Cumartesi Postası 'Allah kahretsin! Yine işe gideceğim' cümlesine son veren patron: Nevzat Aydın

'Allah kahretsin! Yine işe gideceğim' cümlesine son veren patron: Nevzat Aydın

Paylaş
'Allah kahretsin! Yine işe gideceğim' cümlesine son veren patron: Nevzat Aydın

Yemeksepeti'nin kurucusu Nevzat Aydın Levent'te kurduğu fantastik ofiste yaş ortalaması 26 olan 540 kişiyle çalışıyor. İş görüşmesinde cevabını beklediği en önemli soru şu: Hayatla ilgili tutkun var mı?

Işıl CİNMEN isil.cinmen@posta.com.tr

Haberin Devamı

İmza fotoğrafı: Bahadırhan ERKOÇ

Yemeksepeti’nin kurucusu Nevzat Aydın 42 yaşında.

540 kişinin çalıştığı şirketin en yaşlısı.

Google/Facebook kafasıyla kurduğu Levent’in ortasındaki fantastik ofiste çalışanların yaş ortalaması 26.

Bilardo salonu, uyku odaları, playstation’lar, Dali tabloları ve işini severek yapan

Y ve Z kuşağı insanlarıyla dolu bu ofisi 6 milyon dolara kurmuş.

Hatırlarsınız, Yemeksepeti’ni üç yıl önce 589 milyon dolara Alman bir şirkete sattığında 27 milyon dolarını 147 çalışanı arasında dağıtmıştı.

Anladığım kadarıyla, Nevzat Aydın tüm bunları çalışanlarının aidiyet duygusuna layık olmak, liyakat, hakkaniyet, sürdürülebilirlik ve neşe için yapıyor.

Karşılığını da fazlasıyla alıyor.

Haberin Devamı

Çünkü yeni dünya artık böyle işliyor.

Kulak vermek ister misiniz?

Bilirsiniz, zenginler “Nasıl zengin oldun?” sorusuna genelde, “İlk milyon doları sorma, gerisini anlatayım” cevabını verir. Siz Türkiye’nin en büyük girişimcilik hikayelerinden birinin yaratıcısınız. Bu ‘ilk milyon dolar’ mitini burada kırabilir miyiz? Suç işlemeden, açık, şeffaf bir şekilde çok para kazanmak mümkün mü?

Mümkün. Ama ben ancak kendi hikayem üzerinden bunu anlatabilirim. Hayatımda hiç iş görüşmesinde aday koltuğunda oturmadım. İlk işim Yemeksepeti’ydi. Beş üniversite arkadaşlarımla Yemeksepeti’ni kurduğumuzda 23 yaşındaydım. Şimdi 42 yaşındayım ve 540 kişiyiz. Benimki aslında planlanmış bir serüvendi.

Nasıl başladı?

Devlet memuru bir anne ve babanın çocuğu olarak İstanbul’da doğdum. İlkokul yıllarından beri bilgisayarla haşır neşirdim. Ve kafamda o yaştan beri Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği’ne girmek vardı. Çok bilinçli bir istek değildi belki o yaş için ama sonunda gerçek oldu. Okul bitince 1 buçuk yıl Amerika’ya, Silikon Vadisi’ne gittim. Yıl 1999. Orada gördüm ki, bundan böyle internetsiz bir hayat olmayacak. Türkiye’ye de bir gün gelecek ve herkes her an internette olacak, bunu anladım. O vizyonu ve görgüyü içselleştirip Türkiye’ye döndüm. Bir takım şeyleri değiştirmeye kararlıydım. Yemek ve internetin Türkiye gibi inişli çıkışlı bir ülkeye uygun olduğunu düşündüm. Çünkü ülkede ne olursa olsun yemek yemeye ara veremeyiz.

Haberin Devamı

Muhafazakar sayılan bir toplumun herhangi bir şey ile ilişkisini ‘değiştirmeye karar vermek’ riskli bir hedef değil miydi?

Türkiye toplumu kendi hayatına fayda kattığını düşündüğü her şeyi bağrına basmaya hazırdır. Düşünün, Türkiye’deki sosyal medya kullanım rakamları birçok ülkeden ileride. Çünkü hem genç nüfus var hem de girişken bir nesil... Siyaset hayatın içine çok fazla girdiği için yaratıcılık baskılanıyor ama zor bir coğrafyada yaşıyoruz. Bunu düşününce çok da kötü bir durumda olduğumuzu düşünmüyorum.

Y ve Z kuşağıyla çalışan bir X kuşağı insanısınız. Onları nasıl tarif edersiniz? Cidden bir nesil farkı var mı?

Burada çalışan 540 kişinin yaş ortalaması 26. En yaşlıları benim. Hep gençlerle çalıştım. Çünkü tecrübenin gereğinden fazla öne

20’li yaşlarının başında bir çocuğa ne tavsiye edersiniz?

Hayallerinin peşinden koş. İşinden memnun değilsen değiştir. Kendi işini yapmak istiyorsan yap. Korkma. Üniversiteden mezun olduktan sonraki beş yıl, hayatınla ilgili ne yapmak veya yapmamak istediğine karar vermen açısından çok kritik. O dönemi iyi kullan.

Haberin Devamı