Yazgülü Aldoğan Yere çakılan asıl vicdandır
HABERİ PAYLAŞ

Yere çakılan asıl vicdandır

Tepeden aşağı çakılan ne? Yalnız asansör mü? Bilemediniz: Vicdan! Teknoloji! Eğitim! İnsana saygı! İş güvenliği! Hukuk! Daha sayabilirim, bu kadar yeter. Bu imam hatip mezunu iş sahibi beyefendi, gerçek dindarlığı öğrenmiş olsaydı, kazanın üstünden bir kaç saat geçtikten sonra suçu ölen işçilere atmaz, “sektörel vaka” deyip geçmezdi. Vicdanı sızlar, o asansörde iki oğlu ölen babanın yüzüne nasıl bakacağını düşünür, utanırdı. Canını sıkan tek şey var muhtemelen: On işçinin aynı anda ölerek kamuoyunun dikkatini çekmesi. Yoksa bir-iki ay önce de biri ölmüştü: Üniversite öğrencisi, harçlığını çıkarmaya çalışan bir genç iskele kopunca düşmüş can vermişti. Unutulup gitti. Ama on kişi ölünce tıpkı Soma’daki gibi, herkesin dikkati çekiliyor, bir süre! Teknoloji ve iş güvenliği yere çakılmasaydı işçi mal muamelesi görmez, insan taşıyan asansörle malzeme taşıyan asansör aynı olmaz, işçi mal gibi ölmezdi! İşçinin eğitimi verilseydi, o asansöre o kadar malzemeyle binmezdi.

Haberin Devamı

[[HAFTAYA]]

Kendi kendini denetliyor

Hukuk yere çakılmamış olsaydıdenetlemeyi yapan şirketin parasını işverenin ödemesini reddeder, kaza olan işyeri sahibi ceza alır, bir daha kimsenin hayatını riske atmazdı! Ama Yeni Türkiye’de tek geçerli olan şey para kazanma hırsı. Fakirler ölür. Zenginler onların kanı üzerinde dikilen rezidansta oturur. Yeni Türkiye’de iş kazalarında ölenler, o riskli işlerde çalışmaya ve bu düzeni sürdürenlere oy vermeye devam eder.

Kuleler sağlığımızı bozdu

Mecidiyeköy’de eskiden dutluk vardı. Ağaçlar vardı. Likör fabrikası küçücük, bahçesi ise kocamandı. Stad da çok yer kaplıyordu ama gökdelen değildi. Buraları yıkılınca, deprem anında toplanma yeri olarak da gösterilince ahali heyecanlandı, herkes buranın yeşil alan olarak bırakılmasını istedi. Civarda nefes alacak tek yer ölümden sonra gidilecek Zincirlikuyu Mezarlığı’ydı! Bir kaç yüz metrekareyi çok gördüler Mecidiyeköy’de oturan, çalışanlara. Bütün taleplere kulaklarını tıkayıp rant hırsıyla Torunlar’a verdiler, kuleler dikiliyor. Betonlaşma yüzünden İstanbul’da son bir kaç yılda ısı ve nem arttı. Rüzgar durdu. Yağmurlar kesildi, bir tür muson yağmurları başladı, şaaar diye yağıyor, sel basıyor, pat diye bitiyor. İlk kez hortum görülüyor. Alerji vakaları tavana vurdu, azalan ağaçlar yüzünden oksijen yetmiyor. Herkes hasta, kimin umrunda? Taksim Meydanı’na ağaç dikecekmiş İBB, Mimarlar Odası “Toplanamayız” diye karşı çıkıyormuş. Bırakın Allah aşkına, toplanmayıverelim, diksinler, şu hali iğrenç! AKM’yi de engellemeseydiniz restorasyonu bitmiş açılıyor olurdu, şimdi karakol oldu. Yazık bu şehre, insanlarına! Yazıklar olsun yönetenlere!

Haberin Devamı

Tahammülüm kalmadı, gidiyorum

Farkındaysanız bütün yaz o aşırı sıcaklarda seçim var, gündem yoğun diye nefes almadan çalıştım. Artık izin istiyorum. CHP’de PM için kimin neden daha çok oy aldığını bile merak etmiyorum! Depresyondayım, yorgunum, bir aydır öksürüyorum, bu şehirden ve gündemden biraz uzak kalmak istiyorum. Kafası kesilen insanlar, ölen işçiler, saraylara sığamayanlar, şiddete uğrayan kadınlar, Seda Sayan’lar kabusum oldu. Son günlerde bir tek SİVAS’ın ve küçük oyuncusunun ödül kazanmasına sevindim! Beni özlerseniz on gün sonra görüşürüz, ben sizi özlerim nasılsa!

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder