Kemal Öznoyan İstanbulluyuk
HABERİ PAYLAŞ

İstanbulluyuk

Bana sorarlar zaman zaman;

“Nerelisin?”

“İstanbulluyum” diyince hemen ikinci soru gelir:

“Tamam canım onu anladık, aslen nerelisin?”

“Kardeşim İstanbulluyum işte, ama tedavi oluyorum!!”

Gerçekten İstanbulluyum, babam, babaannem burada doğup büyümüşler, belki daha öncesi vardır ama bilemiyorum. Artık zaten soranlara “İstanbul’da yaşamaya çalışıyorum” diyorum.

Gerçekten çalışıyorum. İstanbul’da yaşayan herkes gibi.

Yıllar önce Bahçeşehir’e taşındık. Çok güzel, nezih bir yerdi. Kalabalık değil, gürültüden uzaktı. Duyanlar “Oooo, orası kör itin öldüğü yer yahu” diyebiliyorlardı.

Yaz başına kadar sabahları 6:45'te çıkıp 6:58'de Güneşli'deki i yerime ulaşabiliyordum. Şimdi ise bu süre 7:30’a dayandı. İnanabiliyor musunuz, artık tam 45 dakika sürüyor.

Haberin Devamı

İstanbulluyuk


Olacağına bakın! Ayda 450-500 TL taksitle araba satışları olunca, üstüne üstlük 20 yıllık arabaları da trafikten kaldırmamakta inat edince olacağı budur. Kaldı ki Bahçeşehir'de toplu taşıma yoktur.

Yıllar önce konulmuş otobüs saatleri ve sayıları şimdi de aynı ama artık Bahçeşehir ve çevresinin nüfusu eskisi gibi değil, yüzbinlere ulaştı, dolayısı ile yetmiyor.

Tabii bu sorun İstanbul’un genelinde geçerli. Bu koca kentin artık kapalı şehir ilan edilmesi gerekiyor. Gişelerin kaldırılması, kalabalık, merkezi belli bölgelere giriş yapıldığında yukarıdan otomatik olarak okunan HGS, OGS, MDS, BBS, artık ne varsa ondan ücret alınması gerekiyor. İnsanları gişe stresinden uzaklaştırmak, rant yerine şehri düşünmek gerekiyor.

Velhasılı kelam bu konu bitmez. Çok yazdım, daha da çooook yazarım.

Servisler... Servis araçları...

Aslında onlar olmasa İstanbul’un trafiği nasıl daha rezil bir hale gelir bilemiyorum. Gerçekten büyük bir yük kaldırıyorlar. Ancak madalyonun bir de ikinci yüzü var:

Bu havaya kendilerini öyle bir kaptırmışlar ki trafikte polisten öncelikli olduklarına inanmaya başlamışlar.

Emniyet şeridi onlar için yapılmış aslında, resmi araçlar onlardan izin almadan kullanıyorlar.

Her türlü makasa girmek, bir an önce gideceği yere varmak için herşeyi yapıyorlar.

Haberin Devamı

Gişelerde en sağdan giderken en sola atlamak için önünüze giriyorlar.

Her yerde durup yolcu indirip bindirebiliyorlar.

Yanlış anlamayın, aralarında gayet efendi olanlar da var. Ancak yüzde 80'i maalesef hiçbir kural tanımıyor.

Bu iş böyle mi olmalı? Daha önce de yazmıştım; arabadaki çocuklara aynı zamanda öğretmenlik yaptıklarının farkında değiller. Bu çocuklar emniyet şeridine acil durumlar haricinde girilmemesi gerektiğini nasıl öğrenecekler? İşin kötüsü, çocukların babaları da aynı şekilde davranıyor.

Bu konuda yazmaktan hiçbir zaman bıkmayacağım. Medeni olmak istiyorsak bunlara uymamız gerekiyor.

Gerçekten öldü mü?

Dün şirkette arkadaşlar tartışıyorlardı. Aşk ölür mü kalır mı diye?

Bana sordular...

“Efenim, önce bana böyle bir konuda konuşma fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederken aşk nedir ne değildir bunu irdelemek lazım” diyince soruyu geri aldılar tabii...

Uzun zamandır evli arkadaşlar bu soruya 'kesinlikle ölür' cevabı verirken bekar olanlar şiddetle karşı çıktılar 'ölmez' diye. Yeni evliler de bir ona bir buna bakıp anlamsız yorumlarda bulundular.

Haberin Devamı

İstanbulluyuk

Acaba gerçekten ölür de yerini sevgiye ve saygıya mı bırakır? Yoksa Allah rahmet eylesin midir?

Her bahar aşık olan bir millet bu konuda ne düşünür acaba?

Çiçekler, böcekler, ahhh aşk…

Farkındaysanız hâlâ soruya cevap vermedim :)

Sıradaki haber yükleniyor...
holder