Oral Çalışlar Silivri’de Cumhuriyetçilere mektup yasağı
HABERİ PAYLAŞ

Silivri’de Cumhuriyetçilere mektup yasağı

Haberin Devamı

Yıllarca birlikte çalıştığım, gazetede aynı odaları paylaştığım Cumhuriyet Gazetesi’nden tutuklu arkadaşlarıma yılbaşı kartı yollamak için, avukat Bahri Belen'i aradım. Adreslerini öğrenmek istiyordum. “Maalesef, onlara mektup, kart göndermek yasak” cevabını alınca şaşırdım.

1971 ve 1980 darbelerinde hapis yatmış biri olarak, darbe dönemlerinde de böyle bir yasakla karşılaşmamıştım. “Acaba, bir disiplin cezası mı var” diye düşündüm. Avukat Bahri Belen, “Hayır savcılığın kararı” dedi.

Böyle bir yasağı anlamam, kabul etmem mümkün değil. Başkanlık rejimini tartıştığımız bir TV programında, bu kadar çok yasağın, tutuklamanın olduğu yerde, seçmenin rahatça gidip iradesini sandığa yansıtmasının güçlüğüne dikkat çektim. Değişik örnekleri sayarken, Cumhuriyetçilere uygulanan mektup yasağını dile getirdim.

Geçtiğimiz Cumartesi gecesi, CNNTÜRK’te, Deniz Bayramoğlu'nun “Gündem Özel” programında bu konuyu tekrar dile getirdim. Program konuklarından Çetiner Çetin’e, Adalet Bakanlığı Basın Müşaviri Bilal Çetin’den mesaj geldi. Basın Müşaviri Çetin, benim eleştirilerime karşılık olarak, “Tutuklulara mektup ve kart yasağı yok” açıklamasında bulundu.

Bu açıklamanın peşine düştüm. Cumhuriyet Gazetesi avukatlarına telefon edip, yasağın sürdüğü karşılığını alınca, Bakanlık Müşaviri Bilal Çetin'i aradım. Çetin'in konuyu araştırması ricasında bulundum.

Böyle bir ortamda referandum

Çetin, araştırıp döndü. “Evet sizin sözünü ettiğiniz durum doğru. Çıkarılan OHAL Yasasının hükümlerinden birisi, savcılığının tutuklulara haberleşme yasağı koyabileceğini içeriyor. Silivri'deki savcılık FETÖ davasından tutuklananlara böyle bir yasak uyguluyormuş.”

Ne diyeceğimi, nasıl tepki göstereceğimi şaşırdım. Cumhuriyet’in yöneticilerini, yazarlarını FETÖ’den tutuklamak, zaten akıl alacak bir şey değil. 78 gündür tutuklular, hâlâ haklarında bu iddiayı içeren bir iddianame yazılmış değil. Neredeyse üç ay doluyor.

12 Eylül’de bile...

12 Eylül darbesinde, Meclis feshedildi. Cezaevleri, birer vahşet merkezi haline geldi. O ağır baskı ortamında bile, mektup ve haberleşme yasağıyla muhatap olmadık.

Silivri’deki yasağın, yargılama ve tutuklamalardaki hak ihlallerinin, siyasi ortamı daha da gerdiğini görüyoruz.

‘Türkiye zor günlerden geçiyor’ sözü doğru. Zorlukları aşmanın en temel yollarından birisi, hakka, hukuka, insan onuruna saygı göstermektir.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder