DHKP-C'lilerin bindiği taksinin şoförü konuştu!

İstanbul Bayrampaşa'daki Çevik Kuvvek Şube Müdürlüğü önünde önceki gün iki kadın terörist otomatik silahlarla ateş açtıkları polislere el bombası atmıştı.

El bombası patlamazken ilk ateşte bir polis hafif yaralanmıştı. İki terörist saldırının ardından bir taksiye binerek olay yerinden uzaklaşmış, ancak kısa süre sonra araçtan inerek yaya olarak kaçmaya çalışmıştı.

Saklandıkları binada köşeye sıkıştırılan iki saldırgan polis operasyonuyla etkisiz hale getirilmişti.

Kadın teröristlerin bindiği taksinin şoförü Bekir Ç. yaşadıklarını Habertürk'e anlattı.

Bekir Ç.'nin verdiği bilgilere göre, 2 kadın terörist, saldırının ardından taksisini durdurdu. Kadınlar, Bekir Ç.’ye, Gazi Mahallesi’ne gideceklerini söyledi. Ancak trafiğin sıkışık olduğunu görünce Bekir Ç. aracı Gazi Sokağı’na yönlendirdi.

TRAFİK SIKIŞINCA İNDİLER

Trafiğin sıkışması üzerine de 2 kadın, taksimetresi 4.80 TL yazan sürücüye 5 TL verip taksiden indi. Bayrampaşa’da bir taksi durağına bağlı çalışan taksi sürücüsü Bekir Ç., olaydan sonra evine kapandı.

Emekli ve torun sahibi olan taksici Bekir Ç., şunları söyledi: “Biri biraz kilolu 2 kadın, Çevik Kuvvet’in arka tarafında aracımı durdurdu. Panik halindeydiler.

Sürekli ‘Peşimizdeler, geliyorlar, acele et’ diyorlardı. Ben de anlamadım ne olduğunu, panik oldum. Gazi Sokağı’na giden yolu tarif ettiler. Sürekli arkaya bakıyorlardı.

Sokağa girdik. Taksi ücretini sordular. Zayıf olan cebinden 5 TL çıkarıp verdi. O ana kadar terörist olduklarını ve birinin yaralı olduğunu fark etmedim. Sadece zayıf olanın indikten sonra sekerek yürüdüğünü gördüm.

Geldiğim yoldan geri döndüm. Yaklaşık 400 metre sonra Çevik Kuvvet polisleri taksiyi abluka altına aldı. Silahlar doğrultuldu. Aşağıya indirildim. Üzerimi aradılar. Polislerle birlikte taksideki kanı gördüm.”

CENAZELERİ ALINDI

2 kadın teröristin cenazeleri, dün aileleri tarafından Adli Tıp Kurumu’ndan teslim alındı. Çiğdem Yakşi’nin cenazesi toprağa verilmek üzere Eskişehir’e, Berna Yılmaz’ın cenazesi ise havayoluyla Kıbrıs’a götürüldü.