Giriş
Bugün boykot günü...
Gelin biz de fitilini sosyal medyanın ateşlediği ve farklı kesimlerden büyük destek gören kafe ve restoranlara yönelik boykot konusuna hep birlikte bakalım. Dünyaca ünlü bir zincirin ‘hamburger, patates-meşrubattan’ oluşan menüsü, tüm dünyada dışarıda yeme-içme fiyatlarının dengesini kıyaslamak için bir ölçü görevi görür.
Mesela söz konusu menü 2018 yılının bu aylarında sadece 13,5 Türk Lirası’ydı. Bugün ise 240 Türk Lirası. Artış neredeyse 18 kat.
Asgari ücrete bakalım... Bin 600 liradan 17 bin liraya yükseldi. 10 kattan biraz fazla arttı. Aynı dönemde gıda fiyatlarındaki ortalama artış ise 11-12 kat civarında gerçekleşti.
Kiraların da hükümet tarafından getirilen sınırlamalar ve mülk sahibi ile kiracılar arasında süren davalar nedeniyle diğer alanlardaki kadar yükselmediğini hesaba katarsak hamburger menünün fahiş oranda zamlandığını söyleyebiliriz. Konuyu tüketiciler açısından ele alacak olursak... Söz konusu dönemde beyaz yakalılar ve özel sektör çalışanları asgari ücretteki artış oranına yaklaşamadı bile... Oysa onlar, yeme-içme sektörünün sürekliliğini sağlayan en önemli kesimi oluşturuyorlardı. Dolayısıyla hem kafe restoranlara gitme oranları hem de gittiklerinde yaptıkları tüketim miktarı düştü. Yani boykot yokken bile onlar kısmen ve mecburen boykottaydı.
Bir de işin gerçeklerine bakalım ve bu boykot sonuca ulaşır mı cevaplayalım... Türkiye’nin nüfusu 86 milyon. Ev alan çok sayıda yabancı var. Ülkemize gelen turist sayısı her geçen gün artıyor. Bu insanların sadece yüzde 20’sinin ülke ortalamasının üzerinde geliri olduğunu hesaba katarsak çoğu Avrupa ülkesinden kalabalık bir nüfusa ulaşıyoruz.
Ve ülkemizdeki kafe restoran sayısı da nüfusa kıyasla Avrupa ülkelerinin çok çok altında.
Bu nedenle, fiyatlar olması gerekenden pahalı olsa bile mevcut kafe restoranlara olan talep bir miktar azalmakla birlikte pek çok işletmeyi zora sokacak oranda düşmeyecektir. Çoğu işletme de artık gelemeyenlerin faturasını gelenlere ödetecektir ne yazık ki... Kaldı ki zaten gidemeyecek duruma düşenler ayaklarını çoktan kesti kafelerden, restoranlardan...
Nereden mi biliyorum?
Sadece 6 yıl önce 3 saatin biraz üzerinde olan günlük TV izleme oranımız günlük 5 saate dayandı. İnsanlar dışarı çıkmak yerine televizyon karşısında vakit geçirmeye yöneldi.
Yani zoraki boykot hızla yayılıyor ama gidebilenleri alıkoyacak bir boykot da bulunmuyor.
İZMİR’DE BAHAR BAYRAMI
Ramazan Bayramı bitti ama Ege’de ve İzmir’de Bahar Bayramı coşkusu başladı. İlk bayramın adı: Kitap Bayramı.
Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde ve çiçeği burnunda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay tarafından açılan İZKİTAP-İzmir Kitap Fuarı, 28 Nisan’a kadar ziyaret edilebilecek. Girişin ücretsiz olduğu fuara 350’ye yakın yayınevi 50’ye yakın sahaf katılıyor. İzmirliler, çok sayıda etkinliğe ev sahipliği yapacak olan fuar kapsamında yaklaşık 800 yazar, gazeteci ve çizerle buluşma imkânına kavuşacak.
İkinci bayramımız ise Ot Bayramı... Çeşme’nin ilk kadın belediye başkanı Lal Denizli’nin büyük önem verdiği ve cuma günü coşkulu bir kortejle açılan Alaçatı Ot Festivali, bugün sona erecek. Gitme fırsatınız varsa kaçırmayın.
Üçüncü bayram da Çiçek Bayramı... Kent yaşamında yeşil dokunun önemine dikkat çekmeyi ve vatandaşları çevre düzenlemesine teşvik etmeyi amaçlayan Karşıyaka Belediyesi, ‘En Güzel Balkon Bahçe Yarışması’nı bu yıl 22’nci kez gerçekleştiriyor... ‘En Güzel Balkon’, ‘En Güzel Bahçe’ ve ‘En Güzel Apartman Bahçesi’ olmak üzere üç ayrı kategoride yapılacak yarışmaya katılmak isteyenler, 5 Mayıs’a kadar başvuruda bulunabilecek.
