Verda Özer Tatil uğruna harcanan dünya!
HABERİ PAYLAŞ

Tatil uğruna harcanan dünya!

Sonbahara girerken, bütün yaz ayları boyunca beni rahatsız eden bir konuyu artık yazma ihtiyacı hissettim. Elbette gidilen tatil mekanlarından bahsediyorum. Kimisi ‘her şey dahil’ sistemi uygulayan, kimisi butik olan otellerden…

Sanki kıtlıktan çıkmışçasına tabaklarımızı tıka basa doldurduğumuz açık büfeler, heba olan atıklar, kirletilen sahiller ve denizler…

DUYARLI MISINIZ?

Aslında tatil yaparken bakış açısı şu: “Her şeyi ve de hemen istiyorum. Tabağımda arta kalanlarla, kirlenen havayla suyla ilgilenmiyorum. Ben tatil yapayım yeter. Dünyaya ne kadar zarar verdiğim umurumda değil.” Peki bu yazıyı okuyan siz nasıl tatil yapıyorsunuz? Belki yıl boyunca bazı konularda daha duyarlısınız artık. Mesela çıkan yasayla birlikte marketten plastik poşet almayı bıraktınız.

Haberin Devamı

Ya da benimsenen ‘sıfır atık’ politikasıyla birlikte çöplerinizi geri dönüşüm kutularına ayrıştırarak atmaya başladınız. İyi peki de tatile çıkınca tüm bu duyarlılığınız ortadan kalkıyor mu? Kaldığınız otelin günde binlerce plastik poşet kullanması ya da atıklarını denize boca edip müsilajı körüklemesi sizi rahatsız etmiyor mu? Yani kısacası yılın belli zamanları duyarlı, belli zamanları umursamaz mısınız? Konu tatilse, gerisi teferruat mı?

Tatil uğruna harcanan dünya

EKOLOJİK TURİZM

İşte tam da bu yüzden dünyada ‘ekolojik tatil, sürdürülebilir turizm’ kavramı gündeme yerleşti. Bugün uluslararası platformlarda oteller, çevreyi ne kadar önemsediklerine göre notlandırılıyorlar artık. Amaç, çevreci otelleri teşvik etmek ve tatil yaparken de dünyaya verilen zararı en aza indirmek. ‘Eco Hotels of the World’ (Dünyanın Eko-Otelleri) adlı organizasyonun yaptığı yıldızlama sisteminde 5 ana kategori var:

Enerji kullanımı, su kullanımı, atık yönetimi, ekolojik faaliyetler ve çevre koruma. Gelişmiş ülkelerde müşteriler işte bu ‘yeşil karne’ye bakarak kalacakları oteli seçiyorlar artık. Dolayısıyla vicdanları rahat bir şekilde tatil yapıyorlar. Bugün Türkiye’de bu karneden ‘pekiyi’ alan kaç otel vardır bilinmez ama dileyelim ki tüm otellerimiz bu puanlamaya göre kendilerini gözden geçirsinler. Kültür ve Turizm Bakanlığımız da turizmi bu yönde teşvik etsin.

Haberin Devamı

DOĞAL YAŞAM OTELLERİ

Dediğim gibi dünyada tatil konusunda ‘ekolojik seçim’ hızla artıyor. Sadece evinde değil, tatil yaparken de dünyayı düşünmeye devam edenlerin sayısı şükür ki hızla çoğalıyor. Peki bu oteller nasıl mı? Her şeyden önce mümkün mertebe doğal ve o çevreye uyumlu malzemeler kullanıyorlar ki buna ‘ekolojik mimari’ deniyor. Tesiste kalanları o toprakta yetişen ürünlerle, bitkiler, ağaçlar, çiçeklerle buluşturuyorlar. Kimilerinde bahçedeki ağaçtan kopardığınız meyveyi hemen sıkıp suyunu içebiliyorsunuz.

Odanızda bahçeden gelen adaçayı, kekik, lavanta kokularıyla uyuyorsunuz. Kimisinde zeytinyağı bile genelde oranın zeytinlerinden sıkım yapılarak üretiliyor. Bazılarında kullanılan tüm tohumlar bile atalık… Genellikle yediğiniz her şey bahçeden ve oranın çiftliğinden oluyor. Her şey mevsimine göre, taze… Bu da aslında doğayla uyumlu yaşamayı, değişen mevsime göre yemeyi beraberinde getiriyor. Hakeza doğa vücudunuzun o dönem neye ihtiyacı olduğunu sizden çok daha iyi biliyor.

Haberin Devamı

Tatil uğruna harcanan dünya

GERİ DÖNÜŞÜM

Ekolojik otellerde tüketilen enerji yenilenebilir, yani ‘temiz enerji’ kaynaklarından geliyor. Elektrik üretimi ve su ısıtma, genelde burada bulunan güneş panellerinden sağlanıyor. Ki inanın enerji ihtiyacını hayli hayli karşılıyor. Otelden çıkan her türlü atık da enerjiye dönüştürülüyor. Mesela kurulan arıtma tesisi sayesinde kanalizasyon suları arıtıldıktan sonra, yetiştirilen bitkilerin sulanmasında kullanılıyor.

Yine; kendi çiftlikleri varsa hayvanların gübresi, bahçedeki sebze-meyveler için besin oluyor. Kartonlar, plastikler ve cam şişeler illaki ya belediye ya da özel atık şirketleri tarafından toplanıyor. Mutfaktan ve lokantadan çıkan yemek atıkları da hayvanlara yem oluyor. Ağaç budarken çıkan yapraklar hayvanlara yem, dallar ise gübre olarak kullanılıyor.

Tatil uğruna harcanan dünya

KÜLTÜREL MİRAS

Sürdürülebilir turizm’ sadece çevreye zarar vermemeyi hedeflemiyor. Aynı zamanda çevreyi tanımayı, korumayı, deneyimlemeyi ve böylelikle çevreyle bütünleşmeyi de kapsıyor. İşte o çevreye de sadece doğal değil, kültürel miras da dahil. Tarihi eserler, binalar, sanat eserleri, geçmişten günümüze gelen kültürel gelenekler, bilgiler, yaşanmışlıklar… ‘Miras’ sözcüğü, işte bu evrensel değerlerin nesilden nesile aktarımı anlamına geliyor ve bu aktarım da ancak turizm vesilesiyle yapılabilir.

Hem de; turizmin sürdürülebilir ve devamlı olması da bu sayede gerçekleşebilir. Yoksa sınırsız ve kontrolsüz tüketerek yapılan salt yeme-içme-yüzme vs. üzerine kurulu turizm zaten sürdürülebilir değil; çünkü her şeyden önce kaynaklar sınırlı! Kaldı ki kültür turizmi, bir ülke için de bambaşka bir katma değer sağlıyor. Her bakımdan… Çok şükür ki ülkemizde de artık her yıl zeytin hasadı yapan, etrafındaki antik kalıntıları müşterilere anlatan, bölgesindeki değerlere sahip çıkıp tanıtan oteller hızla arıyor. Umalım ki bahçesinde ekim yaparak toprakla haşır neşir olabileceğimiz, doğaya zarar vermeden ve tamamen onunla uyum içinde tatil yapabileceğimiz seçenekler çok daha hızla artar Türkiye’de.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder