Pazar Postası 5 yaşındayken Celal Bayar keşfetti
Paylaş
5 yaşındayken Celal Bayar keşfetti

Muazzez Abacı, Türk Sanat Müziği'nin en güçlü seslerinden. 5 yaşındayken keşfedilen müthiş sesi onu Türk Sanat Müziği'nin efsaneleri arasına yerleştirdi.

Muazzez Abacı 12 Kasım 1947’de Ankara’da doğdu. Babası ‘Sarı Bomba’ lakaplı ünlü boksör Oktay Altıok’tu. Ancak Muazzez Abacı küçük yaşta babasız kaldı. Bir röportajında hayatı boyunca eksikliğini hissettiği babasını şöyle anlatır: “Babam, Oktay Abacı, zatürreeden öldü. Türkiye’nin önde gelen sporcularındandı. Çok iyi bir boksördü o. Tabii hastalandığı zamanlarda antibiyotikler yoktu. Ve kaybettik onu. Babamdan geriye bir şey kalmadı. Kalan, bölük pörçük anılar. Arkadaşlarını bulmaya çalıştım yıllar yılı, onlara anlattırdım babamı. Bir noktada ona olan özlemimi, hasretimi böyle giderdim. Mesela, bir gün Ankara’da dolaşıyordum, Kızılay meydanında bir adam yanıma geldi. ‘Sen Sarı Oktay’ın kızı mısın?’ dedi. ‘Evet’ dedim ve adamla konuşmaya başladık. Henüz 40 günlükken beni alıp arkadaşlarına götürmüş, tanıştırmaya. Adam büyük bir heyecanla şunları anlatmıştı: ‘Ankara’da müthiş bir kar vardı o yıl. Oktay, kundaklanmış kızını, yani sizi, bizimle tanıştırdıktan sonra ‘Aslan kızım’ dedi ve karların üzerine fırlatıverdi. Siz çığlık çığlığa ağlamaya başladınız. O gün babanız ilginç bir kehanette bulunmuştu: ‘Bir gün gelecek kızım çok ünlü bir ses sanatçısı olacak’ demişti. Bu tür konuşmalar beni hep duygulandırdı.”

Haberin Devamı

Lisede caz söylüyordu

‘Sarı Bomba’nın kızı Muazzez de küçük yaştan beri bomba gibiydi. Daha 5 yaşındayken sesi dikkat çekti. Abacı röportajlarından birinde hayatını değiştirecek o geceyi şöyle anlatır: “Bir protokol gecesiydi Ankara Palas’taki. Dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakanı Adnan Menderes’le birlikte katılmıştı o geceye. Ve ben dizlerim titreyerek çıkarıldığım sahnede ‘Üsküdar’a Giderken Aldı da Bir Yağmur’ şarkısını söyledim. Öylesine beğenildi ki sesim, pekçok kişi ayağa kalkıp alkışladı beni. Bu kişiler arasında Celal Bayar’la Adnan Menderes de vardı. Derken, Celal Bey yanına çağırdı beni ve anneme ‘Bu kızın müziğe büyük istidadı var. Sakın müziğin peşini bırakmasın’ dedi. Doğrusunu isterseniz, benim müzik yaşantım işte o Ankara gecesinde başladı.’ Ankara Maarif Koleji’nde okuduğu yıllarda Muazzez Abacı caz müziğe meraklıdır. Mezuniyetten sonra 1967’de Ankara Radyosu’na girer. İlk konserini 1970’te verir, Fahrettin Aslan’ın elini uzatmasıyla 1974’te Bebek Maksim Gazinosu’nda İstanbul sahnelerine adım atar. Muazzez Abacı o günü şöyle anlatır: “Bebek Maksim Gazinosu’nda İstanbul sahnelerine ilk adımımı atarken yaşadığım heyecanı anlatmam mümkün değildir. O gün, o sahnede bir şeyi çok net anladım. Artık geriye dönüş yoktu. Hem insanların gönüllerine girdiğimi, hem de artık geriye dönüşün olmadığını anladım. Şan ve şöhret beni her zaman ürkütmüştür. Çünkü bunlar insanı hem ağlatır, hem güldürür.”

Haberin Devamı

Heybetli, yola güller dökerek ilan-ı aşk etti

Muazzez Abacı aşkta da hem ağladı, hem güldü. 18 yaşındayken Diyarbakır emniyetinde görevli polis memuru Abdurrahman Abacı ile evlendi. Muazzez Abacı’nın tek kızı Saba, 1969’da bu evlilikten dünyaya geldi. Muazzez Hanım ve Abdurrahman Bey 1970’te boşandı. Ama Muazzez Abacı, Abdurrahman Bey’in soyadını taşımaya devam etti. Muazzez Abacı 1973’te ikinci evliliğini Atilla Kurtbaş’la yaptı. O evlilik de sürmedi. Ve Muazzez Abacı- Hasan Haybetli aşkı... Bu unutulmaz aşkın nasıl başladığını Muazzez Abacı bir röportajında şöyle anlatır: “Maksim’de çalışırken 80 gün beni izlemiş. Oysa Hasan Heybetli’yi tanımıyordum. İlk atak ondan geldi herhalde. Bir vesileyle bir gece telefon açtı eve. Dedi ki ‘Muazzez Hanım, ben her gece gelip sizi dinliyorum, çok beğeniyorum. Hatta tanışmak da istiyorum, ama bir vesile olmadı... Muazzez Hanım, rica etsem camdan dışarı şöyle bir bakar mısınız? Size bir sürprizim var.’ O zaman Halaskargazi Caddesi’nde oturuyorum. Bir baktım, bütün cadde baştan aşağı gül. Çok hoşuma gitti. Dahası da var. O gece gazinodan çıkarken otomobilimin önünde koca bir kamyon belirdi. Derken damperi açıldı ve yola güller saçıldı. Bugün parayla bile yapılamayacak davranışlar. Yapılır da, bu para meselesinden çok düşünce tarzı ve sunuş. Bunlar bir anda sanatçı olarak ruhumu aldı gitti. Bu insanı tanımak istedim.’ Ve 1980 yılıydı; Muazzez Abacı, o sıralar cezaevinde olan ünlü kabadayı Hasan Heybetli ile evlendi. Bu evlilik 3 yıl sürdü. Birkaç yıl ayrı yaşayan çift 1989’da yeniden evlendi. 1993’te ikinci kez boşandılar. Haziran 2006’da Heybetli, Abacı’nın kapısına tek bir gülle geldi. Üçüncü kez evlenecekleri konuşuldu ama bu gerçekleşmedi. Muazzez Abacı; “20-25 yılda iki buçuk seneden az beraber olabildik. Çoğunlukla hapishanedeydi. Kızımla birlikte yaşadım” diye anlatır. Muazzez Abacı’nın hayatında şimdi iki büyük aşk var: Amerika’da doktor olan kızı Saba ve torunu Sera Anderson. Onlarla her fırsatta biraraya geliyor...

Haberin Devamı

(09.03.2014 Tarihli Posta karnaval'dan alınmıştır.)

Haberin Devamı