Yazgülü Aldoğan Çanakkale şehitleri hep birlikte anılıyor
HABERİ PAYLAŞ

Çanakkale şehitleri hep birlikte anılıyor

Haberin Devamı

Her yıl 24 Nisan’da yaşadığımız kabus ise Ermeni Tehciri ile ilgili diasporanın başımıza ne bela çıkaracağı. Bu yıl 100. yılı olduğu için olay daha da büyüdü. Erivan’da düzenlenen törene dünya liderleri katılıyor. Diaspora, soykırım dedirtmek için devlet başkanlarına lobileriyle baskı yapıyor. Karşılığında bizimkiler ne yapıyor? Karşı atak olarak Çanakkale Şehitleri’ni anma gününü 24 Nisan’a çekip dünya liderlerini davet ettiler! Kılıçdaroğlu’na ergen diyenler kendileri de kız tavlama oyunu gibi ergenlik yaptılar.

‘Sen davet yapıyorsan ben de yapıyorum, bakalım kime gelecekler’ dersen mahcup olma riskini de göze alırsın. Dünya devletlerinin dengesi malum: Dünya ülkesi (!) bize gelenler Türki Cumhuriyetler, açlık sınırındaki Ermenistan’a gidenler Putin başta olmak üzere koca liderler. İngiltere Veliaht Prensi Charles, Avusturalya ve Y. Zelanda Başbakanı da Çanakkale’ye geliyor ama RTE’yi hoşnut etmek için değil, kendi şehitlerini anmak için. Törenler Osmanlıdaki gibi: Önce cuma namazı kılınacak, çıkışta Mehteran dinlenecek, şehitlik ziyaretinde dualar edilecek.

[[HAFTAYA]]

Akşam da Savarona Yatı’nda yemek. Erdoğan bu törenler için klip çektirip kendi oynamış, “Allahım bizi çobansız bırakma” diye dua eden bir şiir okuyor! Hani tutmasa kendini “Başkansız bırakma” diyecek. Yekten propaganda. Yüksek Seçim Kurulu 3 maymunu oynuyor: görmedim, duymadım diyemiyor ama “Cumhurbaşkanının faaliyetlerini denetleyemem” diyor. Cumhurbaşkanı açık seçik ettiği yemine ve görevlerine aykırı olarak seçim propagandası yapıyor! Onu denetleyecek kurum yok mu? Var: Seçmen!

Meşgulüz, anma törenlerimiz var!

Şu önümüzdeki iki güne o kadar çok anma ve kutlama sıkıştı ki! Benim için en önemlisi 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı’dır. AKP iktidarı milli bayramları halı altına süpürdüğünden 23 Nisan’ı da çocuk şenliğine dönüştürdü. Oysa 23 Nisan Milli Egemenlik Bayramı’dır. TBMM’nin açıldığı gün, milletin kendi kendini yönetmeye talip olduğu, sultanın egemenliğini reddettiği gündür. Ama Osmanlı hayranlığı, tek adamlık sevdasını içinden atamayan bir lider ve iktidarı, parlamentoyu da parmak indirip kaldıran güruha dönüştürdüğü için eskiden TBMM Başkanı’nın yaptığı kutlamalar anılarda kaldı. Meclis, baskın tek parti iktidarında, ne yasa çıkarmada, ne iktidarı denetlemede görevini tam yapamıyor. 23 Nisan, şarkı söyleyin çocuklar, dans edin çocuklar şirinliğinde geçiştiriliyor. Sanat kurumları da olmasa, bir lunapark bayramı haline dönüşecek!

Kutlu Doğum Haftası


Cemaatle, AKP’nin mutlu mesut günlerinde Fetocular tarafından icat edilip büyük gösterilerle kutlanan Kutlu Doğum Haftası ise eski tantanasını kaybetti ama bu kez de belediyeler ve okulların saçmalıkları isyan ettiriyor: Üsküdar Belediyesi meydana bir Kabe maketi koydu, yetmedi, Hicret Parkuru açtı. Çakma Kabe etrafında tavaf, anaokullarında müsamereye dönüştü.

Ermenilere soykırım mı tehcir mi yaptık?


Soykırım, soyunun kökünü kurutmak için hareket etmek demek. Tehcir ise ülkelerinden yollamak. Atalarımızın yaptığı tam da budur: Ermeni çeteler Ruslar’ın da kışkırtmasıyla Osmanlı’ya başkaldırmış ve yurtlarından sürülerek cezalandırılmış, bu sürgün sırasında çok sayıda kayıp da verilmiş; insanlar öldürülmüş, yersiz yurtsuz kalmış. Bir insanlık dramı olduğuna hiç kuşku yok. Ama bir soykırım olduğunu söylemek de adil değil. Hele bunu Obama mı söylecek, Putin mi, Hollande mı diye ağızlarının içine bakmak, tam bir siyaset mühendisliği. Bunu fıştıklayan ise bütün dünyaya yayılmış Ermeni diasporası. Bir zahmet ellerindeki maddi imkanları Ermenistan’a yöneltseler de onlar da İsrail gibi, zengin ve güçlü bir ülke olsa ya? Ortada bir başka insanlık dramı var: Din maskesi altında vahşi çeteler Suriye, Irak, Libya, Yemen’de kasıp kavuruyor. Çağdışı yöntemlerle insanların başları kesiliyor, kadınları pazarlanıyor, çocukları öldürülüyor. İnsanlar işkenceyle ölmemek için boğulmaya razı, buldukları her yöntemle kaçıyor, Akdeniz’e dökülüyor. Ve koskoca ülkeler, maliyeti yüksek diye kurtarma faaliyetlerinde bile nazlanıyor. Ama bu dramı görmezden gelen herkese 100 yıl önce Ermeniler’i nasıl kestiğimizin hesabını vermek zorunda kalıyoruz! Biraz da günümüzdeki “tehcir”e baksak?

Sıradaki haber yükleniyor...
holder