Pazar Postası Boğaziçi'ndeki ihtiras kulesi
Paylaş
Boğaziçi'ndeki ihtiras kulesi

Cadı külahlı Mahmut Nedim Paşa Yalısı, önce ihtiras ve zenginliğin, sonra vefasızlık ve kadirbilmezliğin simgesi oldu...

Yalı, geçmişte isyancıların elinden kılık değiştirerek canını kurtaran Mahmut Nedim Paşa için güvenli bir liman, Kızılay’ın hemşireleri için de sıcak bir yuva olmuştu...

Haberin Devamı

Hazırlayan:Mehmet Çelik

mehmet.celik@posta.com.tr

Mahmut Nedim Paşa Yalısı, Vaniköy’de bulunuyor. Vaniköy semti Bizans döneminde İmparatoriçe Teodora’nın fahişeler için yaptırdığı ıslahhanesiyle ünlüydü.

Vaniköy, Osmanlı döneminde ise yeniçerilerin Sakson adı verilen av köpeklerinin yetiştirildiği bir bölge oldu. 17. yüzyılda IV. Mehmet döneminin etkili din adamlarından biri olan Vani Mehmet Efendi kıyı boyunca on yedi yalı yaptırdı ve bölgenin adı Vaniköy kaldı.

Semte adını veren Vani Mehmet Efendi, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa ile Viyana seferine ‘Ordu Şeyhi’ olarak katıldı. Kuşatma başarılı olmayınca Merzifonlu Kara Mustafa Paşa idam edildi, Vani Mehmet Efendi ise Bursa’ya sürüldü ve orada öldü.

Haberin Devamı

İlk adımı Vani Mehmet Efendi atmıştı, devamı da kısa zamanda geldi. Onun yaptırdığı yalılar zamanla yıkıldı veya el değiştirdi, yerine yenileri yapıldı. Sonuç değişmedi; Vaniköy’de yalı saltanatı başlamıştı.

NEDİM’DEN NEDİMOF‘A

Mahmut Nedim Paşa Yalısı, XIX. yüzyılın ikinci yarısında, Sadrazam Mahmut Nedim Paşa tarafından yaptırıldı. Yalı, kuleli harem ve selamlık olarak iki ayrı bina olarak yaptırıldı.

Bu binaların hemen arkalarında ağalar binası bulunuyor. Vaniköy’deki diğer yalılar gibi bu yalının onlarca uşağı, halayıkları, bahçıvanları, seyisleri ve haremağaları vardı.

Mahmut Nedim Paşa, Rusya hayranıydı, Rus elçisi İgnatiyev ile de yakın dostluk kurmuştu. Sadrazam olduğu dönemlerde Rus yanlısı politikalar izledi. Padişahın yetkilerini artırıp bir de basına sansür koyunca nefret edilen bir devlet adamı oldu.

Öyle ki, halk Mahmut Nedim Paşa’yı Rus yanlısı tavrı nedeniyle ‘Nedimof’ diye anıyordu.

YENİ YALI YENİ HAYAT

Mahmut Nedim Paşa, büyükbabası Selim Sabit Efendi’ye ait olan küçük yalıdan hiç memnun değildi. Binayı yıktırıp yeni ve çok daha büyük bir yalı yaptırmak istedi.

Mahmut Nedim Paşa, bu amaçla çevredeki yalıların arsalarını satın aldı ve bugün gördüğümüz binayı inşa ettirdi. Ancak onun yaptırdığı yalı daha sonra üç kere kül oldu. Her defasında aynı şekilde yeniden yaptırıldı.

Haberin Devamı

RÜŞVET VE İHANET

Mahmut Nedim Paşa’nın, çiftliği için Kırım’dan rüşvet olarak inek alması o dönemlerde çok konuşulmuştu. Ancak günümüze kadar gelen bir başka öyküsü daha vardır:

1875’te Sultan Abdülaziz zamanında hazine vadesi gelen faizleri ödeyemiyordu. Mahmut Nedim Paşa ise faizlerin düşürülmesinden yanaydı. Yakın dostu Rus elçisi İgnatiyef’e durumu anlattı.

İkili aynı gün faizler indirilmeden önce elindeki bütün tahvilleri sattı. Ertesi gün karar açıklanınca devlet büyük bir borç yükünden kurtuldu.

İSYAN VE İKTİDARIN SONU

Buna karşılık varını yoğunu bu tahvillere yatıranlar büyük zarar etti. Bu durum Mahmut Nedim Paşa’nın diğer icraatlarından sonra bardağı taşıran damla oldu. Ekonomik kriz nedeniyle isyan eden, çoğunluğu esnaf olan kalabalık öğrencilerin de katılmasıyla büyüdü ve Mahmut Nedim Paşa’nın bulunduğu Babıali binasını (bugünkü İstanbul Valiliği binası) bastı.

“Nedimof’a ölüm!” bağırışlarını duyan Mahmut Nedim Paşa kılık değiştirip Sirkeci’ye indi, bir kayığa binip kaçtı ve yalısına sığındı. Görevinden alınan Mahmut Nedim Paşa önce Çeşme’ye sürgün edildi.

Haberin Devamı

Sonra Sakız Adası’na gönderildi. II. Abdülhamit padişah olunca affedildi. Paşa, 1879’da Musul valisi oldu. Daha göreve başlamadan İstanbul’a dönmesi emri gönderildi ve Dahiliye Nazırı (İçişleri Bakanı) olarak görevlendirildi.

Bu görevdeyken 1882’de hastalandı ve hastalığı aylarca sürünce görevden alındı. Mahmut Nedim Paşa 14 Mayıs 1883’de yalısında vefat etti.

VİRANEYE DÖNEN HEMŞİRE YURDU

Yalı 1942’de Mahmut Nedim Paşa’nın torunları Şükriye Şiyman ve Zeynep Şaziment tarafından sembolik bir fiyata Kızılay’a bağışlandı. Uzun yıllar Hemşire Yurdu olarak kullanılan yalı zamanla Kızılay’ın ilgisizliği nedeniyle harap oldu.

Bağışlayanların istekleri unutuldu ve yalı ilk olarak 1996’da satışa çıkarıldı. Daha sonra defalarca ihaleye çıkan yalı 2004’te Yalçın Sabancı tarafından satın alındı ve yıkılıp yeniden yaptırıldı.

VANİKÖY’DE BİR YABANCI

Sofalı planıyla geleneksel Osmanlı ev mimarisinde yapılan Mahmut Nedim Paşa Yalısı’nın 13 odası ile iki sofası vardır. Yalıda en çok, iki katlı haremin bir bölümünü oluşturan ve harem ile bağlantılı üzeri piramit külahlı bir kule dikkatleri çekmektedir.

Haberin Devamı

Tarihçiler ve yalı uzmanları cadı külahlı kuleyi yalıyla uyumsuz görmekte ve yabancı bir unsur olarak Boğaziçi mimarisine aykırı bulmaktadır. Daha eski kayıtlarda, yalının içeriye kadar uzanan devasa bir kayıkhanesinin bulunduğu ve iki saltanat kayığının buraya sığdığından söz edilmektedir.

2004’te Yalçın Sabancı’nın 3 milyon dolara satın aldığı Mahmut Nedim Paşa Yalısı’nın, geçirdiği restorasyon sonrası bugünkü değeri 60 milyon dolara çıktı.

KOMİSYONCU PADİŞAH

Mithat Paşa 1870’lerin başında bir Fransız bankasından devlet adına borçlanma sırasında usulsüz şekilde 100 bin altın komisyon verildiğini öne sürüp soruşturma açtırdı.

Sultan Abdülaziz dönemiydi ve borç anlaşmasında önceki dönemin sadrazamı Mahmut Nedim Paşa’nın imzası vardı. Tek sorun şuydu: Hesaplardaki 100 bin altınlık komisyonun kime verildiği açıkça yazılmamıştı.

Mithat Paşa “Mahmut Nedim Paşa devletten ve padişahtan habersiz 100 bin altını cebine indirdi” diyerek skandalı ortaya çıkardı. Ancak işin aslı başkaydı.

Mahmut Nedim Paşa gelen krediden 100 bin altını cebine atmamış, iktidarını sağlamlaştırmak için “Hükümdarın hissesi” diyerek altınları Sultan Abdülaziz’e göndermişti.

‘Devlet dolandırıldı’ iddiasına karşılık padişah “Parayı ben aldım” diyemedi ve suskunluğunu korudu. Padişahı korumak zorunda kalan Mahmut Nedim Paşa ise 100 bin altını faiziyle beraber ödemeye mahkum edildi.

Sultan Abdülaziz sonra cezayı göstermelik olarak affetti ve Mahmut Nedim Paşa’yı Kastamonu’ya vali olarak gönderdi. Bu olayın hemen ardından 30 Mayıs 1876’da tahttan indirildi, dört gün sonra da intihar süsü verilerek öldürüldü.

(07.07.2013 tarihli Posta Karnaval'dan alınmıştır.)