Siyaset Davutoğlu canlı yayında soruları yanıtladı
Paylaş
Davutoğlu canlı yayında soruları yanıtladı

Başbakan Ahmet Davutoğlu NTV ve Star ortak canlı yayınında soruları yanıtladı. Davutoğlu, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.

Başbakan Davutoğlu katıldığı televizyon programı canlı yayınında dikkat çekici açıklamalarda bulunuyor. Charlie Hebdo baskını ve derginin bazı sayfalarının Türkiye'de yayınlanmasıyla ilgili konuşan Davutoğlu '(Karikatürlerin Türkçe yayını) Onurunu kendi onurumuzdan aziz gördüğümüz Peygamberimize hakarete izin veremeyiz.' diye konuştu.

Haberin Devamı

Davutoğlu, KPSS soruşturmasıyla ilgili olarak da 'Bir tarafın aleyhine yapılan varsa, acımasız şekilde üzerine gideceksiniz talimatım oldu. KPSS'de yolsuzluk tespit edilirse gereği yapılır. Benim için bu affedilmez bir suç. Şüpheler yönünde brifing aldım.' ifadelerini kullandı.

"DEVLETİN KALBİNE OPERASYON YAPTILAR"

Başbakan Davutoğlu 'Paralel Yapı' sorusuna ise "Benim bakanlığım döneminde de gündeme almıştık. MİT Müsteşarı'nın sorguya çağrılmasından başlayarak bu sinyalleri amıştık. Paralel devlet yapıları, eskiden Cuntalar böyleydi. Yüzbaşılar generallere baş kaldırıyordu. Bir anda yüzbaşı general oldu. Nasıl darbeciler kurdukları netvorklarla devleti nasıl tanzim etmeyi düşünmüşse benzer çekilde bu paralel yapı da Emniyet, yargı ve diğer kritik noktaları ele geçirmeye başladılar. Dğinlemeler üzerinden iş adamlarına baskı kurarak sonraısnda ise dinlediklerini yayınlamaya başladılar. Bir yere kadar acaba tümünün haberi yok bazı birimler mi bu işin içinde? Ama öyle bir yer geliyor ki hep beraber ortak eyleme başlıyorlar. MİT TIR'larına yönelik operasynu direk devletin kalbine yönelik bir operasyon olarak algıladık." şeklinde cevap verdi.

Haberin Devamı

Hrant Dink cinayetiyle ilgili soruya Davutoğlu şu sözlerle cevap verdi: "Devlet hiyerarşisi dışında çalışmalara girmiş kim varsa hepsinin üzerine gidilecek."

İşte gazeteci Oğuz Haksever'in sorularına Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun verdiği cevaplar:

Fransa'daki terör saldırısı ve Hz. Muhammed'in karikatürün yayınlamsıyla ilgili tartışmalarla ilgil ne söylemek istersiniz?

Doğru bulduğum için daveti duyar duymaz yarın gidiyoruz dedim. İlkesel duruşu göstermemiz gerekirdi. Başka bir ilkesel durumda da aynı şekilde tavrımızı gösteririz.

Maalesef bir gazetemiz o karikatürleri yayınladı. Arkadaşlarımız gazeteyle temas da kurmaya çalıştı. Bizim herkesi korumak gibi bir görevimiz var. Muhalefet liderlerdinden birisine küfredilse ben onlar kadar onların hakkını savunurum. 1.5 milyar insanın inandığı, onurunu kendi onurumuzdan ulvi gördüğümüz bir şahsiyetle ilgili hakaretlere izin vermeyiz. Hz. Muhammed'e yönelik akademik bir eleştiriye cevap verilebilir. Ateist olabilirsiniz orada da herkes serbesttir. Hakaret konusunda özgürlük dediğinizde sizin de hassasiyet gösterdiğiniz şeylere hakaret edilirse bunun önü alınamaz.

Haberin Devamı

Avrupa Parlamentosu'nun aldığı karar...

Tutuklu gazetecilerle ilgili 7 isimle ilgili tek tek belgeleri gösterdim. Hemen hemen hepsi bizim iktidarımızdan önce tutuklanan gazeteciler .. Sanki Türkiye'de yüzlerce gazeteci tutukluymuş gibi davranıyorlar. En çok satan 5 gazetenin 4'ü hükümete muhalif gazetelerdir. Şöyle bir haber sebebiyle baskıya uğradıklarını birisi söyleyebilir mi?

Benim Göktürk'te içinde kitaplarımın olduğu bir evim var. Oranın yanına helikopter pisti yapılmak için onlarca ağaç kesildiği iddia edildi. Cumhuriyet gazetesi de bu haberi yaptı. Bugün açtığım dava sonuçlandı ve mahkum oldular. Akademisyen olarak hayatta en fazla önem verdiğim şey fikir özgürlüğüdür. Makalelerimi öğrencilerime verirdim ve beni eleştirin derdim. İnançlara hakaret özgürlük değildir.

Haberin Devamı

Ahmet Şık ve Nedim Şener örneği vardı. Bürokrasiye sirayet etmiş çeteler tarafından nasıl mağdur edildiğini şimdi görüyoruz.

Filistin'de çocukların hayatlarını söndürener Paris'te poz vereceksiniz. Netanyahu ben ve Cumhurbaşkanımıza yönelik tepki çağrısı yaptı ancak yanlız kaldı.

ABD sözcüsü Türkiye'de haber olur ama Amerika'da kayda geçsin diye yapılan açıklamalardır.

KPSS sınavları üzerinde ÖSYM'nin inceleme yapma kararı var. Bir haksızlık yapıldığı ortaya çıkarsa nasıl çözülecek?

'KPSS'de yolsuzluk tespit edilirse gereği yapılır. Benim için bu affedilmez bir suç. Şüpheler yönünde brifing aldım'

Bir insanın öğretim üyesinin, en büyük ahlaki kriteri sınavların objektif şartlarda yapılmasıdır. Bir kişiden hırsızlık yaparsanız bir kişiyi ilgilendirir ama vergi hırsızlığı 77 milyonu ilgilendirir. Geçtiğimiz haftalarda Bilim ve Sanayi Bakanı'ma talimatım oldu. Böyle yapılar varsa hiç acımadna üzerine gidin dedim. Hiç bir şekilde vatandaşlarımız arasında, hangi şeye ait hissederse hissetsin. Bir tarafın lehine bir tarafın aleyhine bir durum ortaya çıkmışsa bunu çözmek boynumuzun borcudur. Ama cezayi ve diğer noktalar hukukun işidir.

Haberin Devamı

Bir devlet önüne gelen memurdan bir ayrım yapıyorsa o devlet tarafsızlığını kaybetmişti.

HRANT DİNK DAVASI

Öldürüldüğü gün diasporayı Türkiye'ye davet ettik. Çok sembolik bir dava Hrant Dink. Her halükarda cezalandırılmalı. Kim olursa olsun bir cinayetin aydınlatılması hukuk sorumluluğundadır. Kim nerede sessiz kalmışsa bunların araştırılmasından daha doğru bir şey olamaz. Emniyette de bazı tutuklama kararları var. Sembolik olarak bu dava önemlidir ama herhangi bir vatandaşımız olsa da bir cinayetin nedeninin ortaya çıkartılması önemlidir.

Bir devlet bireyleri arasında ayrım gözetmeden aidiyet oluşturmuşsa zamanla o güce ulaşır. Aidiyet bilinci giderek gelişiyor. Kürt sorununa bakışımız da Alevi vatandaşlarımızın sorunlarına bakış açımızda da bu var. Vatandaşlarını tehdit ederek onları kontrol etmek bir çözüm değil. Hrant Dink Davası bu noktada önemli. Zaten cinayeti işleyen belli. Ancak buz dağının altında başka bir şey varsa onun üzerine gidilmeli.

Vatandaş katledilerek devlet korunmaz. Kim varsa Ergenekonvari çetelerden bu paralel çetelere kadar üzerine gidilecek. Her bir vatandaşın güveneceği bir hukuk ve kamu düzeni tesis edeceğiz.

Balyoz Davası'nda bilirkişi raporları peş peşe geliyor. Kumpas fikri ne zaman ciddi ciddi konuşuldu?

Benim bakanlığım döneminde de gündeme almıştık. MİT Müsteşarı'nın sorguya çağrılmasından başlayarak bu sinyalleri amıştık. Paralel devlet yapıları, eskiden Cuntalar böyleydi. Yüzbaşılar generallere baş kaldırıyordu. Bir anda yüzbaşı general oldu. Nasıl darbeciler kurdukları netvorklarla devleti nasıl tanzim etmeyi düşünmüşse benzer çekilde bu paralel yapı da Emniyet, yargı ve diğer kritik noktaları ele geçirmeye başladılar. Dğinlemeler üzerinden iş adamlarına baskı kurarak sonraısnda ise dinlediklerini yayınlamaya başladılar. Bir yere kadar acaba tümünün haberi yok bazı birimler mi bu işin içinde? Ama öyle bir yer geliyor ki hep beraber ortak eyleme başlıyorlar. MİT TIR'larına yönelik operasynu direk devletin kalbine yönelik bir operasyon olarak algıladık.

Sırf Ak Parti'ye zarar vermek için Türkiye'ye zarar verecek tavır aldılar. Siyasetin meşruiyetini korumak için tavır almak zorundaydık.

ÇÖZÜM SÜRECİ VE CİZRE

Tam da Öcalan Hatip Dicle aracılığıyla mesaj yolladı. Hendek yok, molotof yok denildi. 12 yaşındaki çocuk öldürüldü. Kim provake ediyor?

Çözüm süreci Cumhuriyetimizin en önemi projelerinden birisidir. Kurucu mecliste kendisini bu ülkeye ait hissedenler yeniden bir dayanışma psikolojisi hissettirmemiz lazım. Kimsenin bu ülke dışında bir proje aramamalı. Türkiye'yi bir ateşe çekmeye çalışıyorlar. Her türlü güvenlik tedbiriyle adım atıyoruz. Birileri Suriye'de yaşananları Cizre'ye sirayet ettirmek için adım attılar. Diğer taraftan Hüda Par ve HDP arasında ihtilaf çıkması süreci başladı. 6-7 Ekim olayları sonrası kamu düzenini sağlamakla ilgili kararlıyız. 12 yaşındaki bir çocuk hayatını kaybetti. İçişleri Bakanımız hemen açıkladı. Gösteriyi dağıtmak için gaz bile atılmamış. Sonra anlaşıldı gaz fişeğiyle vurulmuş.

ÇÖZÜM SÜRECİNDE YENİ ADIMLAR VAR MI?

Ben temelsiz bir ümit vermek istemem. Ülkenin bekaasını düşünenler bilir ki seçim sadece bir eşiktir. Seçimi kaybetsek bile çözüm için gerekli adımları atarız. Ki olabilecek başka kayıplar olmasın. Hak ve adalet zamana yayılmaz. İşin doğasını da zorlamak gerekmez. Şunlar şunlar yapılsın sonra silahları bırakırz demesiner. Eğer silaha meşruiyet kazandırırsanız kamu düzeni kalmaz.

90'lı yıllarda olduğu gibi bizim ülkemizde faili meçhuller olmuyor. Olmadı da. TRT Şeş, TRT Kurdi oldu. Kürtçe Türkiye'nin asli dillerinden birisidir.