Kış aylarında tüketimi yüzde 100’e kadar çıkan kelle paça ve kibe mumbar, antibiyotik görevi gördüğü düşünüldüğü için Diyarbakırlıların vazgeçilmezi oluyor. Diyarbakır’da 1960 yılından beri paça çorba hizmeti veren işletme, şifa deposu ve lezzet kaynağı olan paça çorbasının satışını kış aylarında yüzde 100’e çıkardı. Ayak paçanın insan vücudundaki kırık ve çıkıklar için iyi geldiği, paça içerisindeki beynin çocukların gelişimine iyi geldiği ve kemik suyunun soğuk algınlığı için bire bir olduğu söyleniyor. Özellikle kış aylarında vücut direncine iyi geldiği bilinen paça, sarımsak, parça et, sakatat ve kemik suyundan yapılıyor. Kışın her gün ortalama 500 paça çorbası sattıklarını belirten sektörde üçüncü kuşak olan Hakan Onur, birçok hastalığa iyi gelen ve özellikle gelişim çağındaki çocuklara büyük fayda sağlayan paça çorbasının, günün her saatinde sevilerek tüketildiğini söyledi. Dededen gelen lezzetli tarifleri müşterilerine sunduklarını dile getiren Onur, “3 kuşaktır kelle paça sektöründeyiz. Deden babaya, babadan oğullara devam ediyoruz. 1960 yılından bu yana Diyarbakır’a hizmet veriyoruz. Yaz aylarında yüzde 60 oranında paça satışı yaparken, kışın bu oran yüzde 100’e çıkıyor. İnsanlarımız kışın paça ve kibe mumbarı çok tüketiyor. Paça bizim için antibiyotik görevi görüyor. İçindeki sarımsaktan, etten ve kemik suyundan dolayı soğuk algınlığına çok iyi geliyor. Böylelikle de paça vücut direncini arttırıyor” dedi. www.posta.com.tr Onur, “Mesela ayak paça insan vücudundaki kırık ve çıkıklar için tedavi görüyor. Paça içindeki beyin, çocukların gelişimini sağlıyor. 6 yaşına kadar doktorlar da beyinin tüketilmesini tavsiye ediyor. Kemik suyu özellikle direnç için vazgeçilmezdir. Bunun yanında kibe mumbar da yapıyoruz. Bir gün öncesinden kibe mumbarın temizliğini yapıyoruz. Sabahı ise satışa sunmak için önce Karacadağ pirincini kullanıyoruz. İçine bunun yanında baharat çeşitleri de atıyoruz. Hepsini salça ve sosuyla harmanlayıp kaynatıyoruz. 40-50 dakika boyunca kaynadıktan sonra yemeye hazır oluyor. Paça satışlarında kışın günde ortalama 500 tabak oluyor” diye konuştu. Yaklaşık 10 yıldır paça sektöründe mutfakta çalışan Özgür Gül, kibe mumbarı lezzetli yapan püf noktanın Diyarbakır'da volkanik Karacadağ'ın eteklerinde yetişen pirinci ve baharatı olduğunu söyledi. Paça ve kibe mumbarı kışın sıklıkla tükettiğinden ötürü kolay kolay hasta olmadığını ifade eden müşterilerden Ramazan Çokur, soğan, paça ve sarımsak üçlüsünün antibiyotik deposu olduğunu dile getirdi. Çokur, şunları kaydetti:“Kelle paça, soğuk algınlığı ve bağışıklık sistemi için olmazsa olmaz yiyeceklerden birisidir. Bölgemizde bu yemek çok tüketiliyor. Paça, vücut direncime haddinden fazla iyi geliyor. Allah’a çok şükür soğuk algınlığım 7 senede bir oluyor. Bunun tek sebebi de sarımsak, soğan ve paçadır. Bu üçlü benim vazgeçilmezimdir.” Sakatatlar, kas yapımı ve onarımı için gerekli olan yüksek kaliteli protein içerir.Özellikle B vitaminleri (B12, B6, folat) açısından zengindir. Ayrıca, demir, magnezyum, selenyum ve çinko gibi önemli mineralleri de yüksek oranlarda barındırır. Özellikle kırmızı sakatatlar, heme demir açısından zengindir. Bu demir türü, vücut tarafından daha kolay emilir ve anemi (kansızlık) riskini azaltmaya yardımcı olabilir.Bazı sakatat türleri, omega-3 yağ asitleri gibi sağlıklı yağlar içerebilir. Bu yağlar kalp sağlığını destekleyebilir ve iltihaplanmayı azaltabilir. Sakatatların kolesterol içeriği yüksektir. Ancak, dengeli bir diyetin parçası olarak tüketildiğinde, bazı çalışmalar sakatatın kalp sağlığını olumlu yönde etkileyebileceğini göstermektedir.Sakatatlar, bağışıklık sisteminin sağlıklı çalışması için gerekli olan çeşitli besin maddelerini içerir. B vitaminleri metabolizmanın düzgün çalışması için kritik öneme sahiptir ve sakatatlar bu vitaminleri bol miktarda sağlar.Bazı sakatat türleri, düşük kalori içeriğine sahip olup diyet yapanlar için iyi bir seçenek olabilir. Sakatat tüketirken dikkat edilmesi gereken noktalar arasında, yüksek kolesterol ve purin içeriği nedeniyle bazı sağlık durumlarında (örneğin gut hastalığı veya yüksek kolesterol seviyeleri olan kişilerde) tüketimin sınırlanması gerekebileceği yer alır.Ayrıca, sakatatların kökeni ve işlenme şekli de önemlidir; mümkünse organik ve iyi işlenmiş sakatat tercih edilmelidir. Her zaman dengeli ve çeşitli bir diyetin parçası olarak tüketilmesi önerilir.