ABD Gıda ve İlaç Dairesi tip-2 diyabeti azaltır demişti! Uzmanı tartışmalara son noktayı koydu: Henüz kanıt düzeyinde değil!

Beyza Erdoğan – Posta.com.tr / Türkiye’den dünyaya yayılan pek çok lezzet bulunuyor. Özellikle yoğurt, faydaları saymakla bitmeyen, tüm dünyada tüketilen besinler arasında yerini almış durumda. ABD Gıda ve İlaç dairesinin yapmış olduğu son açıklamalar gözlerin bu faydalı besine çevrilmesine neden oldu. Yapılan açıklamada yoğurtların üzerine “tıp-2 diyabet riskini azaltabilir” ifadesinin yerleştirilmesinin uygun olduğu belirtildi. Peki, yoğurt sahiden diyabeti geçiriyor mu? Uzman Diyetisyen Beyza Ersan bu konu üzerine önemli açıklamalarda bulundu. Yapılan açıklama sonrası bizlerin aklına ilk olarak bilginin güvenilirliğinin ne derece olduğunu sorgulamak geldi. Uzman isim konu üzerine, “FDA (Avrupa Gıda ve İlaç İdaresi) tarafından yakın zamanda haftada 2-3 porsiyon (kase) yoğurdun Tip-2 diyabet riskini azaltmakta etkili olabileceğini açıklanmıştır. Artık yoğurtların ambalajında “tıp-2 diyabet riskini azaltabilir” şeklinde bir ifade yer almasına izin verilecek. Ancak bu konuyu aydınlatmakta fayda var. Bu durum yoğurdun tip-2 diyabete iyi gelip tamamen iyileşme sağlayacağı ya da tip-2 diyabete sahip bireylerin muhakkak yoğurt tüketmesi gerektiği anlamına gelmiyor, zaten açıklama da bu şekilde değil. Yalnızca yapılan bilimsel çalışmaların neticesinde, yoğurdun tip-2 diyabete olumlu etki edebileceği ancak henüz kanıt düzeyine ulaşması için daha çok çalışma yapılmasına ihtiyaç olduğu belirtiliyor.” diyerek bu etkiyi kanıtlamak için çok daha uzun bir süre gerektiğine dikkat çekti. Diyabet riskini ortadan kaldırmak için sağlığımıza yararlı probiyotik ve prebiyotik etkilerini de incelememiz şart. Uzman Diyetisyen Beyza Ersan konu hakkında yaptığı açıklamada;“İnsan sağlığına oldukça faydalı olan probiyotikler ve prebiyotikleri sıkça tüketmenizi tavsiye ederim. Peki bu kavramlar ne anlama geliyor?Probiyotikler, sindirim sisteminde bulunan ve vücudumuza faydalı olan canlı bakterilerdir. Sindirim sistemine, bağışıklığa, mental sağlığa, cilt sağlığına, alerjik rahatsızlıklara iyi gelmektedir. Fermente yoğurt, kefir gibi besinlerde bulunmaktadır.Prebiyotikler ise probiyotiklerin beslenmesini, çoğalmasını sağlayan liflerdir. Sebze, meyve, tam tahıllı ürünlerde bulunmaktadır. Prebiyotik ve probiyotikler beraber tüketilirse daha yüksek fayda alınmış olur.” diyerek hem her iki kavramın hem de bir arada tüketimin önemine işaret etti. Uzman isim yoğurdun faydalarına değinirken alınan yoğurtlarda dikkat edilmesi gerekenlere dair önemli uyarılarda da bulundu:“Her şeyin elbette doğalı en güzeli ancak bazen doğal olarak satın aldığınız ürünler doğal olmayabilir aman dikkat! Yasadışı olan taklit (bir ürünün başka bir marka ürünü taklit etmesi, aynı ambalaj vb. şekilde aynı ürün gibi gösterilmesi) ve tahşiş (kar etmek amaçlı bir ürünün içeriğine katılmaması gereken bir bileşenin katılması ve ürünün daha farklı yansıtılması, zeytinyağına su katılması vb.) yapılarak, tüketici kandırılabiliyor buna karşı daha dikkatli olunmalıdır. Bunu tespit etmek pek kolay değil. En iyisi yoğurt satın alırken açıkta denetimsiz satılanlar yerine bildiğiniz marka ve yerlerden güvenilir olanları almanızdır. Satın alırken son kullanma tarihine mutlaka bakın, besin etiketinde içeriğine dair detaylı bilgiler bulabilirsiniz, mutlaka okuyun. Şeker içermemesine, yağ oranının yüksek olmamasına dikkat edin. Paketinde bozulma kesik vb. olmamalı ve mutlaka soğukta muhafaza edilmelidir.” Yoğurdun en sağlıklısı elbette ki evde annelerimizin mayaladığı oluyor. Ancak Uzman Diyetisyen Beyza Ersan, ev yoğurduyla ilgili olarak, “Evde yaptığınız yoğurdu uygun koşullarda saklarsanız besin değerini korur. Elbette soğuk saklamalı, kapalı bir kapta muhafaza etmelisiniz. Mümkünse 3-4 gün içerisinde tüketmeye gayret edin.” uyarısında bulundu. Diyabet ve diğer hastalıklar üzerine etkili olunması isteniyorsa yoğurdun 4 günü aşmayacak şekilde tüketilmesi büyük önem taşıyor. Yoğurdun diyabet üzerindeki etkisi açıklandığından beri incelemeye alınan bir diğer konu da yoğurdun hangi sütten yapılması gerektiği. Uzman Diyetisyen Beyza Ersan bu konu üzerine ise “İnek, koyun, keçi ve manda sütünden yoğurt yapılabilir. Manda ve keçi sütü besin değeri açısından biraz daha zengindir, ancak arada büyük farklılıklar yoktur.” diyerek yönlendirmede bulundu. Yoğurdun bu etkilerinden bahsedilirken bitkisel sütlerle yapılan vegan yoğurtların etki düzeyi de merak konusu oldu. Ersan, “Vücutta hayvansal protein kaynakları bitkisel protein kaynaklarına göre daha yüksek verimde kullanılmaktadır. Bu nedenle yoğurttan alınabilen protein miktarı, vegan yoğurtlardan biraz daha fazla olabilir. Bazı vegan sütlerle yapılan yoğurtlar hayvansal kaynaklı yoğurtlara göre daha yüksek yağ ve karbonhidrata sahip olabilir. Ancak vegan süt, yoğurt, peynir gibi ürünlerin tüketilmesinin sağlık açısından bir sakıncası yoktur.” diyerek hayvansal sütlerle yapılan yoğurtların çok daha etkili olduğunun altını çizdi. Yoğurt yerine yeni bir alternatif olarak görülen kefirin de diyabet üzerine etkileri merak edilenler arasında yerini aldı. Genel sağlığımız açısından son derece faydalı olan bu besin kaynakları ile ilgili olarak Ersan, “Yoğurdun da kefirin de peynirin de faydaları var ve hepsinin sağlığımıza olumlu etkileri bulunmaktadır. Fermente yoğurt ve kefir probiyotiktir ve bağırsak sağlığına faydalıdır. Peynirde bulunan probiyotik miktarı daha azdır. Peynir, kefir, yoğurt zengin protein içeriğine sahip, kalsiyum ve fosfordan zengin besinlerdir ve beslenme rutinimizde ayırt etmeden hepsine yer vermekte fayda bulunmaktadır.” dedi. Yoğurdun yanı sıra diyabet riskini azaltmak ve kan şekerini dengelemek için tüketilebilecek pek çok besin kaynağı bulunuyor. Uzman isim konu hakkında, “Diyabet riskini azaltan spesifik bir besinden ziyade bir beslenme ve yaşam modelinin üzerinde durmakta fayda var. Diyabetli bireyler karbonhidrat, protein, yağ ve vitamin mineraller açısından dengeli öğünler tüketmeliler. Diyabete sahip bireylerin ara ve ana öğün yapması çok önemli. Özellikle peynir, kefir, yoğurt gibi ürünleri düzenli tüketmeleri iyi olur. Beyaz ekmek değil, tam tahıllardan yapılmış ekmekleri tüketmeleri gerekir, tam tahıllı ekmekler posa adını verdiğimiz besin öğesinden zengin olduğu için diyabeti olumlu etkiler ve bağırsaklara da oldukça faydalıdır. Bol bol sebze ve her gün kontrollü şekilde meyve tüketmeleri önemli. Mutfaklarında katı ve hayvansal yağlar değil, özellikle zeytinyağı gibi bitkisel yağlar bulunmalı. Buna ek olarak hayatınıza sporu dahil edin stresten uzak durun.” dedi.