Cumartesi Postası '100 yaşındayım hâlâ çalışıyorum'

'100 yaşındayım hâlâ çalışıyorum'

Paylaş
'100 yaşındayım hâlâ çalışıyorum'

Yaşayan çınarımız, Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ tam 100 yaşında. Kapısını çaldık. Hayır, yormak için değil, sadece uzun, sağlıklı yaşamının sırlarını almak için...

Biz özel beslenme sırları beklerken, yoklukla geçen çocukluğundan dem vurdu, tek sırrının pozitif düşünmek olduğunu anlattı. Gezi eylemleri ile ilgili de söyleyecekleri vardı.

Haberin Devamı

Çok gururlandığını söyledi gençlerle. Gerçekten de gençlerin Gezi Parkı’nda yatıp kalkmasını konuşurken gözleri doldu...

Röportaj: NAR GÜNEŞ KILIÇ

Çocukluğunuzda nasıl bir hayatınız vardı?

Hiçbir şey yoktu. Açlık vardı, hastalık, sefalet vardı. Arabalar, yollar, buzdolabı bile yoktu. Sıkıntısız bir hayat yaşamadım. Öğretmen olduğum yıllarda en çok hayat güzel görünmüştü bana.

Bir evimiz vardı, ailemle yaşıyordum. Sıkıntı çoktu ama mutluyduk. Eskişehir’de bir ev sahibi olduk, biraz döşedik, azıcık rahat ettik. Aldığım bütün maaşı babamın eline bırakırdım. Çalışan bütün çocuklar eskiden tek kuruşu bile olsa ailesine verirdi.

Para önemli bir şey miydi?

Hayır. Paranın lafı edilmezdi evimizde, ayıptı. Çocuklarım bile para lafı etmeye utanırdı. Hâlâ da böyle düşünüyorum.

Haberin Devamı

Yokluklara rağmen uzun bir hayat sürüyorsunuz. Bunun sırrı ne olabilir sizce?

Hiç boş durmadım. Eğitimden aldığım bütün uzmanlığımı kitaplara döktüm. Boş duranın, çalışmayanın hayatının biteceğini bilirim. Hayatımda hiç “Keşke şunu da yapsaydım” demedim.

Elimden gelen ne varsa yaptım. Herkes çalışıp üretmeli. Ayrıca pozitif düşünmek hayatı uzatıyor. İşinize konsantre olup ödül beklemeden çalışmak ömrü uzatıyor.

Bakın, 100 yaşındayım, hâlâ çalışıyorum. Yazıyorum, gelen sorulara cevap veriyorum, ‘daha fazla ne yapabilirim’ diye düşünüp duruyorum.

“Ne bulduysam yedim”

Sabah kaçta kalkar, neler yaparsınız?

Erken kalkarım, günü kaybetmek istemem. Kahvaltımı yapıp hemen bilgisayarın başına oturur, maillere cevap veririm. Kitap çalışmalarımla ilgilenirim.

Özel bir beslenme planınız oldu mu?

Kızım, ne özeli? Cidden ne bulduysak onu yedik. Mümkün mertebe sebze yemeye çalıştım. Alkol almadım, sigara içmedim. Gece kalkıp yemem. Akşam yemeklerini hafif tutarım.

Yatmadan önce bir meyve yerim, alışkanlık oldu. Hiç asitli şeyler tüketmedim. Sevmem de. Tadına baktım, haz etmedim. Uykuma çok dikkat ederim. Sık doktora da gitmem.

Sadece hemoroid ameliyatı geçirdim ve bağırsak kanserine yakalandım, geçti çok şükür. Bir de egzama oldum, tedavisi uzun sürdü. Aslında ben doktora gitmiyorum artık, zaman olursa onlar geliyorlar eve. Ayaklarım beni götürmüyor bir yere.

Haberin Devamı

Saatinde mi yersiniz yemeklerinizi?

Evet, onu atlamayız ama öyle şahane sofralar da hazırlamayız. Kahvaltıda peynir, zeytin, domates vardır sadece. Aramayız da. Öğlen de ne varsa onu yeriz. Sofra süslendikçe daha çok yersin çünkü. Mümkün olduğunca doğal gıdalarla beslenmeye çalışıyorum. Domatesin yamuk olanını, kalem gibi çizilmiş olanına tercih ederim.

Süt ve süt ürünleriyle aranız nasıldır?

Sabahları bir sütlü kahve içerim. Yoğurt sevmem, yemeklerle yerim. Tek başına mideme dokunuyor.

Kimlerin ömrü kısa olur size göre?

Kötümser olursan hayatın kısalır. Yediğin veya içtiğinle alakası yok bence uzun yaşamanın. Kötülük seni yiyip bitirir içten içe. Dedikoduyu da sevmem, yapanı da. Dedikodu da kötülüktür bana göre.

Genetik hastalıklara karşı da dikkatli olmak gerek. Annem de 86 yaşına kadar yaşamıştı. O da benim gibi çok sıkıntı çekti ama iyimserdi, iyi düşünürdü. Bir de bence hiçbir şeye bağımlı olmamalı.

Haberin Devamı

Sadece kötü alışkanlıklardan bahsetmiyorum, çikolata da olabilir. “O olmadan yaşayamam diyorsan” o seni kesin öldürür.

‘Gençlerin yanaklarından öpüyorum’

Gezi Parkı eylemleri ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

Bu olaylar patlamadan verdiğim röportajlarda defalarca sanatçılara çağrıda bulunmuş,; “Bu laflar size söyleniyor. Esas sizi engellenmeye çalışıyorlar” demiştim. Ama kimse yerinden kalkmıyordu.

Gezi süreci aslında 20 yıldır attığım bir çığlıktı. Gençler, sanatçılar bunun ayrımına ancak vardı. Nefesimi kesecek kadar güzel bir eylemdi. Hayatım bitmeden bunu gördüğüme çok mutluyum. Ayağım iyi olsa ben de parka giderdim. Hepsinin yanaklarından öpüyorum tek tek.

Aydınlanmaya dair ümidiniz var mı?

O çocuklar bütün Türkiye’yi ayağa kaldırdılar. Sadece gençler değil, anne-babaları da kalktı ayağa. Köyler bile ayaktaydı. Siyasi iradenin bunu görmemesi, yok sayması, yok etmeye çalışması çok ağırdı.

Gençlerimiz çok akıllı ve güzeller. Bu aydın gençlerimiz varken Türkiye’ye hiçbir şey olmaz. Bu arada, zamanında köy enstitüleri kapanmasaydı biz en aydın ülkelerden biriydik. İstemediler, kapattılar.

Haberin Devamı

Hep ülkeyi bu hale getirebilmek için. Ama şimdi çok şükür gençlerimiz okuyor. Onlara güvenim sonsuz.

Siyasi iradenin gezi eylemlerine bakışını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Tayyip Bey genç, karizması olan bir adam. Çok güzel söylemlerle geldi başta. Çok iş yaptı. Daha da yapacak gibi göründü. Empati kurmalı, bizden olmalıydı, olamadı.

Gezi eylemleriyle uluslararası arenada Türklere bakış da değişti mi sizce?

Kesinlikle. Bir tık yukarı attık kendimizi. Türk gençlerinin ne kadar akıllı, duyarlı, ülkesine sahip çıkan çocuklar olduğunu gördü herkes. Neden dünyadan destek yağdı? 10 yıldır dışarıya verilmeye çalışılan Türkiye profili değişti de ondan.

‘Rujumu ihmal etmem’

Cildinize bakmak için neler yaparsınız?

Özel bir şey yapmam, sadece suyla yıkarım. Çok nadir E vitamini sürerim. Tek kullandığım ve hiç ihmal etmediğim makyaj malzemesi, dudak boyam.

Öğle uykusu uyur musunuz?

Belirgin bir saatim yok ama çok yorulduğumu hissedersem 5-10 dakika uyurum. Çok iyi gelir, tekrar hayata dönerim.

Mutlu bir evlilik, çocuklar, hayatı uzatır mı?

Uzatmaz mı? Çok mutlu bir evliliğim oldu. Eşim 70 yaşında vefat etti. Hayatınızda tanıyabileceğiniz en dürüst insanlardan biriydi. Topkapı Sarayı Müzesi Müdürlüğü’nden emekli oldu.

O andan sonra da “Artık devletime yük olmamam gerekir” deyip durdu. Bir yıl sonra da vefat etti.

Daha sonra evlenmeyi düşündünüz mü?

Asla. Onu çok seviyor ve saygı duyuyordum. Öyle bir insan asla karşıma çıkamazdı.

(20.07.2013 tarihli Cumartesi Postası ekinden alınmıştır.)