Kennedy'lerin karanlık yüzü! Babası utancından 63 yıl gizledi

Derleyen: Ömer Faruk Ekinci / Posta.com.tr | 1918 yılında ileride ABD'yi yönetecek olan ağabeyi John'dan bir sene sonra dünyaya gelen Rosemary Kennedy, ailesinin sahip olduğu tüm ün ve şöhrete rağmen o dönemde yaşanabilecek en kötü hayatlardan birini yaşadı. Buna sebep olan olaylar silsilesi ise daha doğumunda başlayacaktı.

Temelleri O'Kennedy isimli İrlandalı bir kraliyet ailesine dayanan Kennedy ailesi, ABD'ye göçmüş politik ailelerden birisiydi. Ailenin en güçlü dönemlerinde ailenin reisi olan Joseph P. Kennedy, ileride başkan olacak John ve 8 kardeşinin babasıydı.

LANETİ DOĞUMUNDA BAŞLADI

Tüm dünya tarafından şanssızlıkla lanetlendiği düşünülen Kennedy ailesinin en talihsiz isimlerinden birisi olan Rosemary, kendisinden önceki 2 ağabeyinin ardından ailenin ilk kızı ve 3. çocuğu olarak dünyaya geldi. Birinci dünya savaşının bittiği yılda dünyaya gelen Rosemary'nin doğumuna, İspanyol gribinin tüm kıtayı sarması sebebiyle doktor yetişememişti ve doğumu bir ebe yaptırmak durumunda kalmıştı.

Hayata gözlerini açtığı ilk anlarda Rosemary'nin kafası doğum kanalına sıkıştı ve bebek bir süre oksijensiz kaldı. Bu oksijensizlik Rosemary'de birçok komplikasyona neden oldu. İlk başlarda küçük olduğu için sevimli addedilen Rosemary'nin problemlerinin çok daha büyük olduğunu anlamaları için de biraz daha büyümesini beklemek gerekiyordu.

BABASI İÇİN HAYAL KIRIKLIĞI

İki yaşına geldiğinde Rosemary, hala emekleyememiş, oturamamış ve yürüyememişti. Ağabeylerinin gelişimi yanında neredeyse hiçbir gelişim göstermeyen Rosemary, çok kez doktor karşısına çıktı. Doktorların koyduğu teşhis ise oksijen yetersizliğine bağlı hafif zeka geriliğiydi. Çocuklarının hem fiziksel hem de zihinsel olarak en üst seviyede olmasını isteyen Joseph Kennedy için ilk doğan kızı tam bir hayal kırıklığıydı.

Kardeşlerine bile uyum sağlayamayan bu bebek fazlasıyla göze batıyordu. Ancak annesi Rose Kennedy, ailelerinden kusurlu bir gen çıktığını halka duyurmamak için kızının bu sıkıntılarını gizledi. Bir süre böyle idare ettikten sonra Rosemary için tutulan özel öğretmenler de yeterli gelmemeye başladı. Rosemary, okuma yazmada da zorluk çekti. Böyle devam ettiği sürece çevresi tarafından zeka geriliğinin anlaşılacağı düşünülerek örgün eğitimden alındı ve evde eğitim görmeye başladı. Evdeki eğitimi de başarısızlıkla sonuçlanan Rosemary, birkaç yıl sonra manastıra gönderildi ve burada diğer öğrencilerden farklı bir şekilde eğitim görmeye başladı.

RÜYA GİBİ İNGİLTERE YILLARI

1938 yılına gelindiğinde ailenin babası Joseph Kennedy, adeta gücünün zirvesindeydi. ABD'nin 44. İngiltere Büyükelçisi görevine atanan baba Kennedy'nin bu tayini Rosemary için de büyük bir fırsattı. Rosemary, kardeşi Kathleen İngiltere'de kraliçeyle bile tanıştı. İngiliz sosyetesinde sevimli ve masum tavırlarıyla herkesin gözdesi olan Rosemary, ailesini hayal kırıklığına uğratmamak için elinden geleni yaptı.

Bu güzel günlerden yalnızca 2 yıl sonra ise Kennedy'ler için sorunlar başlıyordu. İkinci dünya savaşı çıkmış, baba Kennedy ise Nazilere karşı söylemleri nedeniyle büyükelçilik görevinden alınmıştı. Deyim yerindeyse tam bir kaosun içine düşen Kennedy ailesi, ABD'ye geri dönme kararı aldı. Bu karardan hiç memnun olmayan Rosemary ise oldukça agresifleşerek sinirli birine dönüştü. Adeta o sevimli masum kızdan eser kalmamıştı.

DEDESİNE SALDIRACAK KADAR AGRESİFLEŞTİ

ABD'ye döndükten sonra agresifliği git gide artan Rosemary, dedesine saldıracak kadar ileri gitti. Kendisine çekidüzen vermesi için yeniden manastıra gönderilen Rosemary'nin, buradan da sık sık kaçarak gece kulüplerine giderek erkeklerle eğlendiği ortaya çıkınca mükemmeliyetçi ailesi tam anlamıyla sinirden küplere bindi. O dönem büyük oğulları Joseph Jr. ve John'u ABD siyasetine hazırlayan Joseph Kennedy, böyle bir skandalın duyulmasına göz yumamazdı. Kızı için bir çözüm yolu bulmak zorundaydı.

HAYATINI KARARTAN LOBOTOMİ KARARI

Bu arayışlar içerisinde baba Kennedy, dönemin popüler yöntemlerinden biri olma yolunda ilerleyen 'lobotomi'de uzmanlaşmış bir isim olan Walter Freeman ile tanıştı. Fiziksel ve zihinsel engelli insanları iyileştirmeye çok hevesli olan Freeman, baba Kennedy için bulunmaz bir fırsattı. Kızını gizlice muayene ettiren baba Kennedy, kızının hastalığının 'ajite depresyon' olduğunu öğrendi.

Tartışmalı bir tedavi yöntemi olan lobotomi işleminin, Rosemary'ye şifa olacağı ve hayatının geri kalanında çok mutlu olacağı iddiası baba Kennedy için yeterliydi. Bu işlemin riskli olduğu o dönem de biliniyordu ancak işlem başarılı olursa Rosemary iyileşecek ve mutlu bir genç kız olacak, başarısız olursa da Rosemary artık Kennedy ailesinin ismini kirletecek şeyler yapamayacaktı.

Bu ihtimallerle 1941 yılında ameliyata alınan genç Rosemary için o günden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Ameliyatta beyninin ön lobu hasar gören Rosemary'nin hayatı babasının kararı ile adeta sona ermişti. Operasyondan sonra bir bebekten farksız hale gelen genç kız, konuşamıyor ve yürüyemiyordu.

20 YIL BOYUNCA TERK EDİLDİ

Joseph Kennedy ise kızının kendisini yeniden hayal kırıklığına uğrattığını düşünerek onu bir zihinsel engelliler bakımevine gönderdi. 20 yıl boyunca burada tek başına kalan Rosemary, 1961 yılında babasının felç geçirmesi üzerine tüm aile ile birlikte onu ziyarete götürüldü. 1961 yılına kadar nerede olduğu bile belli olmayan Rosemary, halk arasında da Kennedy ailesinin en büyük dedikodularından biriydi.

Kennedy'lerin 1961 yılından sonra engelli haklarına sahip çıkarak savunmalarının Rosemary'e yaşattıklarının vicdan azabını dindirmek için olduğu iddia edildi. Kendisini engelli olarak nitelendirerek onu ailesinden uzak tutan Rosemary'nin anne ve babası da hayatlarında felç kalarak öldüler. Kızları Rosemary Kennedy ise 2005 yılında 86 yaşında hayata gözlerini yumdu.