Hakan Çelik Museviler
HABERİ PAYLAŞ
Haberin Devamı

İsrail’le ne zaman sorunlar yaşansa Türkiye’deki Musevileri de olumsuz yönde etkileyen bir siyaset dili gelişiyor. Siyasetçilerin açıklamaları -çoğunluklagenellemeler içeriyor ve bütün Musevileri suçladıkları gibi bir izlenim uyandırıyor. Medya maalesef bu konuda çok ölçüsüz ve özensiz. Museviler hakkındaki düşünceler -diğer azınlıklara olduğu gibi- önyargılarla dolu. Medyamız, Türkiye’deki Musevileri “İsrail hükümetinin uzantısı” gibi görüyor.

[[HAFTAYA]]

Bu, elbette son derece sağlıksız ve yanlış bir düşünce. Burada yaşayan Museviler, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıdır. Vatanlarını seven, vergilerini ödeyen, askerliklerini yapan insanlar. Üstelik 1492 yılında İspanya’daki zulümden kaçarak Anadolu’ya yerleşen Musevilerin torunları olarak bu ülkede yüzyıllardır barış ve huzur içinde hayatlarını sürdürüyorlar.

Vatanıyla aidiyet ilişkisinin, Müslüman bir Türk’ten hiçbir farkı olmayan insanlara ‘potansiyel İsrail ajanı’ muamelesi yapmak kadar büyük yanlış olabilir mi? Türkiye Musevi Cemaati’nin dün yaptığı duyuruda dile getirdiği hassasiyetleri ben de paylaşıyorum. Ajanlık ya da vatana ihanet bağlantısı; din, inanç ya da etnik kökenle ilgili bir şey değildir.

Pekâlâ, Türkiye’de doğmuş Müslüman bir Türk de başka bir ülkenin istihbarat kuruluşuyla bağlantıya girmiş olabilir. Kaldı ki anayasası laik bir ülkede vatandaşlarımızın hangi din ve inançtan oldukları devleti ilgilendirmez. İnsanların inançları ve düşünceleri üzerinden bir yargılama yapılamaz. Bu konulardaki genellemeleri çok tehlikeli buluyorum. Türkiye’de yaşayan Alevilerin kategorik olarak İran ve Suriye rejimleriyle paralel zeminde görülmesi de bu bakışın bir örneği.

*

Gelelim diğer ülkelerdeki duruma: Almanya’nın saygın gazetelerinden Süddeutsche Zeitung’da çıkan fotokarikatürde İsrail, Almanya’nın silahlarıyla beslenen vahşi bir canavara benzetildi. Bu karikatürün çıkmasından sonra Almanya ve ABD’deki Musevi kuruluşları gazeteyi protesto eden bir mesaj yayınladı. Mesajda karikatürün Yahudi düşmanlığını körüklediği görüşü dile getiriliyor. Gelişmiş Batı demokrasileri de, İsrail ve dünyadaki Museviler arasında bağlantı kurma yanlışına düşüyor.

Zira Almanya ve Fransa’da hâlâ yaygın bir Yahudi düşmanlığı var. Fakat bu, İsrail devletinin kimi politika ve söylemleri maalesef bu havayı körükler nitelikte. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu iki gün önce “İsrail’in kolu o kadar uzundur ki, her yere uzanır!” gibi bir açıklama yaptı. Yahudi düşmanlığına soyunan herhangi bir siyasetçi bu lafı alıp istediği yere çekebilir. Dünyadaki Yahudilerin mutluluğu ve güvenliği eğer İsrail hükümeti için önemliyse, onların da bu sürekli meydan okuyan söylemi terk etmesinde büyük fayda var.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder