Emir Yargın'ın 'Büyük Kaçış Planı'

RÖPORTAJ: UĞUR ALKAPAR
Posta.com.tr

KAÇ YILDIR MÜZİK YAPIYORSUN? NASIL BAŞLADI VE BURALARA GELDİ?

-13 yaşında davul çalarak başladım kısa bir matematik hesabı ile 15 yıldır müzikle yaşıyorum. Ben çok ufak tefek bir çocuktum, yani artık iri biri olduğum söylenemez ama beden dersi sıralarında en sonda hep ben olurdum, o kadar ufak olmaktan bahsediyorum. Yıllarca çaldığım araba koltuğu ve koltuk kolçakları deneyimimi 13 yaşında bagetle davula aktarmaya başladım. Arkada yılların deneyimi olduğu için gelişimim çok hızlı oldu. Hoş görülü apartman sakinlerinden oluşan bir apartmanda yaşadığımız için de her gün çalışma imkanım oldu. Buradan onlara da teşekkür ederim (el salladım), sabırları sayesinde tutkunu olduğum işi yapıyorum.

HER ŞEY DAVULLA BAŞLADI YANİ?

-Lisede sayısını hatırlamadığım kadar çok grubun davulculuğunu yapıyordum ve beğeniliyordum. Buraya kadarki kısım Antalya’da oldu. Üniversite için İstanbul’a ayak bastığımda acayip bir istek ve arzu ile tekrardan giriştim bu işlere. Yaşadığım deneyimler, zorluklar ve aslında hayal ettiğim ortamın İstanbul’da olmaması beni biraz davuldan uzaklaştırdı. Ne kadar genç de olsan sırtında taşıdığın zillerle sabah 8’de Avcılar’daki okuluna gidip dersler bittikten sonra İstiklal Caddesi’nde kilometrelerce yürüyüp, çalacağın saati beklemek ve sonra da hiç tatmin edici olmayan bir ses sistemi ile çalmak. İşte bu beni davul çalmaktan soğuttu. Ve rock sound’un artık sonralarına gelindiğini anlayabiliyordum. (Rock ölmez o ayrı!)

'ELEKTRONİK' DİYEBİLECEĞİMİZ BUGÜNKÜ SOUND'A ULAŞMAN NASIL GERÇEKLEŞTİ?

-Bu noktada açılan yeni bir kapı şu an yaptığım şeyin öncüsü oldu. Türkiye’de elektronik müziğin öncü isimlerinden Onor Bumbum’la olan tanışıklığımız; sözlerini benim yazdığım ve müziklerini Onor Bumbum’un yaptığı ‘Köpek’ ve ‘Çorap’ şarkılarının yaratılmasına vesile oldu. 2008’de bu şarkılarla Roxy Müzik Günleri’nde derece aldık. Bu esnada The Bananas ismiyle ‘electro duo’ olarak birçok farklı şehirde, her yaştan, her kitleden insanı dans ettirdik. 2011’de de ‘Tokat’ albümünü yayınladık. Videolar, performanslar derken 2015’ de Murat Yılmaz (Kzu) prodüktörlüğünde ‘Geri Dönüşüm Kutusundaki Anılar’ ı yayınladık

YOUTUBE'DA VİDEOLARININ YAYINLANDIĞI WEPLAYTR KANALI KİMİN?

WePlay; bana ilk günden beri inanan ve destekleyen Haluk Polat’ın şirketi, yani benim ilk iki albümümü çıkartan prodüksiyon şirketi.

KIZLAR GERÇEKTEN KENDİLERİNİ GÜLDÜREBİLEN ERKEKLERDEN Mİ HOŞLANIR?

-Kızlar zekadan hoşlanır. Kızlar zekadan çoook hoşlanır hem de. Güldürebilmenin de zeka ile birebir bağlantısı var. Ancak şu ayrımı yapmak lazım, güldürürken komik olanı gözler önüne seren zeka olarak görünmelisin. Yani gülünen olay asla sen olmamalısın. Gülünen olay sen olursan kızların yanındaki çok sevilen ve aşk acılarını dinleyen arkadaşları olursun. Bahsi geçen kıza yazmak gibi bir emelin yoksa bunda bir sakınca yok tabi. Yakında ‘Emir Yargın ile Aşk 101’ isimli kitabımı yayınlayacağım (gülüyor).

KLİPLERİNİN NEREDEYSE İMECE USULÜ İLE ÇEKİLDİĞİNİ VE AZ PARAYA MAL OLDUĞUNU SÖYLÜYORSUN AMA ÇOK İYİ GÖRÜNÜYORLAR. BUNUN SIRRI NE?

-En az şarkılarım kadar değer verdiğim bir konu, videolar ve görsellik. Bunun altında konuya dair, derin bir ilgim ve deneyimim olması yatıyor. Daha hayalini kurarken nasıl hayata geçirebileceğimi biliyorum. Bu sebeple de kimle çalışırsam kafamdakine en yakın olanın yaratılabileceğini daha ortada hiçbir şey yokken planlayıp anlayabiliyorum. İkinci safhada da, tek motivasyonu iyi bir şeyler üretmek olan kişilerden bir ekip kuruluyor. Bu kişileri bulmak zor olmuyor çünkü benzer amaçlarla yola çıkan insanlar olduğumuz için birbirimizi mıknatıs gibi çekiyoruz. Örneğin üst komşum olarak tanıştığım Efe Can Çakmak‘ın yönetmeni olduğu ‘Büyük Kaçış Planı’nı hayata geçirmemiz gibi.

MÜZİKTEN PARA KAZANIYORMUŞSUN GİBİ GELMEDİ PEK. NASIL YAŞIYORSUN?

-Güzel tespit, aslında müzikten para kazanıyorum ama biraz dolaylı yoldan.
‘Catchy.rocks’ isimli, Sound Based Creative Agency (Ses Odaklı Kreatif Ajans) olarak tanımladığım ve genelde reklam sektörüne hizmet verdiğimiz bir ajansım var. Reklam müzikleri, jingle’lar yapmanın dışında kullanıcı deneyiminin, işitme duyusu ile birleştiği noktada devreye giriyoruz ve UX (kullanıcı deneyimi) uzmanları ile ortak çalışarak kullanıcının en işlevsel deneyimi yaşayabilmesi için gerekeni yaratıyoruz.
İşin bu tarafını oluşturmaya çok büyük emek harcadım ve bu sayede müziğimi ve sahnemi özgür kılabilecek lükse sahip oluyorum.

SENİ KİMLER DİNLİYOR? BİR DİNLEYİCİ PROFİLİ ÇIKARMAK MÜMKÜN MÜ?

-Aslında her yaştan, her fikirden insan var dinleyicilerim arasında. Ama yoğunluğu hayatı ti’ye alabilen kişiler oluşturuyor. Her şeyi ve kendini çok ciddiye alanlarla frekansım tutmuyor.

CANLI SÖYLEME FIRSATIN OLUYOR MU?

-Ne yazık ki son iki yılda canlı performans yapılacak yerlerin sayısı parmakla sayılacak kadar düştü. Festivallerin yarısı planlandıktan sonra iptal oldu, yarısı da planlanmadı bile. Alametifarikam aslında performanslarım. Yani beni videolardan ya da şarkılarımdan ne kadar tanısanız da canlı performansıma gelen bir kişinin bana ve dünyama olan ilgisi çok daha farklı oluyor. Performans yapmayı çok seviyorum ama ne yazık ki bu aralar pek sık konser vermeye uygun bir ortam yok.

BÜYÜK KAÇIŞ PLANI'NA GELELİM. HANGİ DUYGULARLA YAPTIN BU ŞARKIYI?

-Bu şarkıyı 2 yıl önce yazdım, yeni aşık olmuştum ve gidişattan korkuyordum. Sevdiğin kişiyi korumak, onu güvende tutmak istiyorsun ama elinden kaçmak dışında bir şey gelmiyor. Ve bu ruh hali bu şarkıyı ortaya çıkardı.

BU ŞARKI DOĞAYA KAÇMAKLA MI İLGİLİ, ÜLKEDEN GİTMEKLE Mİ?

-Aslında ülkeden çok sistemden kaçmak buradaki tema. Yani dünyanın neresine gitsen sistem bozuk. Son yüzyıldır kötüye çalışan sistem kötünün karekökünü doğura doğura bu günlere geldi. O yüzden “Kötüleşmektense kaçmayı tercih ediyorum”.

​

BİR SOSYAL MEDYA FENOMENLİĞİ TARAFIN DA VAR. SNAPCHAT VİDEOLARIN ÜNLÜ. NE YAPIYORSUN O VİDEOLARDA?

-Tamamen tesadüfi gelişen bir olay. Ben yemek yapmayı çok severim. Aşırı uğraştırıcı gurme lezzetler değil de evdeki malzemelerle yapılabilecek en ağız sulandırıcı yemeği yapmaya çalışmak benim için bir oyun gibi. Yaratıcılığın güzel ve hızlı aktarılabildiği bir oyun alanı mutfak. Snapchat’e o esnada yaptığım bir yemeği koymak istemiştim ama ciddi ciddi anlatmaya çalışınca o kadar antipatik oldu ki, konuşup konuşup sildim. Derken bir anda ‘Olacak O Kadar’ tadında abartılı doğu şivesiyle ilk “Arkhadaşlar merheba”yı dedim. Öylece başlamış oldu bu laçka yemek tarifleri. Çok büyük bir geri dönüş ve istekle karşılaşınca ben de devam ettim. Güzel lezzetler peşinde koşmamla ilgili çok motive edici oldu. ‘Arkhadaşlar merheba’ da fenomen bir giriş cümlesi oldu.

NASIL SOSYAL MEDYA FENOMENİ OLUNUYOR?

-Açıkçası snapchat kapalı bir ortam olduğu için ben kendimi sosyal medya fenomeni gibi görmüyorum, belli bir alanda içerikler üreten bir TV kanalı gibi bir şeyim.

YEMEK MERAKINI DAHA GENİŞ KİTLELERLE PAYLAŞMAYI DÜŞÜNÜYOR MUSUN?

-Yemek hikayesi öyle bir noktaya geldi ki yakında kendi yemek programımı yapmaya başlıyorum. ’Emir Yargın’la Çakal Lezzetler’ yakında Youtube’da yayına başlayacak. Bildiğiniz yemek programlarından çok farklı olacak (gülüyor). ‘Youtuber’ olmak gibi bir amacım yok ve böyle algılanmayı hiç istemiyorum. Mecrayı televizyon değil de internet olarak seçmemizin tek nedeni özgür kalabilmek. Zaten televizyon kalitesinde bir program olacak. Öyle elime telefonu alıp çekmeyeceğim yani. Müthiş bir ekip işi olacak.

RESTORAN AÇMAYI DÜŞÜNÜR MÜSÜN?

-Otelde doğan ve otelde büyüyen biri olarak, hizmet sektörüne doğuştan gelen bir bağışıklığım var. Bağışıklık deme sebebim şu, hizmet sektörüne her karakter ayak uyduramaz, dışardan tatlı gelse de günün 24 saati işiyle yaşayabilecek karakterler ancak hizmet sektöründe mutlu olabilir. Henüz böyle bir amacım olmasa da bana hiç uzak bir fikir değil bu. Dediğim gibi zaten içine doğduğum şey.

YEMEKLİ ŞARKILAR YAPMAYI DÜŞÜNÜR MÜSÜN? NİL KARAİBRAHİMGİL KEK YAPMIŞTI MESELA.

-Programda yemekle müziğin birlikte olduğu çok bölüm olacak. Yemek yapma seslerinden bir şarkı gibi mesela.

MÜZİK YAPMAK İSTEYEN GENÇLERE NE GİBİ TAVSİYELERDE... ŞAKA TABİİ. KAÇMAK İSTEYEN GENÇLERE HANGİ ÜLKELERİ TAVSİYE EDERSİN?

-Kaçma tavsiyesi vermek istemem kimseye, benim de bir yere gittiğim yok. Herkesin işini en iyi şekilde yaptığı, birlik olabildiğimiz, iyilik, hoşgörü ve sağduyunun önderliğinde bir gelecek diliyorum tüm gençlere. Kendim 70 yaşındaymışım gibi oldu. Öptüm.