiyerde montlarınızı, çantalarınızı bırakıyorsunuz. Telefonlarınızı da size verilen küçük çantaların içine koyuyorsunuz. Sonra kapüşonlu siyah pelerin giydiriyorlar tüm seyirciye. Böylece tek tek izleyicilerden oluşan karma bir grup değil de gösterinin parçası olan bir bütün haline geliyorsunuz.

Haberin Devamı

Yerebatanda unutulmaz bir deneyim

YILAN SAÇLI MEDUSA

Merdivenlerden indiğinizde karşınıza bir lahit üzerinde hareketsiz yatan yılan saçlı Medusa çıkıyor. Her yer karanlık, sadece orası aydınlık. Bir süre sonra sadece havada süzülen ışıklı maskeler tuhaf sesler çıkararak yaklaşıyor. Biraz korkuyorsunuz! Gözünüz karanlığa alıştığında o maskeleri aslında dev siyah elbiselerin içindeki gardiyanların taşıdığını fark ediyorsunuz.

Bu gardiyanlar ellerindeki asaları yere vurarak seyirciyi gitmeleri gereken tarafa yönlendiriyor. Bu arada gördüğünüz kostümler, makyajlar ve ışık oyunları tek kelimeyle mükemmel. Sarnıcın en ucuna kadar gittikten sonra suların içindeki Medusa ve Poseidon’ın dans ve beden performansına şahitlik ediyorsunuz. Ardından hikâyenin önemli kahramanları olan su perileri seyircinin içine dalıyor. Sarnıcın içinde başka bir noktaya ilerlediğinizde hikâye de ilerliyor. Müzik ve ışığın da katkısıyla yaratılan ortam Cirque du Soleil’in daha sanatsal olan gösterilerini hatırlattı bana.

Yerebatanda unutulmaz bir deneyim

İSTANBUL’DA MIYIZ?

Öykünün son sahnesine şahitlik ettikten sonra çıkışa doğru yöneldiğinizde tüm dikkatiniz merdivenlerin en üstünden size bakan Medusa’ya yöneliyor ve onun çığlığıyla bu deneyim sona eriyor. Elimden geldiğince anlatmaya çalıştım ama ‘Medusa’nın Çığlığı’ sözlere sığmayacak bir görselliğe sahip. 2 yıl boyunca hazırlığı süren bu gösteriyi izlerken kendime “İstanbul’da mıyız?” diye sordum.

Haberin Devamı

Yerebatanda unutulmaz bir deneyim

Çünkü dünyada bile benzerleri azdır sanırım. Başak Cankeş ve ekibinin tasarladığı dünya sizi hayatınız boyunca unutamayacağınız bir deneyimin içine adeta sürüklüyor. Tedirgin edici bir gerçeklikten rüyalarınızda anca canlandırabileceğiniz sürreal sulara uzanan bir yolculuğa çıkarıyorlar sizi. ‘Medusa’nın Çığlığı’ 22-23-30 Kasım, 1-4-5-6 Aralık akşamları ikişer kez gösteriliyor. Kaçırmayın!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder