Bahçeli'nin taktiği...

Bahçeli’nin, TBMM Grup toplantısındaki konuşmasından, nasıl bir yol izlediğini/izleyeceğini görebiliyoruz. 1) Dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda AK Partiyle birlikte hareket edeceğini, söylüyor. 2) CHP ve değişik muhalif çevrelerin aksine, Genelkurmay Başkanı’nın Erdoğan ailesinin düğününe katılmasını makul buluyor. 3) “Başkanlık sistemi” konusunda, CHP'ye kıyasla daha yumuşak bir dil kullanıyor. Kılıçdaroğlu’nun, başkanlık konusundaki “kan dökülecek” sözlerini sert bir dille eleştirirken, “sistem tıkanmıştır” vurgusu yapıyor.

Muhalifler

Muhaliflerin kurultay toplama girişimlerinin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından, Bahçeli’den işte bu açıklamalar geldi. Adalet Bakanlığı’nın oynadığı rol de, Bahçeli’yi, AKP ile işbirliği konusunda cesaretlendirmiş görünüyor. Bahçeli, muhaliflerini, yenilgiye uğratabilmiş değil. Önümüzde Yargıtay kararı var. MHP lideri, bu karara uyacağını açıkladı. “900 delegenin imza verdiğinden söz ediliyor, eğer doğruysa iş bitmiştir” diyen Bahçeli, zorlukların farkında. Yargıtay, kurultay kararı alırsa, neler olabileceğini şimdiden kestirmek zor. Ancak, önceki gün, muhaliflerin polis barikatları önünde gerçekleştirdikleri dayanışma gösterisi, bu kesimde de sorunlar bulunduğunu sergiledi. Koray Aydın’ın Akşener’e yönelik eleştirileri, bir çatlağa işaret ediyor. Bahçeli’nin şanslarından birisi, rakiplerinin çokluğu. Her biri kendi iddiasıyla var olmaya çalışan adayların, tek bir isim etrafında anlaşması mümkün olabilecek mı? Şimdilik Meral Akşener ismi bir adım önde olsa da, tam bir öngörüde bulunmak zor.

Sertleşme ve uzlaşma

Bahçeli’nin taktiği, göründüğü kadarıyla şöyle: Birinci düzlemde; AK Parti’yle uzlaşma yollarını kapatmadan, muhalifleri yenilgiye uğratmak. İkinci düzlemde; “tıkanan sistem” konusunda, Cumhurbaşkanı ile uzlaşma ve pazarlık yollarını açık tutmak. Süreç, Bahçeli’nin planladığı şekilde ilerlerse, neler olabilir? Kürt sorunu konusunda milliyetçilik tırmanabilir, öte yandan anayasa değişikliği vb. üzerinden gerilen iç kamplaşmada bazı olumlu adımlar atılabilir. İç siyaset, gerginleşebilir de, rahatlayabilir de. Tabii, önümüzdeki süreçte, Güneydoğu’daki tablo nasıl ilerler, bunu değerlendirmek de çok kolay değil. Gerçek hayat, kağıt üstünde üretilen öngörülerden farklı bir düzlemde ilerler. Sürprizlere açık bir süreç içindeyiz.