Cumartesi Postası Balıklara fısıldayan ADAM

Balıklara fısıldayan ADAM

Paylaş
Balıklara fısıldayan ADAM

Uluslararası alanda en çok tanınan Türk sualtı fotoğrafçısı Alptekin Ballıoğlu (47) sayısız ödülün de sahibi. 20 yıldır dünyanın tüm denizlerinde dalıyor ve gerçek olamayacak kadar güzel yaşamları görüntülüyor...

Ballıoğlu için mutluluk, mavi derinliğin bir parçası olmak. Kendisiyle, o sessiz ve gizemli dünyanın kapılarını araladık...

Haberin Devamı

Röportaj: Ali R. Karadağ

alirkaradag@gmail.com

Ofisinizin her yerinde sualtında çektiğiniz fotoğraflar asılı. Deniz tutkunuz nasıl başladı?

Çocukluğum Bursa’da geçti. Gemlik ve Mudanya sahillerinde hiç çıkmadan denizde 6-7 saat geçirdim. Morarmadan çıkmazdım yani. O yıllarda Kaptan Jacques Cousteau’nun televizyondaki belgeselleri ünlüydü.

Ben de onlarla büyüdüm. 1994’te bir hobi fuarını gezerken dalış okulu standını gördüm. Hemen kayıt yaptırdım, temel dalış eğitimi aldım. O zamandan beri aralıksız dalıyorum. Karda bile.

Dalış tamam da sualtında fotoğraf çekmek nereden aklınıza geldi?

Denizdeki güzellikleri görünce bu fikir doğdu. Başkalarının da onları görmesini istedim. Küçük bir sualtı fotoğraf makinesi aldım, çektiğim fotoğraflarla slayt gösterileri yapmaya başladım. O fotoğraflar sayesinde dünya denizlerini gezdim.

Haberin Devamı

Mesleğiniz ne? Nasıl zaman ve para buluyorsunuz dalmaya?

Yıldız Teknik Üniversitesi’nde mimarlık eğitimi aldım. Şimdi matbaacı olduğum için dalmaya zaman ve imkan buluyorum.

Önce hangi yabancı denizde daldınız?

1995’te gittiğim Kızıldeniz... Muh-te-şem. Zengin sualtı yaşamını görünce nereye bakacağınızı bilemiyorsunuz. Çok heyecanlanmıştım ama ilk dalışımda fotoğraf makinem su aldı.

Tekneye çıktım, makineyi söktüm, kuruttum, çalışır hale getirdim. İşimi gördü ama seyahat bitince makine dağıldı. Bu geziden sonra her şeyden iki tane taşıma alışkanlığı edindim.

Nasıl dalıyorsunuz? Yalnız mı grupla mı?

Güvenli dalış için yanınızda mutlaka “buddy” adı verilen bir ortağınız olmalı. Ben 20 yıldır Birkan Babal ile dalıyorum. Yanınızda sizi tanıyan, birbirinizi kollayacağınız güvenilir biri olması çok önemli.

“DENİZİN ALTI SIVI UZAY GİBİ”

Denize daldığınız anda ne hissedersiniz?

Kendimi sıvı uzaydaymışım gibi hissediyorum. Uzaya bakıyormuş gibi oluyorsunuz. Hem yerçekimi ortadan kalkıyor hem de çok farklı canlılar çevrenizi sarıyor. Dünya ile bağlarınız kopuyor o anda. Ne işiniz, ne eşinizsevgiliniz ne başka şeyler kalıyor aklınızda. Sualtı en güzel terapi aracıdır benim için.

Haberin Devamı

O güzel dünyanın riskleri de vardır herhalde.

Bu konuda kendi kendine öğrenmek diye bir şey yok. Kendini hem teorik hem de pratik olarak geliştirmen gerek. Dalış kurallarına uyduğun sürece dalmak tehlikeli değil.

Amerika’da ‘en tehlikeli 100 spor’ sıralamasında dalış 98. sırada yer almış. Bilardo, ondan önce geliyor. O kadar güvenli yani. Ama sualtını iyi tanımalı, onunla şaka yapılamayacağını unutmamalısınız.

Mesela denizde hiçbir şeye dokunmamalısınız. Yanınızda buddy’niz olmalı, gruptan da asla ayrılmamalısınız. Bu kurallara hep uydum ve çok şükür hiç sorun yaşamadım.

UZAY GEMİSİ BÜYÜKLÜĞÜNDE VATOZ

Sizi çok etkileyen anılarınız olmalı.

Geçtiğimiz şubat ayında Papua Yeni Gine’de, Raja Ampat adlı dalış noktasında 5 metrelik bir ‘manta’ gördüm. Büyük ama zararsız bir vatoz türü. Hayvan, bir uzay gemisi gibi gelip tepemizde, dokunabileceğimiz kadar yakında durdu. Böylesine büyük ve zararsız bir hayvanla bu denli yakın olmak inanılmaz etkileyiciydi.

Ülkemizde nerelerde dalmayı seviyorsunuz?

Saroz, Bodrum, Kaş favorilerim. Marmara Denizi’nde hala sürprizler yaşayabiliyorsunuz. Yassıda çevresinde de güzel yerler var.

Haberin Devamı

Denizlerimiz ne durumda sizce?

Denizleri korumak için bilinç, onu oluşturacak eğitim gerekiyor. Sualtındaki yaşamın güzelliğini göstermezsek insanımız denizleri çöp olarak kullanmaya devam eder. Kızıldeniz müthiş korunuyor, çünkü denizden muazzam para kazanıyorlar.

3 bin saati derinde geçmiş

Dalış programını nasıl planlıyorsunuz?

Dalış noktasına gidince programımızı günde 4-5 dalışa göre ayarlıyoruz. Sabah 6’da ilk dalış, sonra saat 10’da, öğlen saat 2’de ve akşam 5’de. Bazen de akşam 9’da. Her dalış yaklaşık 1 saat sürer. Bu sistemle toplam 3 bin dalış yaptım. Bu da 3 bin saat demek.

Ne kadar derinliğe dalıyorsunuz?

Fotoğraf çekmek için en güzel derinlik, 20 metreye kadar olan. Tropik denizlerde 20 metreye kadar çok zengin bir yaşam var. 35 metreye kadar dalınabilir. Daha derinlerde vurgun riski oluşur. En fazla 60 metre daldım.

(10.08.2013 tarihli Cumartesi Postası ekinden alınmıştır.)

Haberin Devamı