Kemal Öznoyan Vira balıkçı!
HABERİ PAYLAŞ

Vira balıkçı!

Balık sezonu açıldı. Gerçi halen ucuzlamadı ama neyse.

"Eski balıkçılardan bir ben kaldım" desem yeridir. Rahmetli babamla az balığa çıkmadık Marmara sularında. Rahmetli de çok iyi bir balıkçıydı. Tüm bildiklerimi de ondan öğrenmişimdir. Çapari hazırlamayı bilir misiniz siz mesela? İnceliklerinden söz edeyim size. Hani meraklanır da Boğaz'da filan bir çapari sallamak istersiniz diye...

Çaparinizi 10'luk iğne ile hazırlayın, fazla olursa balığı çekmekte zorlanırsınız. İğneleri çok büyük tutmayın, istavrit gelmez. İğnenin çapariye uzaklığı için kibrit kutusu tam bir ölçüdür. Tam tur yapıp mesafeyi ölçebilirsiniz. Kimisi tüyü kırmızı iplikle bağlar, rahmetli dayım gibi (bizim sülalede de o kadar çok rahmetli var ki!! RİP) Ben misinanın kendisini kullanırım. Unutmadan söyleyeyim; en iyi tüy beyaz martı tüyü. Ördek tüyü pek çalışmıyor.
Aklıma gelmişken bir balıkçı maceramız var, onu da anlatayım mı?

Haberin Devamı

Vira balıkçı

Yıllar önce rahmetli (!) kuzenimle Avşa'da bir akşamüstü balığa çıktık. Bilen bilir; Avşa ile Paşalimanı Adası arasında hayli derin bir yer vardır, hep çalkantılıdır orası. Saldık oltaları denize, bir istavrit akını var ki sormayın, yetişemiyoruz toplamaya... Derken kuzenin oltası çakılı kaldı. Kaya filan desen mümkün değil, çok derin, oltaların sonu gelmiyor. Ne çekebiliyor oltayı, ne de bırakınca gidiyor. Sonra yavaş yavaş misina aşağı çekmeye başladı. Bizim kuzen benden yardım istedi, oltamı toplayıp yardıma gittim. Yaklaşık 15 dakika kadar bir yukarı bir aşağı olta gidip geliyor ama yukarı çekemiyoruz... Neyse, sonunda yavaş yavaş çekmeye başladık. İkimiz de teknenin kenarından eğildik, bakıyoruz. Bir heves, bir sevinç anlatamam. Ya palamut ya kolyoz, artık sürüde ne varsa diye bekleşiyoruz.

Vira balıkçı

Derken aşağıda beyaz beyaz kıpırdaşmalar göründü... Bir beyazlık yüzeye doğru dönünce gördük ki, ben diyeyim 6 metre, siz deyin 12 metre (değil tabii ama biz çocukken çok büyük gelmişti) bir köpekbalığı yukarı geliyor. Aklımda kaldığına göre açık ağzı 2-3 karış vardı.

Tabii biz o manzarayı görünce oltayı filan sallayıp attık. Her gün çalıştırmak için saatlerce uğraştığımız çakaralmaz içten takma motor, Allah'ın hikmeti işte. Anında çalıştı. Tam gaz eve doğru bastık.

Hani bilirsiniz tekne bağlanırken demir atılır, önden bağlanır filan ya!!! Bizde ne bağlaması, tam gaz sahile çıktık, sonra koşa koşa eve!! Hayvan arkamızdan filan gelir neme lazım!!

Şimdi düşünüyorum da; biz nasıl meraklandıysak köpekbalığı da "Bu beni çekmeye çalışan enayiler kim" diye meraklanıp bakmaya geldi yukarıya.

Biz ettik sen etme abi!!

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder