‘İkizler Memo- Can’da boşrolde, iki farklı karakteri canlandırıyorsun. Zor mu?

Kolay değil. İki karakteri de çok sevdim. O yüzden zor gelmiyor, ikisini de severek oynuyorum.

Memo ve Can’ın hayat koşulları çok farklı. Biri varlık içinde. Diğeri çocuk yaşta ev geçindirmeye çalışıyor. Hangisi seni daha çok etkiliyor?

Memo’nun kendine güvenen, hiç pes etmeyen, zor yaşamını kendine sorun etmeyen, güçlü bir karakter olması; Can’ın ise çocuk yaştan beri annesini görmemesine rağmen hiçbir zaman annesinden vazgeçmemesi beni etkiliyor.

Memo’yu mu yoksa Can’ı mı daha çok seviyorsun?

Ayırt edemem ki! Memo da Can da çok iyi çocuklar bence, (Gülüyor.)

Nehir Erdoğan ve Özgürcan Çevik’le oynamak nasıl? Onlardan destek alıyor musun?

Daha çok karşılıklı olarak birbirimize destek oluyoruz. İkisini de çok seviyorum. Bazen doğaçlama oynuyoruz.

TÜRKER İNANOĞLU DEDEM GİBİ

Bu diziye nasıl dahil oldun?

Türker İnanoğlu’na ‘Bay Sinema’ diyorlar. Onunla çok güzel bir ilişkimiz var. Dede torun gibiyiz. Bana özel bir dizi yazacağını söylemişti ve gerçekten benim için yazdı. Yani ben dahil olmadım, başından beri vardım. Onu mahçup etmemeye çalışıyorum. Türker dedemi çok seviyorum. Senaryoyu okuduğumda iki ayrı karakter vardı. İkisinden de çok etkilendim okuyunca.

Çekimlerde zorlandığın oluyor mu?

Çok güzel bir ortamımız var, aile gibi olduk. Hep birbirimize destek oluyoruz ve eğlenerek çekiyoruz. Ben çok eğleniyorum, bazen de zorlandığım oluyor tabii ki. Ama güzel geçtiği ve çok severek çalıştığım için sorun olmuyor.

13 yaşındasın, şimdiden sıkı bir kariyerin var. Pek çok çocuk oyuncunun arasında öne çıktın. Sence bunu nasıl sağladın?

Bunu nasıl sağladım bilmiyorum, ama ben sadece sevdiğim işi yaptım. Gerisi izleyicinin takdiri, eğer böyle ise şu an çok mutlu oldum, çok sevindim.

Diğer çocuk oyuncuları takip ediyor musun?

Aralarında kıskandıkların, “Ben olsam daha iyi oynardım” dediklerin var mı? Evet, takip ediyorum. Hepsini de çok başarılı buluyorum. Zaten bir çoğu da arkadaşım ve görüşüyoruz. Doğum günlerinde, özel günlerde bir araya gelip dizilerimizle ilgili konuşuyoruz. Hayır, hiç kıskandığım olmadı ama Marvel’in bir karakterinde oynamayı çok isterdim, hayallerimden bir tanesidir.

OYUNCULUK YETENEĞİMİ AİLEM KEŞFETTİ

Oyuncu olmaya nasıl karar verdin?

Ailem yeteneğimi fark etmiş. Onların yönlendirmesi ile başladım. Oyunculuk yapınca da çok hoşuma gitti. Böylece buraya kadar geldi. Ailem yönlendirdi ama ben de sevdim ve devam ettim.

İleride oyunculuğa devam edecek misin? Hobi olarak mı devam ettirmeyi planlıyorsun?

Önce eğitimimi alıp, sonra da oyuncu olmak istiyorum. Hobim olmaz, mesleğim olur. Ama büyüyünce hem bilim insanı hem oyuncu olmak istiyorum.

Setlerle ders birlikte zor olmuyor mu?

Tabii ki zor oluyor, ama ben hem okulu hem de çekimleri çok sevdiğimden dolayı zoru kolay yapıyorum, (Gülüyor.) Yapımcımız ve okulum bu dengeyi çok iyi kuruyorlar.

Ünlü olmak hoşuna gidiyor mu?

Ünlü olmak ya da olmamak beni hiç etkilemiyor çünkü ailemle ünlü gibi yaşamıyoruz. Diğer çocuklar nasılsa ailem de beni öyle yaşatıyor. Hiçbir farkımız yok.

ANNEME FİKRİNİ SORARIM AMA SON KARARI BEN VERİRİM

Şımarık olduğun konular var mı?

Her çocuğun olduğu kadar diyelim.

Ne giyeceğine sen mi karar veriyorsun yoksa ailen mi yönlendiriyor?

Kıyafet konusunda annem yardımcı oluyor, ona fikrini soruyorum, ama son kararı ben veriyorum.

Bugüne kadar yer aldığın projelerde en çok kiminle çalışmak zevkliydi?

‘Öyle Bir Geçer Zaman ki’de çok küçüktüm ve set bana oyun gibi geliyordu. ‘Küçük Ağa’ çok eğlenceliydi ve yaşıtım oyuncu arkadaşlarım ile oynadığım için keyif aldım. Şimdi de iki karakteri birden oynamak hem çok değişik hem de çok eğlenceli geliyor. O yüzden hiçbirini ayırt etmiyorum...

EĞİTİM ŞART

Bir günlüğüne Cumhurbaşkanı olsan ne yapmak isterdin?

Eğitim şart, (Gülüyor) eğitime yatırım yapar, ülkemi dünyanın bir numarası haline getirirdim. Bir de bütün çocuklara her şeyi bedava yapardım, ne isterlerse alsınlar, bütün çocuklar mutlu olsun isterdim.