Astroloji Alışılmamışı deneyimlemeye hazır mısınız?

Alışılmamışı deneyimlemeye hazır mısınız?

Paylaş
Alışılmamışı deneyimlemeye hazır mısınız?

Tüm orijinalliği ile kendini hissettirecek Uranüs etkileriyle alışılmamışları yaşayabileceğimiz bir haftaya giriyoruz. Evet, bireyselliğin, orijinalliğin, yenilikçiliğin ve alışılmış dışılığın sembolü Uranüs’ün ekseni de, dönüşü de orijinal; yatarak dönen bir gezegen. // Uz. Dr. F. Sena Büyükçopur

Dünyamızın eksen eğimi yaklaşık 23,5 derece, Merkür ve Jüpiter’in eksenleri neredeyse eğimsiz gibi, Mars, Satürn ve Neptün’ün de eksen eğimleri Dünya’mızınkine benzer. Hepsinin de dönüş yönü batıdan doğuya doğru, Uranüs ve Venüs hariç. İşte bu hafta hem Venüs’ün, hem de Uranüs’ün etkisini hissedeceğiz, ama daha çok da Uranüs’ün.

Haberin Devamı

İki ayrı baş çeken gezegen

98 derecelik eksen eğimiyle Uranüs yan yatarak dönmekle kalmıyor, 8 derece de aşağı bakıyor. Ekseni 90 derecenin üzerinde bir eğimde olduğu için dönüş yönü doğudan batıya gibi algılanıyor. Sanatın, sevginin, ilişkilerin gezegeni Venüs de öyle, eksen eğimi 90 derecenin üzerinde, neredeyse 180 derece olduğundan onun da dönüşü doğudan batıya doğru görünüyor. Venüs sanki kökü yukarıda, dalları aşağıda olan Tuba ağacı gibi baş aşağı duruyor. Tuba ağacının meyveleri hiç tükenmez, yukarıdan alır, aşağılara verir. İşte Venüs de, yalnızca 8 derece aşağı bakıyor da olsa Uranüs de Tuba ağacı gibi aşağı bakarak dönüyorlar Güneş çevresinde.

Sinsi başlayan hastalıklarda tıbbi astroloji yardımı

Friedeich ataksisi bir Merkür-Uranüs hastalığı. Sinir sisteminde ilerleyici hasarla seyreden hastalık ilk olarak 1860 yılında Dr. Nikolaus Friedreich tarafından tanımlanmış. İlk göstergesi denge bozukluğu ve sık düşme ama başlama yaşı ve hastalığın seyri kişiye göre değişebildiğinden bazı kişilerde teşhis ancak geç dönemde konulabiliyor. Hastalık duraklamalarla ve alevlenmelerle seyrediyor. Denge bozukluğu nedeniyle kişi zamanla yürüyemez oluyor ve ilerleyici sinir sistemi harabiyetine bağlı olarak konuşma bozuklukları, hatta kalp işlev sorunları ortaya çıkabiliyor. Erken dönemde denge ve kas egzersizleri hastalığın ilerlemesini yavaşlatabiliyor. Tıbbi astroloji yardımıyla haritadaki diğer göstergeleri de değerlendirerek olası hastalık riskinin erken fark edilip egzersizlere erken dönemde başlanması bu ve benzeri sinsi ilerleyebilen hastalıklarda koruyucu hekimliğe önemli katkılar sağlayabiliyor.

Haberin Devamı

Merkür-Uranüs karşıtlığı Venüs-Satürn karesi

Bu hafta 17 Kasım’da Merkür-Uranüs karşıtlığı, 19 Kasım’da Venüs-Satürn karesi kesinleşecek. Bu iki açının da haritaları lokomotif tipte haritalar ve ikisinde de başı çeken gezegen Uranüs. Merkür-Uranüs karşıtlığı sinir iletimi sorunlarına, denge sorunlarına, astıma, epilepsi benzeri nöbetlere ve zihinsel gerginliğe neden olabilir. Venüs-Satürn karesi ise böbrek işlev bozuklukları, idrar yolları tıkanıklıkları, varisler, depresyon ve deri problemleri ile kendini gösterebilir. Açılar kesinleştiğindeki orta nokta göstergeleri kazalar, acil ameliyatlar ve anestetik maddeler nedeniyle sorunlar yaşanabileceği konusunda uyarıyor, dolayısıyla bu etkiler bir hafta hissedilebilir olacak.

Haberin Devamı

Tuba ağacı: Venüs ve Uranüs'ün aydınlık yüzü

Kökleri göğe, yaprakları ve meyveleri yere uzanan Tuba ağacının her çeşitten ve tükenmeyen meyveleri aslında Venüs ve Uranüs etkilerine benziyor. Venüs’süz ve Uranüs’süz aşk da olmuyor, farkındalık da. İki gezegenin ifadesi de yere eğilmeyi, mütevaziliği gerektiriyor, sanki yukarıdan -ulvi enerji kanallarından- beslenip meyvelerini yerdekilere sunar gibi. Koşulsuz sevgi ve aydınlanma bu gezegenlerin frekansı yüksek ifadelerinden. Hayatın her alanına, her çeşit olaya idrak, aydınlanma, çözüm getirebiliyorlar. Venüs ve Uranüs’ü yüksek ifadeleriyle kullanabilmek için bizim de frekansımızı yükseltmemiz gerekiyor.

Şimşek gibi çakan bir farkındalık

Sınırlandıran, korumaya alan Satürn’ün tersine Uranüs sınırsızlık, düzensizlik, belirsizlik hislerini uyandırabilir ilk başta. Madde dünyasının tam da içine daldığımız sırada silkeler bizi. İç sesimizi duymazlıktan gelirsek, maddeye muhtaç olma zannında ısrar edip içimizdeki gücü yok sayarsak, bağlı olduğumuzu sandığımız şeyler çatlamaya başlayabilir. Aslında fark etmemiz gereken kendi gücümüz ve evrenle nasıl direk bağlantıda olduğumuzdur. Maddenin enerjinin yoğunlaşmasından başka bir şey olmadığını ve aslında evrende tüm istediklerimizi karşılayacak enerjinin daha fazlasının bol bol bulunduğunu anlamamızı ister.Düzensizlik içindeki düzeni fark etmemizi ister.

Haberin Devamı