Bayin görüntüleme teknolojileri sayesinde artık hangi filmin ya da dizinin tutup tutmayacağı, kaç kişinin izleyeceği ve ne kadar hasılat yapacağı gerçeğe en yakın şekliyle tespit edilmeye başlandı.

Bunun için geliştirilen yapay zeka destekli cihazların en büyük müşterisi ise Hollwood film yapımcıları oldu. Türkiye de bu test laboratuarlarını kuran ilk ülkeler arasına adını yazdırdı.

Gönüllü izleyiciler

Bu testler laboratuvarlarda gönüllü film izleyicileriyle birlikte yapılıyor. Her bir duyguyu analiz eden pek çok makine var. Örneğin 'facial coding' adlı özel bir algoritma mimiklerden duygu durumlarını tespit ediyor.

'EEG' ise beyin dalgarının tepkilerini ölçüyor. Göz bebeklerinin durumunu da 'eye tracking' adlı cihaz çözümlüyor. Ter bezlerinden stres ve korkuyu ölçen deri iletkenliği cihazı 'GSR' de yine popüler cihazlar arasında.

En çok neye gülüyoruz

Yani insanların bir komedi filminde en çok ne tarz esprilere ve olaylara güldüğü, korku filmlerinde en çok hangi olaylardan ürktüğü ya da gerildiği veya bir aşk filminde en çok ne tür sahnelerden etkilendiği tek tek analiz ediliyor. Heyecan, stres, mutluluk, şaşırma, korku, iğrenme, aşağılama, kafa karışıklığı, hayal kırıklığı, üzüntü, öfke gibi temel duygular ölçümleniyor.


Rapor hazırlanıyor

Tüm bu sonuçlar rakamlar ve grafiklerle daha sonra bir rapor haline getiriliyor ve yapımcıya teslim ediliyor. Yani sinema filmleri sonrası Türkiye'de en çok karşılaştırılan ve 'en iyisi kim' tartışmaları yapılan iki komedyen Cem Yılmaz ve Şahan Gökbakar kıyaslamaları da bu ölçümlemeler sayesinde artık sone ermiş olacak. Önceden yapılacak test, film vizyona girmeden durumu anında bildirecek.


Ham görüntü alınıyor

Gişe hasılatından pazarlamaya kadar pek çok alanda insanların tepkilerini ölçen Neuro Discover adlı laboratuvarı kuran Kılınç Orhan Erdemir, "Bu teknolojiler sayesinde insanların fizolojik olarak neye nasıl tepki verdiklerini tamamen çözümledik.

Filmin ham görüntülerini alıyor, en etkili ve en etkisiz sahnelerini belirliyor, hasılat ve gişe tahminlerini kısa sürede raporluyoruz" dedi.

Yarışmalar da testte

Kapsamlı testler yapan dünyadaki birkaç laboratuvardan biri olduklarına vurgu yapan Kılınç Orhan Erdemir "Daha çok yurdışından talep alıyoruz. Henüz Türkiye bu sistemi keşfedemedi.

Bir yarışma, dizi ya da tolk show gibi programların da tutup tutmayacağını analiz ediyoruz. Bu sistem sayesinde tutmayan film ya da program yapımı kalmayacağı gibi milyonlarla liralık zararın da önüne geçilecek" diye konuştu.

Bu sistemin adına Neuro Cinema adının verildiğini ifade eden Kılınç Orhan Erdemir dünyaca ünlü bazı yapım şirketlerinin de kendi laboratuvarlarını kurduğunu söyledi.