Oral Çalışlar İyimser ya da karamsar olmak
HABERİ PAYLAŞ

İyimser ya da karamsar olmak

Haberin Devamı

Bir arkadaşımla konuşuyorum. "Hayır"ın fazla çıkacağını düşünüyor. Sandıktan "Evet" çıkması halinde ülkenin yaşanmaz duruma gelmesinden endişeli.

İlk başlarda, "Evet" ya da "Hayır" çıkmasının fazla bir şey değiştirmeyeceğini söylüyordum. İktidardaki parti de, Cumhurbaşkanı da iki yıl daha görev başında kalacaktı. Ülkeyi idare etme imkan ve kabiliyetleri sürecekti.

Ancak, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve bir çevre, değişiklik meselesine, bizim anladığımızdan farklı bir anlam yüklüyor. Konu bir "beka" meselesi olarak tanımlanıyor. AK Parti'yi de bu doğrultuda motive etmeye çalışıyorlar. Bir referanduma bu kadar keskin anlamlar yüklendiğinde içeriğinin ötesinde bir gerilim oluşuyor. Bir konu bu kadar beka meselesi gibi sunulursa, sonunda gerçekten bir beka meselesine dönüşebilir.

Meselelerden biri AK Parti'nin iç dengeleri. Davutoğlu tecrübesinden sonra Erdoğan ülkeyi doğrudan yönetebilmek bağlamında partisiyle ilişkilerinin önünde Başbakan, Parti Başkanı gibi "engeller" bulunmasını istemiyor. Bu yüzden "Partili Başkan" formülünü gündeme getirdi. "Çift başlılıktan kurtulacağız" söylemini de bu çerçevede anlamak mümkün.

AK Partili seçmen

Referandumun kaderi bir ölçüde AK Partili seçmene bağlı görünüyor. Anketlerde AK Parti seçmeninin bir bölümünün "kafası karışık" çıkıyor. Bunun sandığa "hayır" şeklinde yönelmesi ne oranda mümkün?

Cumhurbaşkanı, bu durumu değiştirebilmek amacıyla meydanlarda kendi seçmenini ikna etmeye girişmiş bir görüntü veriyor.

16 Nisan sonrası

Toplumun önemli bir kesimi-AK Parti seçmeninin de bir kısmı dahilyaşam standartlarını ve özgürlüklerini nasıl etkileyeceğini öngöremediği bir sisteme onay vermekte zorlanıyor. Bu yüzden, başkanlık sistemini savunan iki partinin toplam oyu oranında (bu da yüzde 61'e tekabül ediyor) “evet” çıkması, mümkün görünmüyor...

AK Parti kitlesini ikna için yer yer "daha çok demokrasi", "daha çok özgürlük" vaat eden bir dile yöneliyor. Olumsuz taraftan bakarsak: Otoriterleşen bir yönelimle karşı karşıyayız. İktidar, muhalefete karşı daha çok baskı uyguluyor. Başkanlığa geçilmesi halinde bunun şiddetlenerek devam etmesi endişesi var.

Türkiye sigortaları ve dengeleri olan bir ülke. Hiçbir otoriter klik kalıcı olamadı. Darbe dönemleri bile en fazla birkaç sene sürdü. Özellikle son dönemde çoğulculuğu daha fazla benimseyen bir toplumsal yapı oluşuyor. Tekliğe ve aşırılığa zorlamak, zorlayanı zora sokar. Bunu en iyi bilmesi gereken de AK Parti olsa gerek.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder